Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yoksa ben?..

Yoksa ben?..
 

İnternette gezinirken rastladım o medyumun sitesine. İş ilerlemiş. Artık gelecekten, gaipten haberler teknolojiden de yararlanılarak son derece bilimsel (!) yöntemlerle sanal alemden servis ediliyor. Belki de zaten vardı da, ben bilmiyordum, olabilir.

Yolları paslı ya; kafatasımın içinde anılarımı sakladığım boş peynir tenekesine trilingg diye anca düştü jeton. Şimdi hatırladım.

Masanın altında yüzükoyun uzanmış, iskambil kâğıtlarından kule (aynı zamanda kale), mandalları kızılderili, kibrit kutularını işgalci ranger'lar yapmıştım. Reis Ateş Suyu, kabilesinin cesur elemanlarına hisli bir söylev çekmiş, karısı Dolun Ay'a yeni doğan 11. bebekleri Yırtık Dureks'e iyi bakmasını vasiyet ettikten sonra, kalenin ateşe verilmesini emretmişti. Mandallarım savaş çığlıkları atarak kalenin etrafında turlamaya başlamışlardı ki sağ topuğumdan hızla çekilip platodan çıkartılmıştım.

Komşu lojmanda oturan hanımın kim bilir ne derdi vardı ki, nereden bulduysa bulmuş, eve getirtmiş. Yalnız kalmaktan mı tırsmış, hava basmayı mı arzulamış artık, annemi de çağırmış. Rahmetli yine halıyı yakmamdan ya da isteksizce gideceği yerdeki durumdan korkmuş olmalı, beni de sürüklemişti yan daireye.

Kravatlı, takım elbiseli bir adamdı medyum. Komşu kadın, başına bir tülbent örtmüş, gözleri yaşlı dinlemişti adamı. Sonra nasıl olduysa, anneme bakıp 67 yaşında öleceğini söyledi. Derken gözbebekleri olmayan mavi gözlerini bana çevirdi ve yanına çağırdı. Çatmıştım. Tepemde, şimdilerde çoraklaşmış bölgedeki saçlarımı yoklayıp benim iki kez evleneceğimi söylediğinde Kömür Dağıtım İşletmesi müdürünün 6 yaşındaki küçük kızı Jale hıçkırarak "N'ayır, n'olamaz.. Bana bunu yapamazsın alçak!" diyerek odadan kaçmıştı.

İyi ki kaçmış, sonrasını duymadı hiç değilse!

Adam, sol elimi pençesine alıp yumruk yaptırmış, kenarda oluşan izlere bakıp dört çocuğum olacağını ve 47 yaşımda da öleceğimi tebliğ etmişti yüzüme.

Sevgili anam 47 yaşındayken öldü. Acaba hatlarda bir kısa devre oldu da medyum tarihleri mi karıştırdı? Eğer öyleyse ve ben şimdi 50 yaşımdaysam, daha 17 senem var demektir. İkinci kez evleneceğim şanslı (!) ile Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde mi, Amatem'de mi çarpışıp elimizdeki raporları yere düşüreceğiz? Onları toplarken mi bakışacağız yoksa hunilerimiz karışacak da değiş-tokuş amaçlı ziyaretler sırasında mı aşık olacağız? 4-1=3'tü değil mi? Bu ilişkiden doğacak üç çocuğumu 17 senede yetiştirip ayaklarının üzerlerinde durur hale getirebilecek miyim? Kızım yeni kardeşlerini kıskanacak mı?

Yoksa... Yoksa ben bunları üç yıl önce uykumda sayıkladım da hanım beni 47 yaşımdayken öldürdü mü?

Gel de sorma bakalım; yaşıyor muyum...

Yoksa ben ...

...ne bileyim.

 
Toplam blog
: 8
: 373
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İşletme Müh. ve İktisat öğrenimleri aldım. Kısa bir süre yabancı sermayeli bir işletmede çalıştık..