- Kategori
- Güncel
ZENGİNLİKTEN ZENGİNLİĞE FARK
Çok yakın bir coğrafyada (bizde değil) “alın ekonomiye can verin” diye bir slogan vardı. Her şey kapış kapış gidiyordu. Uzun süre düşük dolar politikası nedeniyle paraları onlar pek bir şey yapmasa da değer kazanıyordu. Neticede Amerika’da 2007 yılında 4.25 olan faiz bir yıl içinde 0.25’e düşmüştü. Artık yakın coğrafya halkı her istediğini alabiliyordu. Halktan birisi o günleri yad ederken; “ne güzel günlerdi o günler” diye hayıflanıyor.
Öyle ki bir işçi günlük yevmiyesi tam tamına günlük yüz dolar kazanabiliyordu. İthal mallardaki ucuzluk alım güçlerine yansımıştı. Çin’in ucuz yuan politikası da milyarlarca dolarlık pazarların Çinli firmalarca kapışılmasına neden oluyor, imalatçılar imalattan ithalata yöneliyor, üretmektense alıp satmak daha kârlı oluyordu.
“Alın verin ekonomiye can verin" derken yanlış anlaşılmasın, Çin’den ithal edilen şeylerin alınıp satılması söz konusuydu. Derli toplu bir sanayileşme politikaları olmadığından, bebek aşamasında olan sanayi kuruluşları kamu özel fark etmeksizin yabancıların eline geçerken onlar olanların farkına varamıyor, büyük başarı kazandık zannediyorlardı. Zamanla iç piyasada neredeyse firma bir şey bırakmadılar. Gelecek vaad eden tüm şirketleri satın alan yabancılar piyasanın kontrolünü ele geçirdiler. Öte yandan BMW şirketini Çinlilerin satın alma girişimleri Alman Parlamentosu tarafından iç güvenlik sorunu gerekçesiyle reddediliyordu…Elin adamı firmalarını koruyordu. Firmalarının bir tarihi misyonu vardı ve bu ismin değeri Alman milletinin alın terlerinde gizliydi.
Zenginlik başka bir şeydi.
Zenginlik birlik beraberlikti
Zenginlik üretimdi
Zenginlik bilgiydi
Zenginlik kültürel gelişmeydi.
Zenginlik sadece tüketim değildi ki, yanlış anladılar, hem de çok yanlış anladıklarını, anlayanlar dahi çok geç anladılar.