Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Yaz saati uygulaması ihracatçıyı üzer…

İstanbul Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği yaz saati uygulamasının kalıcı olması durumunda ihracat sektörünün zarara uğrayacağını beyan etmiş.

Haklılar!

Dış ticarette saatler önemlidir beyler, bayanlar; karşıdan görüldüğü gibi basit bir al-sat olayı değildir.

Karşılıklı anlaşmaya varılmıştır, mesela, akreditif açacaklardır. Malınız hazır da olsa akreditif karşı bankadan bizim bankamıza gelmeden yükleme yapamazsınız.

Yapamazsınız, zira, gelen akreditifteki bir harf, bir rakam hatası dahi düzeltme gerektirir ki bu düzeltmeler de bankalar aracılığıyla olur.

Bankalar da şirketlerden ıslak imzalı onay alır.

Üstelik, arada aracılık eden banka da olabilir ve minik bir düzeltme dahi ciddi zaman kaybına neden olur.

“Eee, yap sen yüklemeni, gelir nasıl olsa!” da diyemezsiniz, misal tıra yüklediniz ve değişiklik gelene kadar tırı fabrikanızda, ya da tır parkında tuttunuz, tırın bekletildiği zaman para ile ölçülür, ki; işin içinde olmayanların tahmin edemeyecekleri yüksek rakamlardır bunlar.

Charter Party gemi kiraladınız, mesela, bir problemin çözümü için müşteriye ulaşmanız gerekiyor, tutun ki ulaşamadınız. Tutun ki ulaştınız mobil telefondan da resmi daireler kapalı… Bir geminin beklemesinin maliyeti az ve buz değildir!

İşin bir de müşteri ayağı vardır, mesela tekstil ağırlığı ve hacmi hafif olan bir ürün olmasından dolayı hava yolu tercih edilir, müşteri cash olarak parasını da ödemiştir ve sizden alelacele malı yüklemenizi istemiştir.

Eee, bu işler bir fatura, bir irsaliye ile olmuyor beyler, bayanlar; bunun İhracatçı Birlikleri var, resmi evrakları var, ürün cinsine göre alınacak belgeleri, alıcının özel talep ettiği analizleri var.

Müşteri dellenir: “Malım yola çıkmadı mı hala?” diye…

En zor durumdur: Bizim burada bu işler böyle yürür diyemezsiniz!...

Müşteri kaçırmaktan korkarsınız, bir de ülkenizi kötülemekten…

******

Mesela, gıda sektöründe ille de bağımsız uluslararası bir analiz şirketinin analiz raporları istenir, çoğu kez. Bu raporları almak için bilmen ne ülkesindeki laboratuvara numune gönderilir.

Sonuçların çıkması vakit alır, ellerinde bir çok da ürün vardır.

Ararsınız, mesela, İsviçre’yi, İtalya’yı, Almanya’yı, tanış olmayı becerdiyseniz “Ohh dear …, diyerek başlar ve numunenizin öne alınmasını rica edersiniz.

Yine arar, sonuçlar ne zamana hazır olur şekerim diye sorarsınız, falan…

******

Dış ticaret ile uğraşanların, özel sektörde, çalışma saatleri yoktur aslında!

Yani, enerji anlamında böyle bir gerekçe sunuluyorsa, hiç sunulmasın; zira, bir kişi de olsa o ofiste geç saate kadar çalışan o ofisin ışıkları yanacak, klimaları çalışacaktır!

******

Gidilen cafeden, yemek yaparken evden de iş takip eder ihracatçılar…

Evdeki mesai devleti ilgilendirmiyor, anladığım kadarıyla enerji anlamında; keza evlerde harcanan enerjiler de…

Haa, o zaman maksat enerji tasarrufu değil demek!

Hımm, evlerinizde kullanın kullandığınız kadar, yeter ki bedelini ödeyin! Ödemediğinizde zaten anında kesilir elektriğiniz!

Vatandaşın bundan bir çıkarı yoktur, yani anladığım bu!

Vatandaşın zararı da önemli değil midir?

İhracat yapanlar vatandaş değil midir?

******

Haa, çok fazla yapanlar zaten koruma kalkanı altındalardır daa… Kendi kendine çarkını döndürmeye çalışanlaradır zorluğu…

******

Bu konuda fikrimi daha önce de belirtmiştim: Enerji tasarrufu böyle yapılmaz diye.

Olsa olsa namaz saatlerine göre çalışma saatlerini uydurma!...

******

Libya’ya yağ ihracatı yapıyorduk, Cuma, Cumartesi günleri çalışmıyorlar, Pazar günleri eksperlerini karşılamaya gidiyordum.

Kendi tatil günümü işe harcıyordum yani!

Öyle bir yetki silsileleri vardı ki; kendi çalışma saatleri dışında hiç birine ulaşamıyor, ulaşsam da hiçbir sonuç alamıyordum.

******

Batıdan uzaklaşıp da Doğuya yaklaştıkça, sebepler çeşitli çeşitli olsa da, hani yine Enerji Bakanı’mızın önerdiği Cumartesi günlerinin çalışma günü olması talebinin bir başka dönemde kabul görmesi halinde bir diğer aşama da Cuma günlerini tatil etmek olabilir.

Bir sonraki aşama da oldu olacak Cuma ve Cumartesi tatil olsun, Pazar çalışama gelecek, korkarım!

******

Son dönemlerde ihracat ile ithalatı karıştırıp bir potada “Dış Ticaret” olarak yorumlar olduk.

Tekrar yineliyorum: İhracat bir ülkenin dış pazarlara sattığıdır. Normal olanı o ülkede üretilen malın ülke hacmine cevap verdikten sonra geriye kalan miktarın dış piyasaya satılmasıdır; ki amaç para kazanmaktır!

Normal olmayanı: Kendi ülkesine ihraç edemediği kapasitedeki ürünleri kakalamasıdır!

İthalat ise bir ülkede var olmayan malların yurt dışından satın alınmasıdır.

Amaç, yurt içindeki eksikliği gidermek ve vatandaşın hizmetine sunmaktır.

Misal, yurt içinde üretilemeyen bir ilacın ithal edilmesi pek normaldir.

Yurt içinde yetişen canlı hayvan, tarım ürünleri falan gibi şeylerin ithalatı ise anlamsızdır ve yurt dışına para kaptırmaktır!

Hem de kendi üretici vatandaşını bıçaklamaktır!

Zira; ithalat olmayanı almak, bedelini ödemekle birlikte vergilerini yüklenmek demektir.

Yani; bir anlamda fazladan bedel ödemektir.

Yurt içinde üretilen malların değerinden düşükse aynı kalitede ithal edilen malların fiyatı, ama dikkat!

Ya kandırılıyorsunuz ürün bazında, ya kandırılıyorsunuz vatandaş bazında!  

Bunun başka da bir açıklaması yoktur!

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..