Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '21

 
Kategori
Siyaset
 

YETER ARTIK !

 
"PKK bir terör örgütü değildir" demeye hazırlananlar. Ya da "PKK bir terör örgütüdür" demeye dili varmayanlar.
Şimdi bana kulak verin. Varsa verecek kulağınız!!!
Yıl 1987. Mevsim yaz. Gün boyu bir lokma ekmek için kavurucu güneşin altında kan ter içinde kalan memleketimin insanları. Köylülerim. Yaşlı, genç, çocuk. Havanın kararmasıyla birlikte çekilirler toprak evlerine. Gecenin sessizliğini bozan kahrolası silah sesleri. İnsanına tetik çeken kırılası hain eller. Yok edilen, daha yaşanacak nice yılları olan çocuklar. Gençler. Ayaklarının altı öpülesi analar. Hasat sonunu dört gözle bekleyen gelinlik kızlar. Bebelerini emziren gelinler. Vatanına, milletine bağlı otuz vatan evladı. Onaltısı çocuk, sekizi kadın, otuz can.
Yıl 1992. Mevsim sonbahar. Okullar açılalı daha bir hafta olmuş. Haftanın son mesai akşamı. Hava ha karardı ha kararacak. Mezra da el ayak çekilmiş. Öğretmen Hanım akşam yemeği telaşında. Misafiri var. Canından çok sevdiği annesi. Ta İzmir'den kalkıp gelmiş Diyarbakır'a. Tam sofraya oturacaklar. Birden tekmelenir lojmanın tahta kapısı.
Bir daha! Bir daha! Tekme tekme üstüne. Neredeyse kırılacak kapı. Korkuyla açar kapıyı Asiye öğretmen. Doluşur içeriye çakal sürüsü. Donakalır Asiye öğretmen. Anne yığılır oracıkta. Çökerler sofranın başına aç itler gibi. Çay demletirler. İçlerinden iri yarı olanı zıkkımlanırken çayını bir taraftan da söylenir;
- Sakın bir daha İstiklal Marşı okutmayasın ha! Hele Ant hiç! İndirdiğim Bayrağı asma....!!!!
- Fakat nasıl olur? demeye kalmadan dipçik darbesiyle uzanır lojmanın orta yerine Asiye öğretmen. O gece son gecesi olur Asiye Öğretmen'in.
Yıl 1993. Mevsim ilkbahar. Neşeyle bindikleri otobüsün kendilerlni sılalarına, analarına, yavuklularına, eşlerine, çocuklarına değil de şehadete götürdüğünü bilmeden. Durdururlar araçları vatan hainleri. Asker ocağından baba ocağına yol aldıklarını zanneden otuz üç askerimiz. Silahsız savunmasız. Karşılarındaki canavarlar acımasız.
Komşu olurlar oracıkta birbirlerine. Yatarlar Çanakkale de yatan Ataları gibi koyun koyuna.
Yıl 1993. Mevsim yine hazan. Bağ bozumu zamanı. Dadaş'ın öğretmenleri çaylarını yudumlarlar. Birazdan başlarına geleceklerden habersiz şakalaşırlar birbirleriyle. Gencecik dört fidan. Yürekleri vatan, millet sevgisiyle dopdolu. Ve tekmelenir onlarında lojmanlarının kapısı Asiye Öğretmen'in lojmanının kapısının tekmelendiği gibi. İçtikleri çay zehir olur, zift olur, zıkkım olur. Kan olur akar damarlarından. Köpekler havlar. Ölüme doğru yol alır. Ali, Ethem, Zeki, Hüseyin. Kardeş şehir olur Adana, Konya, Bursa, Edirne.
Şimdi cevap verin bana!! Bu katliamları yapanların örgütü terör örgütü değil de peki ne?
Genç fidanları yok edenler canavar değil de peki ne? Cevap verin bana. Ben kim miyim? Ben terör örgütünün para kaynaklarından birini kuruttum diye işkenceye maruz kalmış, maddi, manevi çökertilmiş bir vatan evladı.
Bakın ATATÜRK'ün açtığı Meclis'in pencerelerinden dışarıya. Belki görürsünüz beni. Varsa görebilecek gözleriniz. Cevabınızı bekliyor olacağım beni gördüğünüzde!!!!
Ahmet İdris PİLAS -Varoş Çocuğu !
Bu yazı 30/05/2008 de tarafımdan yazılmıştır .
Haydi buyurun ittifak yapın . Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU'na söyleyecek sözüm yok. Ancak Sayın Meral AKŞENER Hanım'a bir vatansever ve milliyetçi bir öğretmen olarak seslenmek istiyorum. Lütfen terör örgütü yandaşlarıyla kendinizi ve de partinizi aynı kefeye koymayın. Adınız onlarla anılmasın. Aynı karede yer almayın. Lütfen Meral Hanım ....!
 
Ahmet İdris PİLAS - Varoş Çocuğu !
 
Toplam blog
: 193
: 183
Kayıt tarihi
: 09.05.08
 
 

1957 Erzurum doğumluyum. 1982 -9 Eylül Üniversitesi   İktisadi veTticari Bilimler Fakültesi   Maliy..