Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '10

 
Kategori
Fizik
 

Yer çekimi kütle çekimi diye bir şey yok, uzayın bükülmesi var

Yer çekimi kütle çekimi diye bir şey yok, uzayın bükülmesi var
 

Galile'nin deney yaptığı Pizza Kulesi


Yerçekimi diye bildiğimiz gücün olmadığını öğrendim. Ayrıca ikna da oldum. Kütle, yer çekimi diye bir şey yok. Ama insanlar yere düşüyorlar ve dünyadan roket kullanmadan ayrılmak mümkün değil. O ne? O uzayın bükülmesi. Kütle – burada Dünya – uzayı büküyor. Uzay büküldüğü için yakınındaki maddeler Dünya’ya doğru hareketleniyor. Bizim yerçekimi dediğimiz şey sadece bu hareketin ivmesidir. Ayaklarımız yeryüzüne bastığı sırada ise bu ivme bizi Dünya’ya doğru bastırıyor. Yani Dünya tarafından çekilmiyoruz, Dünya’ya itiliyoruz. Bunu anlayan ilk kişi Albert Einstein idi.

Dünya’ya itildiğimizi, çekilmediğimizi nasıl anlarız? Şöyle: Serbest düşen bir cismin ağırlığı yoktur. Sadece kazandıkları ivme ile yere düşerler. Gökdelende bir asansör serbest düşme ile yere inecek olsa içindekilerin ağırlığı olmaz. Herkesin şimdi çok iyi bildiği gibi uzay gemileri içinde cisimlerin ağırlıkları yoktur. Çünkü uzay gemisi Dünya yörüngesine girince sürekli serbest düşüş durumunda bir asansör gibi hareket eder. Bir tüy ve bir demir bilye bırakıldıklarında yere aynı anda düşer. Bilye daha çabuk düşmez. Bu deneyi de ünlü Piza kulesinde yapan inanmayacaksınız Galile’dir. Arada düşmede oluşan küçük fark havanın sürtünme özelliğinden ileri gelir. Bu deney insanlar Ay’a gittiklerinde orada havasız ortamda yeniden denendi ve Galile’nin ve Einstein’ın haklı oldukları görüldü.

Bunun gibi merkezkaç kuvvet diye bir kuvvet de yoktur. Bir yöne doğru ivmelenmiş olan cismin yönü değiştirildiği zaman ivmesi nedeniyle yine oraya doğru gitmek ister. Bu da merkezkaç kuvvet olarak algılanır. Örnek olarak viraja giren bir arabanın yönü değişince ileri doğru ivmelenmiş olduğu için oraya gitmek isteyecek, araba ve içindekiler savrulacaktır.

Uzayın kütleler yüzünden büküldüğü Güneş’in arkasında bulunan yıldızların görünememesi gerekirken Güneş’in kenarından görülebilmesiyle kanıtlanmıştır. Tabi bu olay görünmeden önce durumun formüllerle kanıtlandığını da söylemek gerekir.

Bundan şu sonuç çıkıyor. Newton’un bulduğu Yerçekimi kanunu hikayedir. O yüzden de Newton’un yazdığı formüller (F = m x a) doğru değildir. Ancak küçük güçlerin sınırlı yerlerde kullanımında doğu sonuçlar verir. Bu formüllerin yerini Einstein’ın formüllerinin (E = m x c2) aldığını biliyordum ama ancak şimdi neden olduğunu anladım. Ben hep kütlenin çekimi yüzünden uzay bükülüyor diyordum.

Buradan çıkaracağımız bir ders daha var. Gerçek olarak insanın Dünya’ya yapışması iki şekilde açıklanabilirdi. Biri Dünya’nın çekim gücü, öteki uzay büküldüğü için Dünya’ya itilmek. Görüntüde birincisi doğruydu ve yüzyıllar boyunca onun doğru olduğu herkes tarafından kabul edilmişti. Ama günün birinde biri çıkıp (Albert Einstein) diğerinin doğru olduğunu kanıtlarıyla gösterdi. Bu bizim, Dünya mı insana uydu, yoksa insan mı Dünya’ya uydu konusuna benziyor. Bana göre ikincisidir. Tabi ki bu binlerce yıldır gelen öğretileri ters yüz ediyor. Ama isteyen hala birincisinin doğru olduğunu iddia edebilir ve eden çıkacaktır, sonuçlarına katlanmak şartıyla. Bazı bilim adamları Newton’un formüllerini din gibi algılayıp ‘biz bundan vazgeçmeyiz’ deselerdi benzerlik biraz daha artardı.

Burada yazacaklarım herkes için değil. Onlar kendilerini biliyorlar. ‘İlim Çin’de de olsa gidip öğrenin’ lafını es geçelim. Şimdiye kadar kim yerine getirdi bu sözü? İslamiyet bilim dünyasına ne kazandırdı? Cebir’i kim buldu? Sıfırı kim buldu? Bunların çalışmaları kimlere yaradı? İslamiyetin ilk yıllarında olan bu gelişmeye ne oldu? Bu buluşlar nerelerde kayboldu gitti? Bunları bulan adamların derileri yüzüldü mü? Cebir Bizans’ta, eski Mısır’da varmış. Sıfırı Hintliler ve Mayalar bulmuş. Anlayacağınız daha sonra bu işlerle ilgilenmek bile yasaklanmış. Yok mehdi gelecekmiş, ebced hesabıymış, Dünya'da yaşamayı kolaylaştırın, bir şeyin de üstesinden siz gelin ki bir işe yaradığınızı bilelim.

 
Toplam blog
: 125
: 6625
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

İstanbul 1980 doğumluyum. Yüksekokul mezunuyum. İstanbul'da oturuyorum. Dünya ve çevre hakkında düşü..