Yemek yapan kadın becerikliyse, yapmamayı başaran süper kahramandır!

Yemek yapmamayı başaran kadın kadar takdir ettiğim bir insan daha yoktur dünya üzerinde..

Öyle kinaye falan yapmıyorum,  gerçekten takdir ediyorum bunu başaran kadını. Kocamın midesinde sonsuuuuuz bir boşluk olduğuna inanmaya ve bu boşluğu kaç çeşit yemekle doldurmam gerektiğini düşünmeye başladığımdan beri bu kadınlar inceleme alanıma girdi. Çeşit çeşitlerdi... Taktikleri uysa bahaneleri farklıydı, bahaneler aynıysa uygulamalar farklıydı.

Gelin birlikte bakalım çeşitlere:

 

''Yemek yapmayı sevmiyorum.'':  Bu gruptaki kadınlara söyleyecek sözünüz yoktur. Bir şey söylediğiniz takdirde arkada mücadeleci bir ruh gizlidir çünkü. Bir şeyi sevmeden yapmanın kendilerine işkence olduğundan yola çıkarak, kadına işkence temasına, oradan da kadın erkek eşitliğine kadar gidebilirler. Sonunda yemek yerine dayak yersiniz beyler aman deyim..

 

''Yemek yapmayı beceremiyorum.'': Bu grubu çok başarılı bulmuyorum aslında. Bakıldığında yemek yapmak bir dereceye kadar ''öğrenilebilen'' bir olgu olduğu için hayatlarının bir noktasında yemek yapmaya başlayacaktır bu kadın tipi. Koca akıllı hareket ederse ikna etmesi an meselesidir. Acilen taktik değişikliğine gitmelidir bu grup.

 

''Yemek yapmaya vaktim yok.'': Anlaşılması en kolay gruptur bana kalırsa. Ölçülebilir bir verisi vardır çünkü. Kaç saat çalıştığı, kaç gün çalıştığı bellidir. Ufak bir hesapla karşı tarafı kolaylıkla ikna edebilir. Akıldan çok matematikle çalışır bu grup.

 

''Akşamları çok yemek sağlıklı değil zaten.'': Kocasının göbeği büyük kadınların grubudur. Kadın yemek yapmayarak aslında kocasını düşünür. Bu sebeple kocası ''Bizim evde de yemek pişmez'' diye eşine güzel bir gönderme yaptı mı kadın hüngür hüngür ağlayıp ''Benim tek hatam senin sağlığını düşünmek!'' diyebilir. Bu diyalog sonrasında adam bir daha hiç bir konuda ısrarcı davranamaz zaten, akşam oturup Nesfitini yiyip salatalığını kemirir.

 

''Evdeki koku çıkmıyor.'': Mutfağın evdeki diğer yaşama alanlarına yakın olduğu evlerde oturan kadınların grubudur. Eve sinen yemek kokusuna ''Misss gibiiii'' diyen kocaya ''Bu koku perdelerden çıkmıyor, benim midem bulanıyor biliyor musun?'' diyerek kendini kolaylıkla savunabilir bu gruptaki kadın. Adamın tek çaresi yeni bir ev almak ya da yemek yapılmama durumuna alışmaktır. Maddi hesaplamalar yapıldığında ev değiştirilmez, yemek ısmarlanır.

 

''Vallahi daha pahalıya geliyor!'': Bir yemek şirketiyle sezonluk anlaşmayla indirim alıp sonrasında diğer evlerde yapılan mutfak masraflarına gönderme yapan kadınların grubudur. Burada da matematiksel kanıt sunma avantajı vardır. Sayısal veriler ay sonu pek tutmasa da sezonluk anlaşma yapılmıştır bir kere...

 

''Yemek yapmayı sevmiyorum, beceremiyorum, zamanım da yok zaten..'': İşte bu en takdir ettiğim grup! İşini asla şansa bırakmaz bu gruptaki kadınlar. Bir sebep ortadan kaldırıldığı takdirde diğer sebepleri kullanabilirler. Kocası bir gün bir jest yapma taktiğiyle ''zart akademinin zurt mutfağından eğitim satın aldım bize hafta sonu birlikte gidelim çok eğlenceli oluuur'' dediğinde hemen ''olur'' der; çünkü bilir ki burada beceriyi kazansa da yemek yapmayı sevmemek gibi bir savunmayla devam ettirebilir hayatını. Olur da bu gittiği kursta yemek yapmayı severse de ''Zamanım da yok zaten'' bahanesi her zaman ceptedir. Bu kadın tipini yemek yapmaya teşvik edecek bir erkek henüz dünyaya gelmemiştir.

 

Yukarıda benim gözlemlediğim bir kaç grubu paylaştım sizlerle.. Bunun dışında ''Eskisi kadar iyi yapamıyorum ben onu yaaa'' diye de bir grup var ki taktiklerini paylaşıp kendimi baltalamak istemiyorum. Bir kaç seneye kadar katılmayı düşündüğüm bir gruptur çünkü..

''Madem bu kadar iyi biliyorsun taktikleri de niye uygulamıyorsun?'' diyen arkadaşlara yine kayınvalidemden bir alıntı yapmak isterim

 

Kayınvalidem Murat'la evlenmeden önce bana şöyle demişti: ''Kızım senin kocan melek gibidir yeter ki karnı tok olsun!''

 

Bu söz bana cadı karakterimi hatırlatmıştı hemen ve tabii ''Yeter ki...'' diye başlayabileceğim yüzlerce cümleyi.

 

Ondan sebeptir  ''Yeter ki sofrayı topla...'' diyerek başlıyorum yemek yapmaya.

 

En tehlikeli grubun hangisi olduğunu sanırım anladınız.