Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

Yazıklar olsun!

Yazıklar olsun!
 

Şimdi ne oldu da yemin ettiniz siz sahi? Güvenilme konusundaki en sabıkalı kişilere güvendiniz, hiçbir bağlayıcılığı olmayan ve üstelik arkadaşlarınıza hiçbir gönderme de yapmayan o metni imzaladınız, "işte ne güzel çözüldü" dediniz ve girdiniz meclise yemin ettiniz. Ne değişti de çıktınız o kürsüye? 

Hayalkırıklığım büyük. Çözüm yeri meclistir diyenlere inandınız, o mecliste bir şey çözülmüş gibi bugüne kadar. AKP istemedikten sonra siz neyi çözeceğinizi zannediyorsunuz? Yemin etmediğinizde, biraz onurlu, biraz dik bir duruşunuz vardı en azından. Şimdi arkadaşlarınızı orada bırakıp da girdiniz içeri, oturdunuz koltuklarınıza. Tebrik ederim. 

Tek parti diktatoryasını kurmuş olan AKP'nin peşine takılıp, bu ülkede en sözüne güvenilmezlerin sözüne güvenip, AKP'nin içinde "aman tutuklu milletvekillerine gönderme olmasın" diye uğraşıp didindiği bir metnin altına imzanızı atıp da, anlık kurtuluşların cazibesine kapıldınız. Koltuk altımızdan gitmesin, maaşlarımız bankamızdan eksik olmasın diye çıktınız o kürsüye yemininizi ettiniz. 

"Partiye sağcıları aldı..." dediler, "Fethullah'ı övenler, cemaatleri koruyanlar, ikinci cumhuriyetçiler, tarikat seviciler de var partide" dediler. "Oy almaya çalışıyordur, ülkesini kurtarmaya çalışıyordur AKP'den" dedim, bekledim. Girip de yemin etmeyince siz, "bakın, direnişe geçtiler işte, demokrasi dersi veriyorlar" bile dedim. 

Dün siz yemin ettikten sonra, Tayyip Erdoğan "biz yüzde 50'yiz, teslim olacaksınız" dediğinde ne hissettiniz? Çıkıp da demediniz ki, "demokrasi çoğunluğun azınlığa tahakkümü değildir" diye, demediniz ki "biz burada demokrasi mücadelesi veriyoruz, sizin o dilinizden düşürmediğiniz milli iradeyi sağlamaya çalışıyoruz..." Siz kimden demokrat çıkarmaya çalışıyorsunuz yahu? Uykuda mısınız, gerçeğiniz mi şaştı, ne oldu? Cemil Çiçek başkan seçildi diye, ifade özgürlüğü konusunda, milli irade konusunda sabıkalı Çiçek'e "iyi devlet adamı" diyerek, pek de sevinip, koştura koştura gittiniz. "Aman da pek güzel, aman da pek iyi..." Tamam dedik, arkadaşlarını kurtarmak için her yolu deniyorlar, olacak o kadarı da. 

Şimdi siz, seçmeninizi yarı yolda bıraktınız. Bugün Mustafa Balbay'ın "geleceğim ben" diyen yazısını okuyunca içiniz sızladı mı? Hangi yüzle çıkıp da "Ekim'e kadar tatil meclis, o zamandan sonra yaparız bir şeyler" diyorsunuz. Meclis'te Balbay'ın adı okununca bir şey değişmiyor. Balbay'ın, Haberal'ın meclise bizzat girebilmeleri önemli olan. Siz dışarıda kalsanız da, belki çıkamayacaktı onlar. Ama bugün kaybetseniz bile, arkadaşlarınızı kurtaramasanız, halka derdinizi anlatamasanız, bir dahaki seçimde baraj altında kalsanız bile tarihte bu onurlu mücadeleniz yüceltilecek, "CHP işte böyle bir demokrasi sınavından en yüksek notla geçti, kendini feda etti, hakkını teslim ediyoruz" denilecekti. 

Siz bu yok oluş döneminde, yok edenle uzlaştınız. "Egeminlik kayıtsız şartsız milletindir" sözüyle mesajınızı verdiniz belki ama... Yakanıza arkadaşlarınızın fotoğrafını bile asmadan... 

Yazıklar olsun! 

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..