Yükseklerde yaşayan yiğit insanların ülkesi; Germanicopolis

Ermenek tarihi Klikya’ nın en önemli şehirlerinden birisi olmuştur. Batıda, Antalya(Pamfilya), kuzeyde Isparta, Burdur (Pysidya) bölgesi ve Konya(Iconium) doğuda Seyhan(Saros) ve Ceyhan (Pyramos) nehirleri, güneyde ise Akdenizle çevrili Kilikya’ nın Başkenti olmuştur. Tarih öncesi çağlarda bile (Prehistorik) Germanicopolis yani Ermenek’ in varlığı arkeolojik kalıntılarla belgelenmiştir.

Tarihin o ilk zamanlarında Ermenek, yani Yükseklerde Yaşayan Yiğit İnsanların Ülkesi olarak da anılan ilçe, Karamanoğulları Beyliği'ne başkentlik de yapmış önemli bir yerleşim ise de, bu beyliğin yıkılması ve ardından gelen Osmanlı dönemiyle birlikte, bir kasaba haline dönüşmüş. Dünyanın önemli mağaralarından biri olan Maraspoli' yi de içinde bulunduran ilçe, denizden oldukça yüksekte Göksu nehri kıyısında yerleşmiş. Ermenek’ i bilenler buraya Toros’ ların çağlayanı ismini vermişler. Bir inanışa göre Ermenek güzel yer anlamına gelir ve yeryüzünde bir cennet varsa oranın da burası olduğu söylenir. 10 ciltten ve 6000 sayfadan oluşan Seyahatname’ nin yazarı olan pirimiz Evliya, Enderunlu olduğu için çelebi unvanını taşımış, İstanbul ve Anadolu’yu gezerken sonraları, dünyaya açılmış, gezdikçe oraları yazmış, gezginlerin ve gezi yazarlarının piri olmuştur. Bizim gibi niceleri onun açtığı bu yolda gezgin olmuş, gezilerini yazarak başkalarıyla paylaşmıştır. Evliya Celebi’ yi saygıyla anıyor ve yazımın bu kısmında üstadın Seyahatnamesinden Ermenek gezisine ait şu sözlere yer veriyorum; "Göklere ser çekmiş kırmızı bir dağın ortasında Tanrı kudretiyle yapılmış bir kaledir. İbrete şayan, seyredilmesi Vahip bir Kale'dir. Mutlaka görülmeli ve seyredilmelidir. Ben karada ve denizde 18 padişahlık yer gezdim böyle bir kale görmedim." demiştir. Kale asırlarca sığınak, mesken ve zindan olarak kullanılmış ve içerisinde tabii mağaralar da bulunmakta. Bu kale Karamanoğullarının ilk kalesi olma özelliğini taşımış. Ermenek'in kuzeyini baştanbaşa kaplayan büyük kayanın orta kısmında yer alır.

Ermenek Kalesinin hemen altında bulunan Meraspolis (Meraspulla) Mağarasının İki giriş kapısı vardır. Mağarada bulunan yeraltı nehri şehrin ve civar kasabaların içme suyunu karşılamaktadır. Ayrıca uzun süre Ermenek’ e ve bağlı köylerin elektrik ihtiyacını karşılamış olan hidroelektrik santralini çalıştıran suda bu mağaradan çıkmıştır. Dikkatinizi çekerim dünyanın üç büyük mağarasından biri size yukarıda bahsettiğim Meraspolis mağarasıdır. Bir başka kale de İlisıra Kalesidir. Ermenek’ in Yollarbaşı Kasabasında, İmirme denilen bir mevkidedir. Bizans dönemine ait kalenin antik kalıntıları günümüze kadar gelmiştir. Lystra Kalesi olarak da bilinir. Yakınlarında görmeye değer bir Bizans kilisesi vardır. Mennan Kalesini içinde söylenecek çok şey vardır. Mennan sözcük anlamı itibariyle sığınılacak yer anlamındadır. Kale çok dik bir dağın üzerinde bulunan kayalar üzerine inşa edilmiştir. Tarihe şu şekilde geçmiştir; Karamanoğulları bu kaleyi bir hileyle Osmanlı Gedik Ahmet Paşa'ya kaptırmasından sonra Pir Ahmet Beyin intihar etmesine sebep olmuştur.

Sadece sözü edilenlerle değil Hitit kabartmaları, Lahit ve Heykeller, Tol Medresesi ve Zeyve ile önemli bir üne sahiptir Ermenek. Yaylalarıda hakettiği bir üne sahiptir. Akdeniz'e bir geçiş bölgesi olması nedeniyle günübirlik olarak yerli ve yabancı turistlerin özellikle Ermenek bölgesindeki yaylaları dağ yürüyüşü ve yeme içme ve doğal suyu ile etkin yöreler olduklarından piknik amacı ile de tercih edilmektedir. Toros’ lardan karayoluyla Anamur’ a inmek sadece 1 saatinizi alır. Arap aşı, Toyga, paça, aşlık gibi çorba çeşitleri, cibe, batırık, yaprak ve köy dolmaları, keşkek ve bulamaç yörenin geleneksel yemekleri arasında sayılabilir.

Gezmek flört gibi, kalıp buraları sevebilirim. Ama en iyisi gitmek olsa gerek! Daha görülecek o kadar çok yer var ki…

Hoşçakalın Necati Ekmekçioğlu