Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yeni yılda eski umutlar

Yeni yılda eski umutlar
 

hoşgeldin Aziz abi...


Okan: ... Valla aşure komasına gireceksiniz babacan yeter artık yemeyin bu kadar.

Ali: Yok abi Tunç götürüyor onların hepsini, zaten bazısı o kadar da güzel değil gibi. Ya çok koyu, ya da cıvık. Yine de en güzeli şu üst kattaki eczacı kızın getirdiğiydi aslında. Biz de yapıp onlara götürsek mi ne dersin hafız?

Okan: ehe... Babacan senin alıcı gözle baktığının aşure olduğuna inansam tamam ‘bi pastaneye yaptırıp götürürüz’ diyeceğim ama sen yine toplumun ahlak yapısına ters düşen bilumum davranışlar içerisindesin gibi geldi bana. İnsanlar yapmış kapına kadar getirmiş ‘Allah kabul etsin’ diyip alırsın işte ne uzatıyorsun koyuymuş, cıvıkmış diye. Hem bu mahallenin eskisiyiz biz, komşu kızına falan yamuk olmasın yani.

Ali: Aşk olsun abi. Ne yamuğumuzu gördün?

Okan: Benim baktığım yerden çok da belli olmayabilir ama sen yine de dikkatli ol Ali biraderim.

Ali: Vay ‘ali biraderim’ falan. İnceden bi mahalle abisi edası takındığına göre ben bu mevzuu burada dondursam iyi olacak galiba. Tunçççççç babacan gel içeri iki laf edelim yav. Ne var bu ‘msn’ de bu kadar abi sabahtan beri çat çut...

Okan: Senden 7 - 8 yaş büyük o eleman. ‘Tunç’ diye bağırma bozulur.

Ali: Aman demeyiz tamam.

Okan: ...

Ali : ...

Okan: ...

Ali: Ya Okanım sendeki bu gerginlik nedir bu akşam be abi. İki laf ettirmiyorsun insana.

Okan: Fırtınadan, lodostandır Alim. Sen benim dediğime, ettiğime çok takılma. Boşver bak keyfine.

Ali: Yok... Keyif bırakmıyorsun da o bakımdan söylüyorum.

Okan: İyi ya... elindeki kadeh de böyle zamanlarda oldukça işe yarar yeğenim, soğutmadan kaptır git istersen.

Ali: Bak şimdi de ‘yeğenim meğenim’ dedin ama içerik güzeldi. Diğer paslarına da zaten hiç aldırmıyorum bu akşamlık. Hadi dayıcım sağlığına.

Okan: Ehe... eyvallah...

Ali: Ben şu Tuncay’ bi daha bakayım abi. Takıldı kaldı odasında.

Okan: İlle de bir katalizör istiyorsun yani kendine. Esasen ben de sıkıldım bu formattan. Gerçi Tuncay’ın kafa iyi olmuştur şimdiye öyle ha deyince gelmez.

Ali: Nasıl yapacağız?

Okan: Al şu gitarı eline, ben de kanunu alayım.

Ali: Ne çalacağız babacan?

Okan: Çok soru sorma yeğenim ver ordan bi si minör.

Ali: Eyvallah dayıcığım...

‘nesini söyleyim canım efendim

gayrı düzen tutmaz telimiz bizim

arz-u hal eylesem deftere sığmaz

omuzdan kesilmiş kolumuz bizim’

(akabinde)

Tuncay: Güzel bi halk müzik şeysi oldu gerçekten. Elimize, ağzımıza sağlık diyorum.

Okan: ehe... babacan sen ne içtin bu kadar lan. Ne garezin vardı mevzuya?

Tuncay: Bütün yalnız adamlar... büt... yalnız yani.. benim gibi...

Okan: eee...

Tuncay: Babajan jiddi şeyler sorma. Kafam güzel... iştik işte nolsun... ehe eh... Ali bi si minör versene kardeş.

Ali: Ulan bu akşam verdiğim si minörlerle bi yılbaşı programı yapardım galiba. Bundan sonra herkes kendi si minörünü yanında getirsin abi. Ben sizin si minörcü başız... si minör başkan... lan söyleyemedim galiba.

Tuncay: ehe eh...

Ali: ehe eh...

Okan: Lan mübarek ne yağdı be.

...

İsmet amca: Okan evladım açın kapıyı. Çabuk çocuklar koridorlar su doldu sel girecek evinize.

Tuncay: Siz de bi ses duyuyor musunuz babacan.

Ali: Duyuyorum babacan. Doğa şarkısını söylüyor, yağmur ilahi nağmelerle ruhumuzu okşuyor ...

Okan: Lan Ali başlatma ruhundan. Bu ses bana ismet amcanın sesi gibi geldi. Siz durun ben kapıya bakayım, çok ses yapmayın gece yarısı, nasihat dinlemeyelim şimdi iki saat. Geldim amcacım... eneeeeee... ulan bu kapıdan su giriyor.

İsmet amca: Ülen keraneciler iki saattir niye açmıyorsunuz kapıyı. Bütün giderler tıkanmış çabuk fırça mırça ne varsa alın elinize içeri su girmesin evladım.

Okan: Vay be mevzuya bak. Demek ki böyle şeyler hep başkalarının başına gelmiyormuş. Ali! Tuncay! Koşun babacan teyakkuz durumları, apartmanı su basmış.

(İcabında)

Tuncay: Ben dama çıkıp kapanan boruyu açayım babacan.

Okan: Tuncay bu kafayla mı çıkacaksın dama hacı, otur oturduğun yerde gözünü seveyim sen şu kapının önünde bi nevi tahliye pompası görevine devam et işte. Gelen suyu salla merdivenden aşağı.

Tuncay: Ehe... jelaleleye mağaraya bir iki... Tamam babacan sen merak etme su bırakmam ben burada.

Okan: Ali nerde yahu?

Tuncay: Eczacı kıza yardıma gitti. Onların ev bitikmiş babacan. ‘su sızıyor sızıyor, kaşların arasından... oğlan...’

İsmet amca: Okan al evladım şu boruyu, gider kanalındaki kopan parçanın yerine tak ki suyun yönü değişsin bodrumdaki odunlar, eşyalar falan heder olacak hep. Gerekirse altına bi destek koy.

Komşu: Ay imdaaaaat.

Komşu 2: Böyle yöneticinin ta ...

Komşu 3: Bele bele dere kibin su gelmiştir, ev turistik olmuştir...

Komşu 4: Lan bu apartmanda ne çok insan yaşıyormuş ya su basmasa hangi duvarın arkasında kim var göremeyecekmişiz demek ki. Merhaba dayı geçmiş olsun.

Komşu 5: Dayını yiyim.

Okan: Yav İsmet amca bana bi görev verdiydi ama neydi lan o. Bi yerde bi gelir gider dengesizliği mi vardı... aha hatırladım parça kopmuştu galiba. Vay anasını unuttum gitti.

(Akabinde sabah)

Tuncay: Oy oy babacan kollarım koptu benim yav. Anasını satayım ne geceydi. Okan kalk yerine yat hafız, bırak o vileda sapını da artık tamam geçti gitti.

Okan: ımpss... Elleme beni babacan en tırt işleri hep ben yaptım gece. Sen elinde kahve, kapının önünde hışırdadın durdun Ali desen Eczacı kızın kapısının önünden ayrılmadı. Bodrumun .okuna inmek de bu durumda bana düştü anasını satayım.

Ali: E olur öyle şeyler sen bu mahallenin eskisisin babacan. Gerçi bi ara beni de gider borusuna destek olarak kullandın ama olsun o kadar.

Okan: Hadi yav. Ehe eh... Sen miydin lan o borunun altındaki.

Ali: Öyle oldu biraz.

Tuncay: Ya babacan neyse en az hasarla atlattık nihayetinde... Alican sen sabah sabah nereye gittin be abi, hem o elindeki paketler ne?

Ali: Ya şey... Söylemesi ayıp ben size yeni yıl hediyesi aldım da naçizane. Yani size layık değil ama...

Okan: Lan oğlum ne zahmet ettin, niye masraf ediyon böyle şeylere.

Tuncay: Kardeş hiç gerek yoktu yav. Mahçup olma durumlarına soktun şimdi bizi bak.

Ali: Benim aile pertleri ta ebesinin örekesinde be abi. Sevgili falan da yok. Yani bu durumda adam yokluğundan size hediye almışım gibi anlaşılmasın mevzu ben sizi gerçekten seviyor...

Okan: Ya ali tamam ağlatacak mısın illa ki bizi. Hadi şimdi şöyle hep birlikte bi sarılıp tiribe girdikten sonra oturup şu yılbaşı ekstralarını bi programlayalım bakalım gençler.

Tuncay: Valla benim için yeni yılın umut, beklenti, sevgi, barış gibi anlamlarının pek bi inandırıcılığı yok artık. Sadece şu ekstraları seviyorum yani en azından peşin olanlarını.

Ali: Tabi abi. 2 Haziran da kutlanılan Dünya müzisyenler gününün aslında 31 Aralık’ta kutlanması lazım. Bence şu yalan dünyaya biz müzisyenlerin nazının geçtiği tek gündür 31 Aralık.

Okan: Bu yıl bu memlekette çok şey değişecek gençler. Ben sırf buna olan inancımdan dolayı umutla karşılıyorum yeni yılı.

Ali: Saat 12’ye hangi şarkıyla gireceğiz babacan?

...

(sürer gider, herkese iyi seneler)


okan ünveredurJ

 
Toplam blog
: 104
: 489
Kayıt tarihi
: 06.03.08
 
 

1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..