Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '09

 
Kategori
ÖSYS
 

Yeni sınav sistemine ilişkin önemli taktikler

Yeni sınav sistemine ilişkin önemli taktikler
 

Doğru taktik kazandırır.


Sevgili öğrenciler ve veliler,

Yeni sınav sistemiyle birlikte ön plana çıkan dikkat edilmesi gereken bazı özellikler var. Her yarışta olduğu gibi kurallar taktikleri belirler bu sebepten kuralları ne kadar iyi bilirseniz taktikleri de o kadar iyi belirleyebilirsiniz.
Şimdi madde madde bu konuları irdeleyelim.

Yeni sistemle birlikte öğrencilerin özelleşmiş bir rehberlik almaları oldukça ön plana çıkıyor.

Çünkü ilk sınav (YGS) için altı ikinci sınavda (LYS) ise sayısaldan dört, Türkçe-matematikten üç, Türkçe sosyalden iki, ve dilden iki farklı puan hesaplaması olacak ve bunların hepsinin derslere göre puan hesaplaması değişecek.

Örnek1: TIP isteyen bir öğrencinin maksimum toplayacağı puan 100 olsun bunun

40 puanı ilk sınavda yani YGS'de

    Türkçeden 11, Sosyalden 7, Matematikten 11, ve Fenden 11 şeklinde alabilecek.

LYS'de ise geriye kalan 60 puanın

    13 ü matematikten, 13 ü fizikten, 14 ü kimyadan, 5 ini geometriden toplayabilecek En önemli ayrım ise 15 ini biyolojiden toplayabilecek olmasıdır.

Örnek2: Temel eğitim bilimleri (matematik bölümü gibi) programlarından birini tercih etmek isteyecek öğrencimiz ise ilk bölümdeki (YGS-Nisanda yapılacak ilk sınav) 40 puanını şu şekilde edinebilecek;

    11puan türkçe, 16 puan matematik, 5 puan sosyal, 8 puan fen bilgisi

İkinci sınavda (LYS-Haziranda yapılacak sınalarda) ise;

    26 matematik, 13 geometri, 10 fizik, 6 kimya 5 biyoloji

Bu iki öğrencimizi kıyaslayalım; birinci öğrencimizde matematiğin önemi her iki sınavda toplamda % 29 iken ikinci öğrencimiz için % 55'tir. Birinci öğrencimiz için fen bilgisinin toplam getirisi % 53 iken, ikinci öğrencimiz için bu rakam % 29 a iniyor. Bu durumda her ikisi de sayısalcı olan bu öğrencilerin aynı taktik ve ağırlıkta ders çalışmaları tamamen strateji hatası olur. Çünkü bu iki öğrenci içinde izlenmesi gereken yol şu şekilde olmalıdır: Öncelikle öğrencilerin meslek seçimi konusunda yönlendirip daha sonra ideallerindeki mesleklere göre bir çalışma programı hazırlamak olur. Böylelikle öğrenci koçluğu sistemi ve bireysel öğrenciye özel programın bu sistemle yıldızının parladığını ve öneminin arttığını görmek için âlim olmaya gerek yoktur takdir ederseniz.

Çünkü yeni sistem öğrencilerin 10. ve 11. sınıftan itibaren meslek seçimleri konusunda doğru yönlendirilip,
bu yönlendirme doğrultusunda eğitim almalarını gerektirmektedir. Ayrıca dershaneler bu sistemle birlikte hepten eksik almaktadırlar.Çünkü dört farklı sayısal puanı olmasına rağmen tek tip sayısal çalışma programıyla hizmet vermektedirler, aynı şekilde üç farkı eşit ağırlık puanı olmasına rağmen tüm öğrencilere özelleştirme yapılmadan aynı eşit ağırlık çalışma programını uygulanmaktadır.

Yeni sınav sisteminin getirdiği yeniliklerde ikincisi de alan ayrımının kalkmasıdır.

Peki alan ayrımı kalkınca ne gibi nüanslar ortaya çıkabilir? Bir kere sayısal öğrencilerinin avantajı ciddi şekilde artmış olacak çünkü alan ayrımı gözetilmeden tüm öğrenciler herhangi bir bölüme puanları yetmesi durumunda yerleşebilecek. Malum lise müfredatın 9. sınıfın ortak dersleri dışında diğer sınıflarda da Türkçe-Edebiyat ve tarih dersleri zorunludur. Öğrenci sayısal da olsa bu iki dersi almak zorundadır. Dolayısıyle sayısal öğrencisinin eksik sadece
coğrafya dersi kalmaktadır.

Buna karşılık Türkçe-matematik öğrencisinin eksik kalan, fizik, kimya, biyoloji gibi müfredatı çok yüklü dersler vardır. Bu durumda son yıl kararı işletmeden yana değiştiren bir sayısal öğrencisinin kısa zamanda coğrafyasını toplamasıyla bu meslek için gerekli bütün dersleri halletmiş olacaktır. Ekstra fen bildiği için ilk sınavda %5 lik bir üstünlüğü de söz konusu olacaktır.

Ancak aynı şey Türkçe-matematik öğrencisi için geçerli değildir. Görülüyor ki sayısal öğrencisi olmak bu sistemle birlikte oldukça avantajlı olmak anlamına da geliyor.

Ele alacağımız üçüncü ve son konu ise okul başarı puanı uygulaması, maalesef öğrencilerimizin dilinde dolaşan bazı hatalı cümleler var. Bazı öğretmenlerimiz bile bu yanılgıya düşebiliyorlar. Nasıl mı? Okul derslerinin başarısının artık önemi yok" ya da "okul başarı puanın önemi kalmadı" bu cümlelerin gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Çünkü halen okul başarısının genel puanlamaya etkisi %13, 05 'tir. Takdir ederseniz ki %1'lik farklar bile insanı bazı puan dilimlerinde 10000 kişinin önüne geçirebiliyor değilki %13, 05'lik bir oran neler neler yapmaz. Tamam şunu kabul ediyoruz 2010 öncesine göre etkisinde üçte birlik bir azalma söz konusu çünkü daha önce etkisi %21 civarındaydı. Ancak yeni oranda hiç hatırı sayılmayacak cinsten değildir. Yıllar içinde öyle öğrencilerimizle karşılaştık ki çok güzel puanlar almalarına rağmen okul puanı sebebiyle yarışa çok geriden başlamak zorunda kaldılar. Telafisi olmadığı için çok önemli olan okul başarı puanına, öğrencilerimizin mutlaka sahip çıkıp ciddiye almalarını tavsiye ediyorum. Yeni sisteme ilişkin şimdilik size vereceğim taktikler ana başlıklar altında bu şekildeydi özetleyecek olursak.

ÖZETLE

    Bireysel çalışma programları ve öğrenci koçluğunun önemi artıyor. Sayısal öğrencileri bir adım öne çıkıyor. Okul başarısının katkısı üçte bir oranında azalmasına rağmen hala yarışın dengesini değiştirecek derecede önemli!

Hazırlayan: Uzman Eğitim Koçu Gülşah Özkaraca

 
Toplam blog
: 5
: 8900
Kayıt tarihi
: 01.11.09
 
 

Armut gibi asılmamak incir gibi ezilmemektir hayata karşı duruşum. 82'de bir bahar günü İzmir..