Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yeniçağda emeklilik

Yeniçağda emeklilik
 

(Kesintisiz yaşam devrimi)

Parklarda, bahçelerde, kahvehanelerde tıklım tıklım gün boyu oturan insanlar.
Uyuklayanlar, esneyenler, horlayanlar, kaşımaktan ensesi yara olanlar, oturmaktan her yanları ağrıyanlar.

Gözlerinde gözlük bir gazetenin hava durumunu bile 5. keredir okuyanlar. Hayatı cami ile ev arasında geçenler.

Emekliler, emekliler, ah o emekliler! Milyonlarca amaçsız, hedefsiz, mutsuz insanlar. Gencecik yaşında hayatı bitirmiş mezarlık yolu gözleyenler. Maaş kuyruklarında ömür çürütenler.

Şu ülkede hiç kimseye acımıyorum size acıdığım kadar.

Emekliliğim dolmuş korkumdan sizin gibi olacağım diye emekli olamıyorum.

Hasta gibi, felçli gibi sırt üstü yatarak ömür geçirilir mi?

Tanrı böyle bir yaşamı bana nasip etmesin. Ölmeden mezara girmek bu.

Tamam. Çok çalıştınız. Kendinizi yorgun hissediyorsunuz. Serde biraz tembellik de var. Gel keyfim gel diyorsunuz. İmkânlarınız kısıtlı. Paranız yok. Çocuğunuzun, bazen de onun bunun eline bakıyorsunuz. Köşesinde oturduğunuz oğlunuz, kızınız bir kaşık çorba veriyor ama burnunuzdan da getiriyor. Onlara yük olduğunuzu, ayak bağı olduğunuzu düşünüyorsunuz. Haklısınız. Onlarında bir hayatı var. Ne olursa olsun birilerine yük olmak iyi bir şey değil. Elinde yok. Belki fakir.

Ve bu içler acısı tablo yıllardır hiç değişmiyor.

Bu düzende değişmesi de mümkün değil.

İnsan hayatı bir bütündür. Onu kırkından sonra, ellili yaşlar, yaşlılık dönemi, emeklilik dönemi şeklinde ayıramazsınız. Bu davranış insanlara belli bir yaştan sonra işe yaramadığı duygusunu verir ki bir insan için bundan daha kötü bir şey olamaz. Halkın, insanların bu yanlış davranışları göstermeleri bir nebze anlaşılabilir. Ama Ülkeyi yönetenlerin de "Yaş yetmiş iş bitmiş " zihniyetiyle hareket etmeleri ve Sosyal Güvenlik Politikalarını buna göre düzenlemeleri anlaşılır gibi değildir. Açın yeni Sosyal Güvenlik Reformunu ileri yaştaki insanlar için çözümleri bellidir: Darülaceze, Yaşlılar yurdu, Kimsesizler yurdu, Huzur evi. Bunlar ortaçağın icatlarıdır. Bin yıldır beyinleri başka bir şey üretememiş de bu çağdışı, insan haysiyetine aykırı-Ancak hayvanları bir yere kapatır ve üzerlerini kaçmasın diye kilitlerler-üstelik ihtiyaca cevap vermeyen ve soruna çözüm olmayan bu ilkel yapıları reform olarak görmektedirler.

İnsanlar ancak insanların içinde ve yanında onlarla birlikte yaşayabilirler. Sen alıyorsun adamı bir yere kapatıyorsun. Orada istersen bal börek yedir. Bülbülü altın kafese koymuşlar ille vatanım demiş. İnsan bülbül gibidir. Yaşamak işin özgür olması şarttır. Temiz hava almalıdır. Parklarda bahçelerde dolaşmalıdır. İnsanları seyretmelidir. Denizin mavisini, göğün engin boşluğunu seyretmelidir. Torununa bağırmalıdır. Ha hapishane ha da bu yerler bence hiç farkı yoktur. Bu, insanları ölmeden mezara koymaktır.

KESİNTİSİZ YAŞAM (Yeniçağın emekliliği)

Çalışanlar hangi yaşta olurlarsa olsunlar durumları tek tek izlenir. Çünkü iş önemlidir. Çalışanın mutlaka işini yapabilmesi gerekir. Ağaç Hareketi'nde "idare etme" diye bir davranış biçimi yoktur.

Geçici rahatsızlıklar dışında kişinin işini yapamayacak kadar hasta, gözü görmüyor, kulağı duymuyor, yaşlı vs olması durumunda kendisiyle konuşulur. Yapabileceği bir işe, uyum sağlayacağı bir ortama alınması teklif edilir. Bu ortamlar bu gibi kişilere bütün ülkede özel olarak hazırlanır. Genellikle onların sevdiği, gençliklerinde yapmak istedikleri işler, hobileri, el sanatları, el işleri, onları yormayacak, özürleri, eksikleri, zayıflıkları dikkate alınarak bu yerlere yönlendirilirler.

Ya da kişi kendini yorgun hisseder. Sağlığı yerinde değildir. Artık böyle çalışmak ona ağır geliyordur. Bu durumlarda kişi kendisi değişik yaşamlara yönlendirilmek istediğini bildirir. Ancak kişinin haklı olup olmadığı araştırılır. Her isteyen yeni yaşama yönlendirilmez.

Bu iki şekilde kişi çalıştığı yerin yönetim odası kontrol elemanlarınca veya yönetim odası olmayan yerlerde uzmanlarca Kesintisiz Yaşam Birimi’ne yönlendirilir. İlgili birim elemanları çalışanla bir görüşme yaparak onun dâhil olacağı yeni yaşam durumunu belirlerler. Kişi artık bugünkü anlamda emeklidir.

Ağaç Hareketi'nde kişinin doğumundan ölümüne kadar hayatın içinde olması, vücudunun izin verdiği ölçüde aktif olması esastır. Bu düzende yaşam eşittir eylemdir. Kenara çekilme, köşesine çekilme, dinlenme, her şeyden elini eteğini çekme şeklindeki davranışlar devrimin ruhuna aykırıdır. İnsan mutlaka bir şekilde hayata tutunmalıdır.

Bir bakanlık büyüklüğünde yüz binlerce yetişmiş elemanı olan Kesintisiz Yaşam Birimi emeklilik ve koruma ünitesiyle bütün ülkede örgütlenmiş dev bir birimdir. Bu birim bir yandan çalışanları yukarıda anlattığımız şekilde emekli edip hayatının bundan sonrasını yaşayacakları ikinci bir yaşama yönlendirirken diğer yandan koruma ünitesiyle hasta, özürlü, yaşlı, dul, kendine bakacak gücü olmayan, sokaklarda dilenen, sokaklarda yaşayan, eşinden ayrılmış, dul ve yetim insanlarımızı koruma şemsiyesi altına alacaktır. Kesintisiz Yaşam Birimi Sosyal Güvenlik Ana başlığı altında emeklilik ve koruma üniteleriyle faaliyet gösterecektir. Kanunla kurulmuş emredici bir birimdir. Örneğin bu kurum sizin akli dengenizin bozuk olması nedeniyle kendinize ve topluma zarar vermemeniz için korumaya alacağı zaman siz veya başkaları itiraz edemezsiniz. Ancak bunun için muayene tetkik ve tedavilerden geçirilerek sağlık birimince hakkınızda rapor tutulması zorunludur.

Kesintisiz Yaşam Birimi diğer tüm sistemler gibi halkın %76 ve üzeri oyuyla kurulur. Tüm eylem ve işlemleri ilgili kanun çerçevesinde olmak zorundadır. Kanunlar bugün olduğu gibi Ankara’da, hâkimde, mahkemede vs değil bizzat uygulayıcıların, işi yapanların elinde ve yanındadır. Birim yapı olarak ülke çapında bağımsız olarak örgütlenmiş, tüm yerleşim merkezlerinde yeter sayıda elemanla aktif olarak hayatın her yerinde hizmet vermektedir.

İşte çalışma yerinin ilgililerince 2. yaşama alınmak üzere Kesintisiz Yaşam Birimine yönlendirilen yani bugünkü anlamıyla emekli edilen kimseler için yazımızdan da anlaşılacağı üzere her hangi bir yaşta olma, yani yaş sınırı söz konusu değil. Kişinin genel durumu ve sağlık durumuna göre bu 30 yaşında da olabilir 70 yaşında da olabilir

Çalışanlar kendi istekleriyle ya da yönetimin uygun görmesiyle faal çalışma süresini noktalarlar. Çalıştıkları işkoluna göre hak ettikleri toplu para ve maaşları tespit edilerek banka hesaplarına yatırılır."Kesintisiz Yaşam Birimi" bu durumda olan yani bugünkü deyimle emekli olan kişilere çalışma ortamları hazırlar. Aslında bu emeklilere sunulan yeni bir yaşam biçimidir. Buradaki çalışma da bildiğimiz manada çalışma değildir. Yaşı ileri, gücü sınırlı, belki biraz rahatsız, ufak tefek özürleri olan kimselere "Tamam artık sen git evinde otur" denmiyor. Bir meşguliyet, onları hayata bağlıyacak bir uğraş şeklinde daha ziyade onların hobileri ve sevdiği işler göz önünde bulundurarak hazırlanan iş ortamları yönetimin sırf bu iş için kurduğu işyerleri ve şahısların üretimlerine yardımcı olacak yan kuruluşları şeklinde düzenlenecektir.

Yeni düzende çalışanların ücretleri net ve tek kalemdir. Bugünkü gibi bir sürü hiçbir amaca hizmet etmeyen, kimsenin anlamadığı aile yardımı, çocuk parası, yan ödeme, dik ödeme, ssk, bağ kur, emekli sandığı kesenekleri, çıplak maaş, elbise giymiş maaş, tazminat, ikramiye, kömür parası, ömür parası, yem parası gibi bir sürü abuk sabuk çalışanı aldatmaya, kafasını karıştırmaya yönelik uyanık işveren ile akıl fukarası yöneticilerin saçma maaş ödeme şekli yeni düzende yoktur. Düşünün maaşınızı hesaplamak için mutemet görevlendiriliyor. Ne hesabı ya! 5 lira. Git bankadan al! Allah Allah!

Sonra vergi ve emekli kesintisi de söz konusu değil. Kişilerin emekli olmalarına esas alınacak prim ve kesinti olayı yok. Bunların yerine herkes için mesleklerin saat ücreti belirlenirken bir standart prim oranı ilk maaşa uygulanacak. Kaynakçı. Maaşı 800 lira.%5 standart prim oranı. Prim 40 lira. Bu kişinin maaşı 760 liradan başlayacak. Yani işveren daha maaşı verirken prim kadar eksik verecek. Sonra da kalkıp sunu kestim, bunu kestim demeyecek. Toplu para ayrıldığı günkü maaşının çalıştığı süreyle çarpımı. Bugünkü gibi. Maaş bağlama fili çalışma sırasında alınanın yarısı.

Kişi emekli olduğunda, stajyer olduğunda, mesleki eğitim sürecinde bulunduğunda fili olarak çalışırken aldığı maaşın yarısını alır.

Bu kişiler, yani emekli olanlar tüm ülkede milyonu aşan sayıda olabileceği için bu kadar insana bir iş bir uğraş bulmak kolay değildir. Ancak yeni düzende çok sayıda yeni meslek ortaya çıkacak ve örneğin nakış işi, çiçekçilik, hayvan besleme, süs eşyaları vs her biri ayrı birer sektör olacak. Bu nedenle iş konusunda sorun yaşanmaz. Bu işleri ev kadınları yapsın dersek onlar için çok çeşitli alanlar vardır ve bu tür işler yaşlılar için daha uygundur.

Emeklilerin ürettikleri her şey dağıtım ve ihracat birimlerince yurt içinde ve dışında değerlendirilip herkesin üreterek kazandığı para kendi hesaplarına yatırılacak. Ayrıca emekli maaşları da. Hesapları tam olarak tutulacak ama diğer tüm insanlar gibi sistem katkılarını hatta vergilerini varlıkları üzerinden ödeyecekler. Benim kazancım ne ki ben vergi vereyim sözü yeni düzende geçerli değil. Herkes bir lira da olsa varlı kazancına isabet eden vergisini eğer tabiî ki varsa verecek. Yeni yaşamda yapılacak işler çok basit eğlenceli insanı yormayan tam tersi dinlendiren huzur ve mutluluk veren iş ve uğraşlar olacak. Yaşlılar son nefeslerini verinceye kadar bir işe yarıyor olmanın mutluluğunu yaşayacaklardır.

Örneğin bir yaşlımız sabah 09.00’ da 10.00’ da kalkacak. Kahvaltısını yapacak. Yavaş yavaş, geze geze kendi isteğine bağlı olarak kendileri için belirlenen işyerine gelecekler ve orada diğer bey ve bayan arkadaşlarıyla güle oynaya, sohbet ede ede bir şeyler yapacaklar. Bu yaptıkları şeyler onların en sevdiği uğraşlar olacak. Bir yaşlımız kuş beslemeyi seviyorsa ona öyle bir iş verilecek. İşyerinin temizliği, yemek verilmesi vs hizmet birimleri tarafından özenle yapılacak. Şu kadar iş yaptın bu kadar çalıştın diye onlara hiç bir karışma ve baskı yapılmayacak. Günün birkaç saatini farklı bir uğraşla geçirecekler. Ürettikleri işlerin parası ürün satıldıktan sonra hemen hesaplarına yatacak. Burada amaç yaşlılarımıza ömürlerinin son yıllarını dinç ve mutlu geçirmelerini sağlamak.
Yeni düzende kimse kimseye bakmaya mecbur değildir.

Bu kişiler ailelerinin yanında yaşayacaklar ancak onlara kötü davranılması halinde ailenin yanından alınacak özel bakıcılar tarafından yine hayatın içinde bakılacak.
Bu durumdaki kişi son nefesini verinceye kadar mutlaka bir şeylerle uğraşacak. Ailesi tarafından terk edilip sokaklarda dileneceğine kendi ekmeğini alın teriyle kazanacak. Kimseye yük olmayacak. Horlanmayacak. İtilip kakılmayacak. Her zaman cebinde parası olacak. Hizmet birimleri çocuklara, yaşlılara ve hastalara özel olarak bakım yapacağı için bunlar insanlar asla mağdur olmayacaklar.
Üstelik yine de birikimleri, bilgi ve tecrübeleriyle çok ve kaliteli üretim yapacaklar. Onların ürettiği malların satışından elde edilecek para masraflarını çıkaracak. Zaten zor durumda olan ailelerin onlar için bir şey harcamaları gerekmeyecek.

Bir arkadaşlık, hoş sohbet ortamı içinde birkaç saat çalışma sonucu para kazanacaklar. Kendilerine bakacaklar. Ailelerine hiç yük olmayacaklar. Bir köşeye bırakılmış bir yaşlı adam için bu durum ölümden beterdir.

Tekrar belirtirsek, tüm çalışanlar kendi istekleriyle ya da yönetimin uygun görmesiyle faal çalışma süresini noktalarlar. Çalıştıkları işkoluna göre hak ettikleri toplu para ve maaşları tespit edilerek banka hesaplarına yatırılır. "Kesintisiz Yaşam Birimi" bu durumda olan yani bugünkü deyimle emekli olan kişilere çalışma ortamları hazırlar. Aslında bu emeklilere sunulan bir yeni yaşam biçimidir. Buradaki çalışma da bildiğimiz manada çalışma değildir. Yaşı ileri, gücü sınırlı, belki biraz rahatsız, ufak tefek özürleri olan kimselere "Tamam artık sen git, evinde otur" denmiyor. Bir meşguliyet, onları hayata bağlıyacak bir uğraş şeklinde daha ziyade onların hobileri ve sevdiği işler göz önünde bulundurularak hazırlanan iş ortamları yönetimin sırf bu iş için kurduğu işyerleri ve şahısların üretimlerine yardımcı olacak yan kuruluşları şeklinde düzenlenecek.

Emekli olmuş ve yaşı ileri kişiler buralarda rahat ve huzurlu bir şekilde, karışan eden olmadan kendilerine verilen hafif ve basit belki biraz sanatkârlık gerektiren işleri diledikleri zaman diledikleri kadar yapıp oyalanarak hem sevdiği işi yaparak vakit geçirmiş olacaklar hem de zaten dar olan bütçelerine biraz katkı yapacaklar.

Emeklilerin kendileri dışında kimseye bakma mecburiyetleri yoktur. Kimse de onlara bakmak zorunda değildir. Zaten buna gerek de yoktur. Emeklilerin yakınları onlara ilgi ve sevgi gösterecek ama bakma mecburiyetleri olmayacak. Yine de isterlerse ve imkânları da varsa katkıda bulunabilecekler. Kesintisiz Yaşam Birimi yaşlı ve emeklinin hiç kimsesi yokmuş gibi konuyu ele alır.

Emeklilerin ailesi, çevresi ve komşularıyla kaynaşması sağlanır. Zaten hizmet birimleri her şeyi onların ayağına getirecektir. Emekliler tüm bu hizmetler için varlıklarının belli bir yüzdesi kadar katkıda bulunacaklar. Yani onların emekli olması, yaşlı olması onları hizmet katkılarından muaf tutmaz. Parası olan veya para kazanan herkes yapılan hizmetlerin bedeline katılacaktır.

Ağaç Hareketi’nde her aile sadece kendinden sorumludur. Anama bakayım, babama bakayım diye bir şey yoktur. Onlara yukarıda yazdığımız şekilde yönetim bakacaktır. Ancak herkes yakınına sevgisini, ilgisini gösterebilir.

Elbette insanlar zamanla yaşlanacak ve elden ayaktan düşeceklerdir. Bu andan itibaren tümüyle bakım yapılacaktır. Bu bakımı birimin yetişmiş uzman ve elemanları yapacaktır.

Bu kişilerin akrabaları ona isterlerse ilgi sevgi ve saygı göstereceklerdir. Yanında olacaklardır. Bunun dışında yaşlıya karşı bir mecburiyetleri yoktur. Birim gereken her şeyi yapacaktır.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..