Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '16

 
Kategori
Felsefe
 

Zaman sıkışması

Yazan:Uçar Demirkan

Parlak gökyüzülü yaz gecelerinde, gökyüzüne baktığımızda sayısız yıldızlar görürüz. Bunların birer evren, güneş ya da galaksi olduklarını artık ilkokul çocukları da bilmektedir.

Bunların bir kesimi mavi görünüşlü olup; bunların en genç yıldızlar oldukları düşünülmektedir. Bazıları ise, sarı renkli görünürler. Bunların orta yaşlı yıldızlar oldukları var sayılır.

Bazı yıldızlar ise kırmızı görünüşlüdür. Bunlara “kızıl cüceler” denilmekte olup; bunlar ölmekte olan ya da ölmüş, ışığı evrenimize yeni gelmekte olan yıldızlardır. Sonunda beyaz yıldızlar ya da kara yıldızlar(noktalar-delikler)durumuna gelmektedirler. Maddeler, enejiye dönüşmektedir.

Ayrıca; beyaz yıldızlar ve kara yıldızlar(delikler) vardır. Bunların da ölmekte olan(can çekişen) yıldızlar oldukları varsayılmaktadır.

Görüldüğü gibi; yıldızların da tüm varlıklar gibi bir yaşam süreci(kimyasal periyodu) vardır. Bir süreç varsa; bunun bir başlangıcının bir de sonunun olması gerekmektedir. Gerçi; bu sürecin bir daire olduğunu varsayan görüşler vardır. O zaman başlangıç noktası ile bitiş noktası ayni daire üzerinde ayni bir nokta olmaktadır.

Yıldızlar; Big-Bang denilen patlama ile ortaya çıkmış varsayılmaktadır. Big-Bang’in bir zaman gevşemesi olduğu düşünülebilir. Başlangıçta yalnızca zaman ve enerji vardı. Birden zaman gevşedi ve enerjiden mekan(maddeler)oluştu. O zaman, bunun tersinin de doğru olması gerekir. Zaman sıkışması durumunda; maddenin yok olması ve enerjiye dönüşmesi gerekir.

Zaman sıkıştıkça;yıldızlar sarı yıldızlıktan kızıl cücelere dönüşmekte ve sonunda beyaz yıldızlar ya da kara yıldızlar(noktalar-delikler)durumuna gelmektedirler. Maddeler enerjiye dönüşmekte ve zaman yok olmaktadır.

Belki de kara delik’e dönüşen bir yıldız; öbür yanıyla yeni bir zaman gevşemesine neden olmakta ve yeni bir Big-Bang ortaya çıkmaktadır. Nitekim; birçok dinsel söylence bu alemlerin yedi kez yıkılıp yeniden yaratıldığını belirtmektedir. Kutsal kitaplarda “Nuh Tufanı” denilen söylencede yok olmak ve yeniden olmaktan söz edilmektedir.

Böylece; kozmosta birden çok Big-Bang’in izlerine rastlanması olası olmaktadır.

Kozmosun bir yanında zaman sıkışması olurken; başka bir yanında zaman gevşemesi ortaya çıkıyor olabilir. O zaman; yeni galaksilerin(gök takım adalarının) doğumu; başka galaksilerin ölümü, yok olması anlamına gelmektedir. Kozmos; bir yanardağın kraterinin içindeki lavlar gibi baloncuklar çıkararak kaynıyordur. Bir baloncuk patlamasından başkaları oluşuyordur.

Aya giden astronotların yolladığı televizyon resimlerinde evrenimiz “mavi yıldız” olarak görünmektedir. Yani; uzaydaki genç yıldızlardandır. Bu nedenle de üzerindeki uygarlığın en çok 5000 yıllık bir tarihi vardır.

Buna karşılık ay(evrenin uydusu)sarı görünmekte; güneş ise kızıl görünmektedir. Acaba, güneş bir kızıl cüceye mi dönüşmektedir? Güneş için; dolayısıyla onun bağımlısı olan gezegenimiz  için geriye sayım başlamış mıdır? Zaman sıkışması sürecine mi girilmiştir?

Öyleyse; güneş ve evrenimiz yok olacak ve yeni bir zaman gevşemesi nedeniyle başka evrenler,güneşler ve yıldızlar oluşacaktır. Bu, böylece sürüp  gidecektir.

Belki de;gelecekte kişioğlu zamana da egemen olacaktır.

TXe=mXc2 formülündek T mutlak zaman anlamına gelmekte olup bu mutlak zamanın sıkışması önlenebilirse o durumda evren hiçbir zaman yok olmayacaktır.

Kişioğlu zamanın sıkışmasını engelleyerek ya da geciktirerek evrenin yok olmasını önleyecektir. Ya da, yeni zaman gevşemeleri yaratıp yeni evrenler, güneşler, galaksiler oluşturacaktır.

Böylece; ölmek ve yok olmak anlamına gelen bu fasit daireyi kırabilecektir. Yok olmadan, sürekli var olabilecektir.

 
Toplam blog
: 142
: 578
Kayıt tarihi
: 04.09.13
 
 

1940 yılında İzmir'de doğdum İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdim 1961 yılında Mülkiye(Siyasa..