Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yol, yangın, gece ve duman

Yol, yangın, gece ve duman
 

Yine gün geceye hazırlanıyordu, renkli giysilerini çıkartıp yavaş yavaş giyecekti siyah geceliğini. Ve ben yine yoldaydım, geceye doğru telaşsız sürdüğüm otomobilimin teybinde Charlotte Gainsbourg’dan “L'un part l'autre reste” çalıyordu. Her dinlediğimde beni yeni bir yolculuğa hazırlayan ve eşlik eden bu müziği ben de çağrışımlarımın en şiddetli olduğu zamanlara saklardım. Piyanonun tuşlarına usulca dokunan parmakları düşlerdim ve o bestenin nasıl bir ortamda yapıldığını hayal ederdim. Kimi zaman bir terk edilişin ardından, sabah yatağında devinimsiz kanlar içinde bulunacak olan sevgilinin son bestesi olur şarkı düşümde. Kimi zaman bir kadının piyanosunu çalarken müzik ve sesi ile âşık olduğu kahramanın anlamlı, kısık, ıslak, mavi bakışını tarif eden duygu yüklü bir parça, bazen de hasta çocukları, ölüm döşeğindeki yaşlıları yatıştırmak için yorumlanmış bir konser… Bu defa sıra bendeydi...

...yola çık bakma cisminle eksilen boşluğa, sesini bıraktığın uçurumlar, dönerken heceler sahibini, kayboldukça her yer burada ve buradan uzakta... ( Murathan Mungan'ın "Dağ" isimli son şiir kitabından )

Yolun kıyısına park ettim arabamı ve sesi sonuna dek açtım. Fotoğraf makinemi ve sehpamı alıp yürümeye başladım. Yürüdükçe yeni bir yer keşfediyor gibi değil, geçmişimin tozlu asfaltını tekrar adımlıyor gibiydim... Kimi iç gerçeklerimi, geçmişimi belgelemek ve onlarla yüzleşmek için deklanşöre basmaya başladım.
Duman kokuyordu ve griydi bazı hatıralar, özellikle onları kayıt ediyordum, uzakta kalan arabamdan hala tekrar tekrar dönen o şarkının sesi geliyordu… Ve bu yalnız yolculuk, beni biraz daha sağaltmış olarak yeni bir güne daha uyandıracaktı. Müziğe mırıldanarak eşlik ettim, uzaklaştıkça duyulmayan ama belleğime işlemiş ezgisi ile…

Peşine yazıldığım yol
İçim sıra yürüdüğüm tozlu aynam benim


Gözümden damlayan ateş,
Kuşatınca tutuşan kurumuş otlarımı
Dilim tutulur, ulak olmaya eser duman

Hafızamın en derin dehlizinden açılır sandık
Tüter hazinem buram buram
Her hatıranın alevi
Kavurana kadar yakar bedenimi
Ki bende her yaşanmışlık
Tıpkı derin bir kor gibi

Ay boşalır geceme, an avutmaz ıssızlığımı
Dumanın uğultusu varamaz sağır uzaklara
Karamaz nefesine yalansı çağrışımlar dumanımı
Tabiat gereği dağılır duman geceye

Kabuğu sıyrılmış hafızamın yarasını
Onarabilirim özellikle gece yarısı
Bir yarısı çitlerle kaplı
Olsa da, kırmızı firardır içe yolculuk

Yıldızsız bir gecede yolda yürümek
Kabullenmektir güneşsiz yarına adımlamayı
Korkusuzca yüzleşmektir griliklerinle
Durmak ve beklemekse yangında kül olmayı
Alevinle…
ilke veral / ocak-2008

 
Toplam blog
: 25
: 1059
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

İşletmecilik eğitimi ve sonrasında finans sektöründe bir dönem profesyönel çalışmanın dışında, 19..