- Kategori
- Kültür - Sanat
- Okunma Sayısı
- 621
Yol, yangın, gece ve duman

Yine gün geceye hazırlanıyordu, renkli giysilerini çıkartıp yavaş yavaş giyecekti siyah geceliğini. Ve ben yine yoldaydım, geceye doğru telaşsız sürdüğüm otomobilimin teybinde Charlotte Gainsbourg’dan “L'un part l'autre reste” çalıyordu. Her dinlediğimde beni yeni bir yolculuğa hazırlayan ve eşlik eden bu müziği ben de çağrışımlarımın en şiddetli olduğu zamanlara saklardım. Piyanonun tuşlarına usulca dokunan parmakları düşlerdim ve o bestenin nasıl bir ortamda yapıldığını hayal ederdim. Kimi zaman bir terk edilişin ardından, sabah yatağında devinimsiz kanlar içinde bulunacak olan sevgilinin son bestesi olur şarkı düşümde. Kimi zaman bir kadının piyanosunu çalarken müzik ve sesi ile âşık olduğu kahramanın anlamlı, kısık, ıslak, mavi bakışını tarif eden duygu yüklü bir parça, bazen de hasta çocukları, ölüm döşeğindeki yaşlıları yatıştırmak için yorumlanmış bir konser… Bu defa sıra bendeydi...
Yolun kıyısına park ettim arabamı ve sesi sonuna dek açtım. Fotoğraf makinemi ve sehpamı alıp yürümeye başladım. Yürüdükçe yeni bir yer keşfediyor gibi değil, geçmişimin tozlu asfaltını tekrar adımlıyor gibiydim... Kimi iç gerçeklerimi, geçmişimi belgelemek ve onlarla yüzleşmek için deklanşöre basmaya başladım.
Duman kokuyordu ve griydi bazı hatıralar, özellikle onları kayıt ediyordum, uzakta kalan arabamdan hala tekrar tekrar dönen o şarkının sesi geliyordu… Ve bu yalnız yolculuk, beni biraz daha sağaltmış olarak yeni bir güne daha uyandıracaktı. Müziğe mırıldanarak eşlik ettim, uzaklaştıkça duyulmayan ama belleğime işlemiş ezgisi ile…
Peşine yazıldığım yol
İçim sıra yürüdüğüm tozlu aynam benim
Gözümden damlayan ateş,
Kuşatınca tutuşan kurumuş otlarımı
Dilim tutulur, ulak olmaya eser duman
Hafızamın en derin dehlizinden açılır sandık
Tüter hazinem buram buram
Her hatıranın alevi
Kavurana kadar yakar bedenimi
Ki bende her yaşanmışlık
Tıpkı derin bir kor gibi
Ay boşalır geceme, an avutmaz ıssızlığımı
Dumanın uğultusu varamaz sağır uzaklara
Karamaz nefesine yalansı çağrışımlar dumanımı
Tabiat gereği dağılır duman geceye
Kabuğu sıyrılmış hafızamın yarasını
Onarabilirim özellikle gece yarısı
Bir yarısı çitlerle kaplı
Olsa da, kırmızı firardır içe yolculuk
Yıldızsız bir gecede yolda yürümek
Kabullenmektir güneşsiz yarına adımlamayı
Korkusuzca yüzleşmektir griliklerinle
Durmak ve beklemekse yangında kül olmayı
Alevinle…
ilke veral / ocak-2008
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Merak ettim İlke. Şiiriniz ise Ersin Beyin de dediği gibi oldukça etkileyici. İçinizde ki devinimlerin ayak sesleri duyuluyor adeta. Sevgiler
Ayrıntıda gezinmek 27.01.2008 0:25- Cevap :
- evet:) dolaysız bir anlatım için kendimi kullandığım çok olur, fotoğraflarımda, bunlar da öyle otoportreler...şiirimin size geçmesi ve gelen ses de çok hoş, teşekkürler, sevgiler... 27.01.2008 12:31
böyle sizin şiiriniz ve bir başka hazine mevcut sanki sözcüklerin ve anlamların büyüsüyle buram buram tüten.Hep böylesi duygulu, üretken ve sevgiyle kalasınız.
Ersin Kabaoglu 25.01.2008 15:23- Cevap :
- nazik ve içten yorumunuz için teşekkürler, eğer başka bir hazine mevcutsa şiirde hissettiğiniz , her yaşanmışlığın küle dönmeyişinden ve hala kor oluşundandır... bizi biz yapan da o korlarda gizlidir, anılarımızın kül renkli yüzlerine dönüp bakmayız şiirle... sevgimle kalınız 25.01.2008 16:36