- Kategori
- Edebiyat
- Okunma Sayısı
- 2634
YAZMAK YAZAR OLMAK MIDIR?

Okuduğum bir romanda hayatımdan, yaşadıklarımdan bir şeyler ararım. O yazıyı sahiplenir, içine girerim, kahramanı olurum. Onunla birlikte yürür, oturur, onunla kalkarım. O yüzden okuduğum roman beni şaşırtmalı, sürpriz yapmalı, yazar beni zorlamalı.
Eğer ben yazacaksam okuyucunun benim gibi hissetmesini isterim. Güldüğüm yerde gülmeli, korktuğumda o da korkmalı. Okuyucuya bunu hissettirebiliyorsam, bunu başarabiliyorsam yazmalıyım. Sonra tamamen doğal yani ben olmalıyım, samimi ve gerçekçi. Yazıları edebiyat koksun diye her bulduğu kelimeyi, cümleyi yazılarına koyanlar inandırıcı gelmiyor bana. Bence bu yazarı rahatsız etmeli, eğer yazdıklarım beni rahatsız ediyorsa okuyucuya nasıl sunabilirim ki?
Yazmak için kendini hazır hissetmek diye bir şey yok bence. Her zaman her yerde yazılabilir. Önemli olan içinden gelen sesin, eline, kalemine aynı hızla işleyebilmesi. Asıl yazdıklarına, etrafındakilerin ne kadar hazır olduğudur eşinin, dostunun belki de çocuğunun.
Mario Levi bir söyleşisinde “Herkesin anlatacak bir şeyleri vardır. Bir ev hanımının da komşusuna anlatacak her gün bir şeyleri olur, önemli olan bir yazarın anlattıklarının içine edebiyat katabilmesidir.” Demişti.
Yazarların diğer insanlardan daha farklı algılamalarının olduğunu düşünüyorum. Etrafa başka bir gözle bakıyorlar.İnsanların fark etmediği olayları yazılarında anlatıp okuyucuya ustalıkla iletebiliyorlar.Yine de içlerinde bir sır var ve onunla yaşıyorlar.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Merhaba Ebru hanım yazınızı çok beğendim bende sizinle aynı görüşleri savunuyorum daha yeni gelmiş olmanıza rağmen yazınız oldukça ilgi görmüş yazılarınızı merakla bekliyorum. Başarılar
iremken 23.06.2006 16:37