Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

YOKLUKLARI YOK SAYMAK

Bireysel psikolojinin kurucusu Alfred Adler, Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung gibi psikolojide çığır açan önemli bir bilim insanıdır. Adler bizimle aynı coğrafyada yaşasaydı bireysel psikoloji kuramının temel kavramlarından aşağılık kompleksini çalışırken pek sıkıntı yaşamazdı herhalde.

Yapılan işte kusur aranması canım yurdumda ne yazık ki yaygın olarak karşılaşılan bir eylem. Benzer biçimde, emeğe saygı duyulmadan, dar görüşlü bir tavır takınarak yapılan yorumların eleştiri olarak adlandırılmasını pek doğru bulmuyorum. Oysaki eleştiri, artıların ve eksilerin nesnel biçimde belirlenmesiyle beraber daha iyi bir işin icrasına vesile olursa amacına ulaşır.

Eleştirinin kötülemekle karıştırıldığı memleketimizde büyük bir hevesle ortaya konan işleri küçümseyerek ,‘Biz bu işi başaramıyoruz’ gibi cümlelerle aşağılık kompleksine uygun kompleks bir düşünce yapısı inşa ediyoruz.

Yapılan işi hor görerek aşağılık kompleksine kapıldığımız alanlardan biri de hiç şüphesiz sinema sektörü. Özellikle de bilim kurgu, fantastik ve aksiyon türlerinde filmler üretmiş sinema emekçilerimizin acımasızca eleştirildiği yorumları gördükçe durum kendini daha bariz bir biçimde belli ediyor. Teknik olanakların fazla gelişmediği, parasal sorunların yaşandığı bir ortamda çekilen filmlerle ilgili yapılan yorumların bazen hakaret boyutuna vardığını söylemek mümkün.

Yılmaz Atadeniz, Çetin İnanç, Kunt Tulgar gibi nice değerli yönetmenin düşük bütçelerle büyük emekler harcayarak çektiği filmler övülmeye değer bir çabanın ürünüdür. Kilink, Batman, Süpermen veya Star Wars gibi büyük prodüksiyonlardan esinlenerek filmler yapan yönetmenlerin ‘Onlar yapabiliyorsa biz neden yapamayalım ki?’ düşüncesiyle hareket etmesi cesur ve ileri görüşlü bir tavrın sonucudur. Her ne kadar işin içinde popüler kültür öğeleri etkili olsa da bu yaklaşım sinemamızın gelişmesine katkı sağlamıştır.

Hayal gücünün sınırlarını zorlayıp görsel efekt eksikliği sebebiyle tehlikeli sahnelerde hayatını ortaya koyan oyuncu ve dublörleri; parasal yetersizlikleri pratik yollarla aşmaya çalışan set çalışanlarını ve risk alan sinema emekçilerinin insan üstü çabasını hesaba katarak değerlendirme yaparsak meseleyi daha doğru yorumlayabiliriz.

Olanaksızlıkların olumsuzluklarına olumlu bakış açısıyla direnen, koşulların zorluklarından yılmayan dirayetli sinema emekçilerimizin yoklukları yok sayarak ürettiği yapımların sinemamıza farklı bir bakış açısı kattığı kanısındayım.

 
Toplam blog
: 93
: 87
Kayıt tarihi
: 25.02.19
 
 

     TCDD'de makine mühendisiyim. Sanatın iyileştirici gücüne inanan bir insanım.    ..