Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '19

 
Kategori
Eğitim
 

Yeni Eğitim Sistemi Üzerine

Okuldaki zorunlu ders saatlerinin azaltılması ile
Öğrenci ve Ailelerin Hayatında Ne Gibi Değişiklikler Olacak?

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde harf devriminden sonra belki de en radikal değişimler Bu eğitim yılın başında başladı. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr. Ziya Selçuk tarafından açıklanan ve kamuoyunda hayli dikkat çeken zorunlu ders saatleri ortaöğretimde %50 azalacak açıklaması ile eğitim ve öğrenme ile ilgili ne tür değişimler yaşayacağımızı öğrenci ve aileler için merak edilenleri Eğitim ve Öğrenmeyi Öğrenme Uzmanı Adil Maviş 10 soruda açıkladı. Maviş Sınavlarda notların çok iyi olması öğrenci başarısındaki önemli kriter olmaktan çıkartılacak onların sınav notlarını değil meraklarını ve yeteneklerini geliştirmeyi hedefliyor.

 

1. Okul Saatlerimizde Azalma Olacak mı?

Orta öğretimde ders saatleri azalmayacak zorunlu ders saatleri azalacak. Bu durumda Bir öğrenci haftada on saat Türkçe dersi alıyorsa bunun 5 saati zorunlu olacak kalan 5 saati Türkçe kapsamında öğrencinin kendini geliştirmesini hedefleyen ve gönüllü katılabileceği diksiyon, güzel konuşma, hızlı okuma, tiyatro vb. konularda etkinlik sınıfları oluşturulacak. Tüm okullarda tasarım ve beceri atölyeleri kurulacak.

 

2.Üniversite sınavlarına daha iyi hazırlanmamızı olumsuz etkiler mi?

Günümüzün dijital ortamında öğrenme kaynakları öğretmen endeksli olmaktan çıkıp öğrenci endeksli olmaya başlamıştır. Yani her öğrencinin kendi öğrenme stilleri çerçevesinde ihtiyaç duyduğu bilgiye (görsel,işitsel,dokunsal) kaynaklardan çok daha verimli ve hızlı bir şekilde ulaşabilmektedir. Yani öğretmekten çok "Öğrenmeyi öğrenme", sürü psikolojisinden ziyade  bireysel farklılıklara saygı ve kendi kendine öğrenme disiplini geliştirmeye yönelik çalışmalar istediği bölüme girmek için yüksek puan almak isteyen öğrenciler için daha büyük bir fırsat oluşturacak.

 

3. Zorunlu ders saatleri yerine ne gelecek?

Başta "Ders" kavramının yarattığı zihindeki negatif çapaların yıkılarak öğrenmenin eğlenceli ve hayat okulunun ihtiyaç duyduğu becerilerle entegreli bir şekilde yeniden programlanması sağlanacak.

Örneğin karakter eğitimi, değerler eğitim, kişisel gelişim eğitimleri zorunlu derslerden daha önemsiz değil. Halbuki günümüz eğitim sisteminde çocuğun bu eğitimlere vakit ayırmayı zaman kaybı bile görüyor. "Sınavda bize kimse hayat amaçlarımızı sormayacak ve bunu düşünmeye çok da vaktim yok" diyebiliyor

 

4. Öğrencinin hangi alanda başarılı olduğu ve yetenek yönlendirilmesi yapılacak mı?

Bireysel farklılıklar ve yetenekler ne kadar erken yaşta keşfedilirse genç hayata o kadar bilinçli hazırlanır. Halbuki daha son sınıfa gelip sınava girecek öğrenci "önce puanlarım çıksın sonra elimdekilerle neler yapabilirim" hem kafası karışık, hem de ne istediğini bilmeden giriyor. Bu yola çıktıktan sonra "önce benzinime ve hava koşullarına bakayım sonra nereye gideceğimi düşünürüm" gibi bir durum. Şu anda Üniversite eğitimine başlamış olanların neredeyse %70'i istedikleri bir bölümü okumuyor daha çok açıkta kalmamak ve "üniversitede okuyorum" durumunun ikincil faydalarından yararlanmak için kayıt yaptırdıkları bölüme devam ediyorlar. Artık gencin tanıması ve yeteneklerine en uygun eğitim hayatını belirleyebilmesi için rehberlik çok önem kazanıyor.

Formal eğitimli rehber öğretmenlerin yanı sıra bütün eğitimciler rehberlik ve koçluk becerileriyle geliştirilmesi hedefleniyor. Milli eğitim müdürlüklerine bağlı çalışan RAM (Rehberlik Araştırma Merkezi) Yeniden yapılandırılacak ve bu değişimin entegrasyonunda aktif rol alacak.

 

5. Öğrencilerin ders notları dışında bir değerlendirme olacak mı?

"Notu varsa çalışırım" anlayışı öğrencinin öğrenmekten ziyade not için çalışmasına neden oluyor. Ödül ve Ceza sistemi de bu anlayışın bir parçası. Havuç veya sopa varsa harekete geçerim öğrencinin içgüdülerini eğitmekten çok çıkar amaçlı çalışmak zorunda bırakıldığı bir teşvik sistemi. İç disiplinden yoksun dış disipline bağımlı bireyler oluşmasına neden oluyor. Kişinin tertip ve düzeni, sorumluluk anlayışı veya kişilerle olumlu iletişim kurma becerisini sadece not anlayışı ile geliştirmek sağlıklı olmayacaktır.

 

6. Öğretmenlerin gireceği ders saatleri azalacak mı?

Ders saatleri arasındaki teneffüs saatleri artacak böylece toplamda ders saatleri de azalmış olacak.

 

7. İş ve bilişim dünyasına yönelik okul hayatından hayat okuluna yönelik bir hazırlık olacak mı?

Dijital platformun göz ardı edildiği bir eğitim sistemi düşünülemez. Bir yetişkin yaklaşık 2 saatten fazla dijital platformda (telefonla konuşmak dışında) zaman geçiriyor. Bu öğrencilerde 2-4 saati bulabiliyor. dijital platformda geçirilen bu süreden eğitim ve öğretimin de pay alması zorunlu öğrenme kaynaklarının da dahil edilmesiyle mümkün olabilir. Google artık bütün eğitimlerini dijital platformda veriyor ve sertifikalandırıyor. Nerdeyse bütün üniversitelerin uzaktan ve açık öğretim sistemleri var. Sınıf kavramı artık değişiyor. Aynı sınıfta internet ortamında binlerce öğrenci eş zamanlı interaktif ders yapabiliyor öğretmene soru sorabiliyor ve arkadaşlarıyla bir konuyu tartışabiliyor.

 

8. Gerek öğrencilerin gerekse velilerin verilen eğitimden tatmin olmaması ve zorunlu derslerde takviye kurslarına yönelmesinin yolu açılmaz mı?

2019-2020 Öğretim yılında dershaneciliğin uzantısı olan kursların kapatılması ailelerin ve çocukların yetersizlik psikolojisi altında kaygıyla hareket etmelerinin önüne geçilecek.

Çocuk ihtiyaçları çerçevesinde daha fazla öğrenme ve pratik yapma ihtiyacını yine okulda, halk eğitim merkezlerinde kendi istekleri doğrultusunda karşılayabilecek. Artık dershane hocası ile okul hocası arasındaki öğrenciyi yetiştirme anlayışındaki farklılıklarda kaldırılıyor. Yani "okuldaki öğretmen çocuğu okul sınavlarına hazırlıyor ama Üniversite sınavlarına hazırlamıyor" anlayışı da bu vesileyle tarihe karıştırılmış olacak. Devlet okulların yetersiz eğitim verdiği ve bunu kurslarla telafi edilmesi gerektiği algısı tamamen bitirilecek.

 

9. Eğitim müfredatında ve kaynaklarında ne gibi değişiklikler olacak?

Müfredat çocuklarımızın ilgi, yetenek ve mizaçlarına göre düzenleniyor. Eski sistemde düşünmeseniz de ezberleyerek sınıf geçmek mümkün. Yeni müfredat sistemiyle öğrenci yaratıcı fikirler üretebilen, hayal kurabilen, proje yapabilen, farklı fikirlere açık olması teşvik edilecek.  Sistem eğitimin ana hatlarını çizse bile yönergelerini öğretmenin dikte etmekten çok üzerine tartışabileceği, yorum yapabileceği hatta katkı sağlayabileceği formatta eğitim şekli yeniden tasarlanacak. Ayrıca bilgiler çok hızlı güncelleniyor. Bazen bir haberin içeriği gazete baskıya girip dağıtıma çıkıncaya kadar değişebilirken. Ders kitapları pek çok bürokratik işlemlerin ardından öğrencinin önüne geliyor ve bilgi güncelliğini yitirmiş olabiliyor. Bunu önüne geçebilmek için dijital eğitim-öğretim içeriği geliştirme ekosistemi oluşturuluyor. Veriye dayalı yönetimle bürokratik iş yükü azaltılıyor. Dijital öğrenme  materyalleri geliştirebilen yetenekli öğretmenlerden yararlanılacak ve üretilen materyaller ortak havuza atılacak. Artık her öğrencinin yüzünün eğitimciye dönük yan yana ve arka arkaya oturma sistemi de tarihe karışıyor, öğrencilerin birbirini görmesi ve birbiriyle etkileşim içine girebileceği oturma düzenleri ve hareketli masa ve sandalyelere geçilmeye başlanacak.

10. Yeni sisteme öğrencilerin daha kolay adapte olabileceği anlaşılıyor peki öğretmenler de adapte olabilecek mi?

Yeni nesil öğretmen anlayışı “Kendini öğrenciye yararsız hale getirmeyi” hedefliyor. Böylece öğrenci kendi öğrenme dinamiklerini harekete geçirdiğinde, neyi nerde nasıl bulacağını öğrenecek ve belki de öğretmenin ona verebileceği daha fazla bilgiyi daha kısa süre içinde öğrenebilecektir. En iyisini öğretmen bilir anlayışı önemini gün geçtikçe yitiriyor. Öğretmen bilgi aktaran modelden çok yetenekleri işleyen ve öğrencinin kendi dinamiklerinden daha verimli nasıl yararlanabileceğini ortaya çıkartan bir “koç” konumuna geliyor. (Koçluk İngilizce coaching kelimesinden geliyor, yol gösterici, antranör, rehber, mentör anlamına geliyor)

 

 

 
Toplam blog
: 4
: 156
Kayıt tarihi
: 15.01.19
 
 

Atatürk Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü mezunuyum. Basın danışmanlığı alanın..