Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '07

 
Kategori
Haber
 

Yeniden tek yürek olmak...

Yeniden tek yürek olmak...
 

Bir insan öldükten sonra arkasından bu kadar kişiyi yürütüyorsa, yapmış olduğu önemli şeyler vardır. Yaptığı ya da yaptıkları ideolojilerinize uyar, uymaz. . .

Dün gene gazeteler “Hepimiz Ermeniyiz” slagonunu beğenmeyenlerin söylemleri ile dolu idi. Bir de “Hepimiz Samast’ız” çıkartmalarının oraya buraya yapıştırıldığını ve kilise duvarlarına yazılar yazıldığını söylüyorlardı. Bu slogana bu kadar karşı olan bu insanların bu yaptıklarına ben anlam veremiyorum, bana biri anlatabilir mi?

En başta şunu belitmek istiyorum; ben Samast falan değilim, çünkü ben katil değilim! Bu durumda Hrant olmayı, Ermeni olmayı kabul ediyorum. Bilgisizce, cahilce elimi kana bulamadan, uzlaşmacı tutumlar içinde olanlardan yana olma tercihimi kullanıyorum. Bu slogandanın nedenini, benim gibi rahatsız olmayanlar, defalarca anlatsalar da, anlamayan kesimler anlamayacaktır, artık yorulmanın çok anlamı yok. Burada “bakın sayın anlamayanlar bu slogan; hunharca işlenen cinayeti kınamak, ırkların farkı olmadığını, hepimizin bu ülkede yaşayan fertler olduğumuzu anlatmak içindi” diye uzun uzun yazmayacağım. Herkes yeteri kadar yazdı. Biz yazdıkca onlar kabul etmeyecek, kabul etmedikçe biz anlatmaya çalışmayacağıız ama, anlayan anladı zaten. . .

Beraber aynı topraklarda büyüdüğümüz bu insanlara tepkimiz neden? Onlar bizim için ne yapmımış, elçilerimiz öldürülürken onların kıllı kıpırdamış mı? Hafızanızı kurcalayalın ve Taksim Medanında kendini yakan Ermeni vatandaş “Artin Penik” ti hatırlayın. Yaşanan son hadisesen sonra, Ermenistan ve hatta diyasporanın tutumunu bir kez daha düşünün. Keşke tüm bu ılıman yaklaşımlar şu üzücü olay neticesinde olmasaydı. . .

Geçen gün, uzun süre Pangaltı’da yaşadığımı yazmıştım. Kimin ne olduğu ile değil, insan olmakla ilgilendiğimi söylemiştim. Yurt dışında yaşadığım pansiyonun mutfağını ve banyosunu bir Yunanlı ile paylaşmak, aramızda hiçbir krize neden olmadı. Bilakis, uzun kahve sohbetlerimiz olurdu. Birbirimize söylediğimiz ise; biz kendi oluşturduğumuz arkadaş dünyasına bakalım, hükümetlerin geçimsizliği bizi ilgilendirmez der, karnımız ağrıyıncaya kadar gülecek olaylar bulurduk. Daha sonraki barındığım evde bir Yahudi aile ile yaşadım. Benim Türk olmam bir kez dahi onları rahatsız etmemiş, hem de her Cuma gecesi geneksel "şabat" yemeklerini beraber ağız tadı ile yiyip, farklı bir kültürü paylaşmak bana yeni bir şeyler öğretmişti. Evin büyük hanımı Atatürk'ün Yahudilere yaptığı iyilikleri dilinden düşürmezdi.

Artık manşetlerde bu haberi görmek istemiyorum. İstediğim; bütün sivil toplum kuruluşları bir olup, dil, din, ırk, meshep ayrımı gözetmeksizin, Türkü, Rumu, Kürdü, Ermenisi ve hepsi, tıpkı Dink'in cenazesinde olduğu gibi, bu karşıtlara inat, beraberliğimizi göstererek, sesizce; "hepimiz biriz, hepimiz kardeşiz sloganları" ile sokaklara dökülmesi. İşte o zaman o yürüyüş ve cenaze töreni bir kez daha anlam kazanır ve ne anlatılmak istendiğini ortaya çıkarır belki. . . "Tüm şehitlerin" ruhları o zaman şad olur.

Var mısınız?

 
Toplam blog
: 17
: 531
Kayıt tarihi
: 20.10.06
 
 

Yazı yazmayı yaptığım işten çok daha fazla seviyorum. Lakin; bana para kazandıran işe, yazmaktan faz..