Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '14

     
    Kategori
    Deneme
     

    Zenci çocuk ve Mona Lisa

    “ Louvre müzesi yanmak üzere… Halk kapıları sarmış. Heyecan içindedir. Birden siyah şapkalı ve lavalyer kravatlı adamlar, ‘jokondu*,Jokondu ! ‘ diye bağırışıyorlar. Bir genç adam alevler içine kendini atıyor. Jokond’un bulunduğu salona giriyor. Fakat tam orada bir küçük zenci çocuğu görüyor. Gözleri dehşetten büyümüştür. Gelen adama kollarını uzatıyor. Jokond bir on adım ötededir. Düşünmeye zaman yoktur. Ya çocuk, ya jokond kurtarılmalıdır. Siz olsanız hangisini kurtarırdınız?..

    Bu paragrafı sizinle paylaşmak istedim. Bu paragraftan çıkacak sonuçları kendimce yorumlamak isterim. Bu bölümün devamında kalan kısımları sizin de okumanızı tavsiye ederim. Bu da yazıyı yazma amacımı biraz daha netleştirir umuyorum. Bölümün devamında yanıt alınan kişilerden göreceğiniz hiç beklenmeyen sonuçlar olacaktır. En azından benim için öyle oldu…

    Jokond için bir hayat oracıkta ölsün mü? Evet mühim bir eser, mühim bir sanat, mühim bir tarih. Hayatta böyle eserlerin eşi benzeri az rastlanır oluyor. Fakat diyorum ki; o küçük zenci çocuk oracıkta o yangında ölecek! Buna seyirci kalmak için cani olmak gerekir. Sonra duygusal mı düşünüyorum diyorum. Duygusal düşünmek zorunda değilim ama duygusallaşıyorum. Bir hayat, bir umut,bir insan…

    Hepimiz için büyük bir adım olacaktır birinin hayatını kurtarmak. Bizim insanımız biliyorum hiç tereddütsüz o çocuğa koşardı. Belki böyle bir ayrıma gerek yoktur, belki –biz- diyerek ayrıma gidiyorum ama biliyorum ki sanat –bizde- öylede önemsenmez. Yani belki yanından geçip gitsek o tablonun dünyaca ünlü birine ait olduğunu bilmeyiz, belki tablonun ismi çıkar ama o eseri kim vücuda getirmiş tereddüt yaşarız. Demem o ki, o eser çok da umurumuzda olmazdı. Ama çocuk. Bir kahraman ruhu taşıyoruz buna eminim. Kahraman olmak için bu topraklardayız. Bugüne kadar da böyleydi bundan sonrada ilk fırsatta kahraman olacağız. Kahraman öleceğiz. Gözlerimizi bağlasa yine de o çocuğu bulmak, o yangınların arasından kurtarmak isteyeceğiz. Vicdanımız bizi bırakmaz. Şimdiki –biz’lerim- hepimiz için. Tüm insanlık için. Eğer bir cani, vurdumduymaz değilsek ki bence umut var, koşa koşa bir hayatı; belki bir umudu belki bir ülkeyi belki bütün bir insanlığı kurtarmaya koşardık.

       Bunca bakış açımın şair ruhlu oluşumdan, ince duyguları hala yitirmemiş olmamdan kaynaklandığını düşünmeyin. En azından sadece bu değil. Çünkü o eser yapılırken her şey olabilirdi. O esere daha sonraları da bir şeyler olabilirdi. O eser olmayabilirdi. Yani evet bu eseri vücuda getiren ünlü ressam Da vinci şimdi yok; ama biliyoruz ki bu onun yokluğunu yani bedenen olmayışını gösteriyor. Çünkü o zaten kalıcı olmanın formülünü bulmuş. O bu hayatta anılmanın, ölümsüzlüğün formülünü kendisi gibi olanlarla çoktan çözmüş. Ona yok demek, eserlerine yok demek olur. Ona ve onun gibilere yok demek, bir tarihi, belki bir buluşu hiçe saymak olacaktır. Silinmeyecek olan şeyler vardır bu hayatta. Ama bir de masumca, bir köşede kurtarılmayı bekleyenler var. Onların elinden kim tutacak?

     Sait Faik bana bunu söyledi. Ben yukarıda verdiğim şu satırları okurken çok içselleştirdim.Yüreğime dokundu. Yüreğime şu günlerde şu zamanda dokunabilecek daha çok şey var. Ve hepsinin insanlığa, inanca,toparlanmaya ihtiyacı var.Ne yazık elden giden bir insanlık var. Ne yazık elden giden bir avuç insan var.Ne yazık !

    Bütün sıfatlarınızdan arınarak okumanızı tavsiye ediyorum.Sadece yüreğinizle okuyabileceğiniz birkaç şey yazmaya çalıştım.Net bir anlam ifade edebilmesi için aşağıda belirteceğim kitap ve sayfa numarasından iyi bir çıkarım yapacağınızı umuyorum.

                                                                                                                         Sevgiler…

     

    ( * Jokond, Leonardo da Vinci’nin ünlü Mona Lisa isimli eseri.)

    ( Alıntımız Sait Faik Abasıyanık’ın Kumpanya adlı kitabındandır. S.79 )

     
    Toplam blog
    : 1
    : 235
    Kayıt tarihi
    : 04.05.14
     
     

    Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim. Üçüncü sınıfa devam ediyorum. Benim içi..