Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '18

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Yuh be Sana İnsan!

Yuh be Sana İnsan!
 

Uzun ama çok uzun yıllar olmuştu Şahinderesi Kanyonu’na gitmeyeli.

Cumartesi yapılan bir emrivaki ile tekrar gittik…

Emrivaki idi ama iyi oldu özlemişiz çünkü.

Lakin giderken içimizde varolan endişenin gerçeğe dönüşmesinden korkuyorduk.

Vardığımızda o korku gerçek oldu.

Tahmin ettiğimiz gibi Şahinderesi de mahvedilmişti.

Türkiye’nin oksijen bakımından en zengin yörelerinden olan Altınoluk zaten çoktan betona teslim olmuş ve İda’nın yeşili beyaza boyanmıştı.

İda’nın içindeki Şahinderesi gibi güzellikleri de elbirliği ile bitirmişiz.

Görünen manzara şuydu:

Yolu bile olmayan, gerçek bir tırmanma ile gidebileceğiniz kanyonun dip noktasına neredeyse araç ile gider olunmuş.

Araç ile gidilirse ne olacağı belli…

Orası mangal deryası olur.

Ki olmuş…

Şahinderesi’nin daha başında o sıcağın altında gelen mangal kokuları ile beraber adım attıkça gördük ki bizim hafızamızda kalan doğal cennet, tipik piknik yerine dönüşmüş…

Korusanız… diyeceğiz ki dönüşsün.

Sahip çıksanız….yine diyeceğiz ki dönüşsün.

Lakin insan bu…

“Yuh be” dediğimiz “insan”(!)

Yiyip içip çöpünü bırakan, ortalığa mahveden, düşüncesiz, duyarsız bir kitle(!)

Çevrenin güzelliklerinin geleceğe de kalması gerektiğini idrak edemeyen…

Plastik torbaların rüzgarla bir oradan bir buraya savrulduğu….

Pet ve cam şişelerin sağa sola atıldığı…

Billur gibi suyun içine insanların tükürüp aksırdığı…

Burada yazarken midemiz bulanıyor, tarif edemeyeceğimiz şekilde başka başka yuh dedirten davranışlar sergileyen “yuh be insan” manzaralarına gark olmuş Şahinderesi.

Piknik yapılsın diye piknik masaları konmuş bir de suyun içine…

Keyif için güzel…

Ama bir görevli olsun yok..

Milli Parklar veya geneline bakalım Orman; bir iki görevli koysa…

En azından…
En azından kontrol ve uyarı anlamında çok fayda sağlanır…

Lakin görevli olmasıyla düzelecekler var düzelmeyecekler var…

Bizim milletin kafası işine geldiği zaman işliyor da pikniğe gelirken onlarca torba taşımasına biliyor ve fakat sonra boşlarını götürmesi, çöpünü toparlayıp gitmesi zul geliyor.

Yazık ama…

Çok cenneti yok ettik…

E buranın da ünü arttı ya…

Issız kalsa şaşardık.

Temiz kalsa “burası neresi” derdik.

Birbirimize karşı bile o kadar bir şey söyleyemez haldeyiz ki…
Ve kafalar o kadar bozuk ki.

Uyarsanız, “kardeşim şişeler, petler kaldı orada” diye…

Karşınızdakinin kurşun yağdırmayacağının garantisi yok.

Kimsenin kimseye laf söyleyemediği ve basit bir uyarı görevini dahi yapmaktan çekindiği bir korku cumhuriyeti olduk…

Çevreyi kim düşünür?

Yemek, içmek… kolay.

Zor olan; elindekini korumak.

Bitti mi bitiyor.
Yok ettin mi gelmiyor.

Ne dikersen git, ne yaparsan yap, bugünü kaybediyorsan geleceği lafla kazanmanın imkanı yok.

Çevreyi en hızlı ve en çok tahrip eden ülkeyiz ve ne yazık; son pişmanlığın fayda etmediğini bir türlü öğrenemiyoruz.

 

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..