Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '22

 
Kategori
Döviz / Altın
 

Yükselen Değer; Gümüş

Dünya tarihine bakıldığı zaman, insanoğlu sürekli olarak yeni kazanımlar yeni bilgiler ve yeni tecrübeler ile dünyada ayakta kalmaya ve kendini güvence altına almak için yeni şeyler keşfetmek üzere yoluna devam etmektedir. Bu süre zarfında insan var olduğundan beri altın zenginlik statüsü olmuş ve bu anlamda insanların, kurumların, otoritelerin gözdesi haline gelerek değerine değer katmıştır. Son 150-200 yıla kadar, dünyada yer edinmiş bir çok devlette bağımsızlık sembolü olarak kabul etmiş olduğu kendi paralarında da altını kullanmış ve gücünü bu şekilde dünyaya kanıtlamak istemiştir. Bu duruma örnek olarak gösterebileceğimiz ve bizi de yakından ilgilendiren Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan çeşitli altın paralardır. Altın paralar Osmanlı’da kullanılan önemli bir para çeşidi idi. Osmanlı Lirası olarak geçen bu altın sikkeler Türkiye Cumhuriyeti kurulana dek kullanımda olmuştur. Ayrıca biliyoruz ki her padişah tahta çıktığı vakit devletin içinde ki kendi otoritesini göstermek adına adına hutbe okutarak para bastırırdı. ”Reşat Altını” olarak bildiğimiz altın ise Sultan Reşat’ın tahta çıkışının onuncu yılı adına bastırılan ve günümüzde nadir bulunan bir Osmanlı Altın Lirasıdır. ”Cumhuriyet Altını” ile ortak noktası 22 ayar olmasıdır.

Günümüzde de Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi tarafından bastırılan ”Cumhuriyet Altını” olarak da bilinen ”Ata Lira”, Türkiye Cumhuriyetini temsil eden ve kanun gereği para yerine geçen altın bir altın paradır. Cumhuriyet Altın sikke ve ziynet olarak ikiye ayrılarak satışa sunulur. Sikke yada para olarak kullanılırken kulpsuz, ziynet olarak tercih edildiği zaman ise kulplu olarak kullanılır. Bir diğer ve önemli madeni para ise gümüştür. Aynı şekilde gümüş paralarda dünya tarihinde ve ticaretinde altına karşı bir değer olarak gösterilen para çeşidi olarak durumunu korumuştur. Gümüş paralar Osmanlı İmparatorluğu’nda adını ”Ak-çe” olarak almıştır. Bunun sebebinin ise gümüşün renginden kaynaklanması gösterilir. Gümüş paralarda aynı altın paralarda olduğu gibi çeşitli madenler ile alaşım haline getirildikten sonra piyasada yerini alır. Bu işlemin yapılması yumuşak bir biçimde olan altın ve gümüş madenini daha sert ve dayanıklı hale getirerek kullanılan paraların ömrünü uzatmaktır. Gümüş, tarih boyunca altın gibi çeşitli kıymetli süs eşyalarında ve antik çağ mezarlarında da kullanılmıştır. Çok değil yakın bir tarih olan temmuz 1944 yılında ise ABD ve birçok Avrupalı devletler ”Breton Woods” denilen bir anlaşma ile ”Altın Para” sistemine geçerek, çıkarmış oldukları altınları Amerikan Doları’na bağlamışlar ve 1 Ons (31.10 gr) altını 35 Dolar olarak belirlemişlerdir. Bu şekilde para basmak isteyen ve savaş giderleri için de dahil kendini toparlamak isteyen devletler çıkartabildikleri altın madeni kadar paralarını dolar/ons değerinde basabilmişlerdir. Lakin bu sistemde çok sürmeyerek çatırdamalarını İkinci Dünya Savaşı ile birlikte göstererek 1970’li yıllarda kendini imha etmiştir.

Gümüşün son 40 yılda ki piyasa serüvenine baktığımızda ise, 1980’lerin başında serbest piyasa ekonomisine geçiş ile birlikte ani bir hareketlenme olduğunu görmekteyiz. Bu ani ve sert yükselişten sonra köpüren piyasada kendine zemin hazırlaması ise 1982’lerin sonlarına doğru olmuştur. Gümüş fiyatları 1983 ve 2004 yılları arasında uzun müddet durağan bir seyir izledikten sonra, 2006 yılının başlarında tekrardan ani ama çokta sert olmayan bir yükseliş göstermeye başlamıştır. 2008 krizi ile birlikte 2006 yılında ki piyasa değerine gerilerken, 2010 yılında tarihinde görülmemiş bir yükseliş ile yaklaşık %200 oranında artış göstererek kendi tarihi zirvesine oturmuştur. Şuan (Şubat 2022) ise 2013 yılının son çeyreğinde ki piyasa değerinde işlem görmektedir. Ayrıca Gümüş son iki yıldır tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 ile birlikte de, 2021’de en çok konuşulan ve ekonominin parlak yıldızları arasına girmeyi başaran, adından sıklıkla söz ettiren bir değer olarak karşımıza çıktı. Bu değer artışının altına karşı alternatif bir liman vazifesi görmesi de kaçınılmaz gözükmekte.

 
Toplam blog
: 27
: 342
Kayıt tarihi
: 16.05.17
 
 

Afyon Kocatepe Üniversitesi, İktisat (ekonomi) bölümü mezunu olan İsmail Polat Karadağ, iktisat eği..