Yüz Öğretmenden 37'si Mesleğini Sevmiyor

“Türk Eğitim Sen'in 24 Kasım Öğretmenler Günü anketine göre, öğretmenlerin yüzde 37,2'si mesleğini severek yapmıyor.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 24 Kasım Öğretmenler günü anketinin sonuçlarını, düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

Türkiye genelinde 3 bin 65 öğretmen üzerinde yapılan anket sonuçlarına göre, öğretmenlerin yüzde 60,4'ü kirada oturuyor. Yüzde 70,5'inin kredi kartı borcu bulunuyor. Öğretmenlerin yüzde 33,3'ü maddi sorunlar nedeniyle ailesi ile yeteri kadar ilgilenemediğini, yüzde 21,6'sı ise eşi ile ayrılma noktasına geldiğini söylüyor.

Öğretmenlerin yüzde 62,7'si mesleğini severek yaptığını, yüzde 37,2'si sevmediğini belirtiyor. Mesleğini sevmediklerini belirten öğretmenler gerekçe olarak; 'Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere yanlış tutumu', 'ücret ve özlük hakları noktasında yaşadıkları yetersizlikler', 'kadrolaşma' ve 'öğretmenlik mesleğinin ideali olmamasını' gösteriyor.

Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 24,6'sı öğrencilerin saygısız davranışlarından, yüzde 6,7'si ise velilerin baskı ve tehditlerinden şikayet ediyor.

Öğretmenlerin yüzde 96,7'si ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere maddi ve psikolojik yeteri destek veremediğini düşünüyor. “

Ülkemizde yaklaşık 600.000 öğretmen çalıştığını düşünürsek, mesleğini sevmeden yapan öğretmen sayısı 223.200 tane. Bu korkunç bir rakam. Benim okulumda 70 kadar öğretmen var, bu sayıya göre mesleğini sevmeyen öğretmenlerin sayısı, benim okulum çapında olan okullara göre hesaplandığında 3188 okul ediyor. Ülkemizde 3188 okulun öğretmenleri mesleğini sevmeden yapıyor. Bu konu çok önemli. Hem öğretmen, hem de veli olarak bu rakamları korkunç buluyorum.

Ben mühendislik mesleğini sevmeden yaptım. Sadece işim olduğu için yaptım. Benim mesleğimi sevmemem benim dışımda kimsenin yaşamını etkilemedi. Sonunda da bıraktım zaten. Ancak öğretmenlik öyle mi? Öğretmenler, birçok insanın yaşamını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen kişiler. Öğretmenlik, asla sevilmeden yapılacak bir meslek de değil.

Öğretmenliği sevmiyorsanız çocukları da sevmezsiniz. Onlara karşı sabırlı, anlayışlı olamazsınız. Çocuklar sevilmediğini fark ederler ve derslere, okula olan ilgileri azalır. Mesleğine gereken önemi vermeyen öğretmenler yüzünden, daha sonra eğitim hayatını sürdüremeyen insanlar var. Öğretmenin öğrencileri ile kurduğu iletişim çok önemli. Yeri geliyor çocuk öğretmenine anne babasına anlatamadıklarını anlatıyor. Bir kere başını okşasın diye günlerce bekleyen çocuk var. Evlerine gidip "öğretmenim bugün bana aferin" dedi diyen çocukların ertesi gün okula koşarak geldiklerini biliyorum. Öğretmenleri tarafından sevilmeyen öğrencilerin nasıl okuldan uzaklaştıklarına kendim tanık oldum. Eğitim hayatı boyunca illa ki bizi etkileyen bir öğretmenimiz olmuştur. Kimsenin, çocukların geleceği ile oynamaya hakkı olamaz.

Eğitim-öğretimdeki sorunları öğretmen sorunlarından ayrı düşünemeyiz. Bu anketteki veriler gerçekten çarpıcı.

Öğretmenlerin maddi sorunları bilinmeyen bir gerçek değil. Fakat öğretmenler mesleğini sevmeme gerekçesi olarak bunu gösteriyorsa bu sorun. Yeterince para alınca sevilecek bir meslek değil ki bu. Para için sevilen işler olabilir, para için yapılan işler de olabilir. Bana göre öğretmenlik vicdanla ilgilidir ve parayla sevilecek bir meslek değildir. “Bu kadar paraya bu kadar iş” mantığı geçerli değildir. Öğretmenlerin geleceği şekillendirdiğini varsayarsak bunun parayla pulla ölçülür bir yanı yok.

Devlet öğretmenlere hak ettiği ücreti vermelidir ve aynı zamanda öğretmenlerin yeterliliğini KPSS sınavları yerine başka yollarla denetlemeli ve sırf işsiz kalmamak adına sevmeden bu mesleği yapanları ayıklamalıdır.

Haber:http://www.sondakika.com/haber