Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

YSK’nın sanıklar için kararı

YSK’nın sanıklar için kararı
 

Son yılların kuşkusuz en önemli gündemlerden bir tanesi 12 Haziranda ki genel seçimi idi. Bu seçimde iktidar partisinin en büyük kozu yeni bir sivil anayasa. Büyük ümitlerle beklenen 330 milletvekili sayısı 12 Haziran akşamında belli olmuştu. 12 Haziran 2011 genel seçimleri diğer seçimlerden biraz daha farklı idi. Çünkü hala yargılanmaları devam eden CHP’de Ergenekon sanıkları olan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal, MHP de Balyoz sanığı Engin Alan milletvekili aday olmuş ve 12 Haziran akşamında milletvekili adaylığı gösterilen yerlerden halkın iradesi ile milletvekili seçilmişlerdi. BDP de ise terör sanığı Hatip Dicle’nin Diyarbakır’da milletvekili seçilmesi sonucunda sürdürülen davaların devam etmesinden mahkemenin olumlu mu olumsuz mu karar vereceği merak konusu idi. 

Seçimlerden 9 gün sonra YSK Hatip Dicle’nin milletvekili olmasını ret ederek karıştırmaya meyilli olan çevrelerin planlarını devreye sokarak sokakları karıştırmaya çalışıp kaosa sürüklemek için harekete geçirttiler. Başta Doğu olmak üzere belli başlı illerde eylemler yaparak kararın yanlış olduğunu beyan etmeye çalışıyorlardı. Bu beyan ettikleri şey toplum tarafından uygun görülmeyip kendilerince yakıp yıkma stratejisinden başka bir şey değildi. Sokak çatışmaları ile eylemlerinde bulunanların hiçbir türlü kazanç sağlamayacağı kesin. 

Ne yazık ki öne sürülen BDP savunucularının devletin polisine karşı saldırıda bulunarak terörist sıfatı ile tepkisini koymaktalar. Verilen kararı protesto edilebilir, basın açıklaması yapılabilir. Ama devletin polisine saldırmak, devletin aracını taşlamak, yakmak insanlığa yakışır bir davranış değildir. BDP’nin aldığı siyasi karar ile o (Hatip Dicle) yoksa bizde yokuz denmesi demokrasi adına zarar verici bir durumdan başka bir şey değildir. Türkiye Cumhuriyetinden belli menfaatler bekleyen ve bu partiyi destekleyen terör örgütünün desteğini arkasına alan, bağımsızlar partisinin birlikte hareket etmesi ciddi anlamda topluma da zarar vereceği kesindir. Bölgede zoraki kampanyalarla baskı altında tutarak, belli oy oranı ile meclise girmeyi başarıp milletin oyunu alarak vekillik yapacak kişilerin halkı temsil etmemesi ile beraber terör örgütünü temsil etmektedir. 

TBMM’yi boykot emek, milletin iradesi ile gönderildiğin meclisten uzak durmaktır. Partililerin meclis dağılımı oluşturulup gerekli yasalar çıkartılıp tartışılan yerdir meclis. YSK’nın verdiği karar doğrultusunda siyasi bir karardır diyerek meclisi boykot etmek halkın sizlere verdiği desteğe gölge düşürmek demektir. Seçimle alınan kararlarda siyasi tansiyon ne kadar yükselse de bunun memnuniyet içersinde olanlar olup bu durumu keyifle seyretmektedirler. Çözüm yolu Meclis yasama yılında grup yerlerinde herkesin görevi gereği yerlerine olmasıdır. Aksine boykot yönündeki tercih durumunda halkın cevabı nerde nasıl vereceğini iyi bilmektedir. 

 
Toplam blog
: 45
: 551
Kayıt tarihi
: 18.01.11
 
 

1988 yılında Çaykara doğumluyum. Bulancak ta ikamet etmekteyim. Yazı yazmayı hobi olarak yapmakta..