Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '06

 
Kategori
Bilim
 

Zenopsikoloji

Zenopsikoloji, insanların diğer zekalarla iletişimini inceleyen bir bilgi disiplinidir. Robert A. Freitas tarafından 1978’de icat edilmiştir. ‘Zeno’ (xeno), Eski Yunanca’da ‘yabancı’ demektir.

Henüz dünya dışı zekalarla karşılaşmadığımız için, bu konu şimdilik spekülasyon düzeyinde kalmakta. O nedenle, Yeryüzü’nde varolan canlılardaki farklı sinir sistemleri incelenerek bazı çıkarsamalarda bulunulmuş. Örneğin, omurgasız bir hayvan olan solucanın her halkası bağımsız birer beden gibi davranıyor, aradaki koordinasyonu sinir sistemi sağlıyor. Böyle bir yabancı zeka da olabilir.

İnsan beyni; saldırganlık, bölge sahiplenmesi, sosyal hiyerarşilerin törenselliğini içeren sürüngen beyni; hormonal tepkiler, kısa dönemli belleği yaratan coşumlar, acıya duyarlılık ve cinsel ilgiyi içeren limbik beyin; planlama, uzaysal algı, görsel ve işitsel soyut düşünmeyi içeren yeni kabuk olmak üzere 3 bölümden oluşur. Yabancı omurgalılar pekala daha farklı bir biçimde verilebilirler. Onlarda bireysel davranışların kitlesel düzenlenme tarafından bastırıldığı zeka düzenlemeleri olabilir. Bazı beyinler, çoklu bağlanmış bilgisayarlar gibi, bir beyin ağı olabilir.

İnsanlarda yapılan bir deneyde, hipnoz aracılığıyla insanların zaman algısı değiştirildiğinde, şöyle bir durum ortaya çıkmış: Genişlemiş gelecek duygusu ölüm korkusunu silmiş, şimdinin yok edilişi depresyon yaratmış, geçmişin silinmesi ise bellek yitimi ve anlamsızlık duygusu yaratmış. Öyleyse, örneğin gün gibi fiziki ayrımları olmayan bir ortamda yaşayan, zamanı daha farklı algılayabilecek dünya dışı zekalarda da benzer durumlar oluşabilir demektir.

Zenopsikolojinin ‘sezgi zekası’ (sentience quotient) olarak tanımladığı bir şey var: I bilgi işleme hızı ve M de beynin kütlesi kabul ediliyor. En aptal beyin, evrenin kütlesi kadar kütleye (10 üzeri 52 kilogram) ve evrenin yaşı kadar işleme süresine (10 üzeri 18 saniye) sahip olacaktır. Bu logaritmik olarak, eksi 70 etmektedir. En zeki beyin ise artı 50 etmekte. Hesabı şöyle: Planck sabitinin zamana bölümü (h/T) ile ışık hızı sabiti kullanılınca, (mc2/h) kullanılınca, bu sonuç çıkmakta. İnsan beyni, bilgi işleme hızı ve kütlesi hesaba katılınca artı 13 civarında yer alıyor.

Zenopsikolojinin ironik sorusu şu: Bu artı 50’lik zeka, eğer varsa, bize acaba ne derdi?

Geçelim yoruma:

Bilgiler eşit büyüklükte değildir. Bu zaten kullanılan denklemden belli: (E=mc2) hepi topu 5 karakterlik bir önerme ama açılımı bir kitap ediyor. Biyolojide kromozomların yaptığını, epistemolojide yapan, yani sonsuz bilgi katlayabilen ve yeniden üretebilen çekirdek bilgiler de var. Freitas tipik bir batılı analitiğiyle, böyle bir akıl yürütmede bulunmuş ama sentetik akıl yürütmeler de mevcut.

Ancak saptaması çok önemli:

İnsandan çok zeki bir uzaylı insanla karşılaştığında ne yapar? Tersi durumu biliyoruz: Okuryazarlarla okumazyazmazların ilişkisi ortada, iletişim pratikte sıfır. Burada gözden kaçan bir dumu var: Yeryüzü’nde yaşayan toplumlarda, en gelişmiş bilgiyi taşıyanla en gelişmemiş bilgiyi taşıyan arasında, bir insanla bir şempanzenin arasında olduğundan daha çok fark var. Bu bize şunu çağrıştırıyor: Daha zekiler daha aptallarla pek ilgilenmiyor.

Bilimkurgularda bu durum biraz daha farklı ele alınıyor: Daha zeki uzaylılar, daha aptal insanlara ilerlemenin yolunu gösteriyor (Clarke’in 2001’i, Pohl’un Hiçi Üçlemesi gibi) ya da bir güzel onları yok ediyorlar (Uzay Tazısı). Ancak, tüm bunlar antropomorfik akıl yürütmeler. Evrende insan merkezliliğe yer yok. Uzaya gidenler insanlıklarını olduğu gibi korumayacaklar ve başka bir türe evrilecekler.

Zenopsikoloji bunu olmayana ergi yoluyla bize gösteriyor.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..