Zirveye ulaşmak

Ben dağları, yüksekleri çok severim. Doğayı, gerçeği çok severim. Gerçek hayat, özgür hayat orada vardır.

Tepeye, zirveye çıkmak için sabır ve azim gereklidir. “Ne pahasına olursa olsun” diyebilirseniz işte o zaman zirveye ulaşabilirsiniz.

Zirvenin yolu, uzun ve meşakkatlidir. Zaten kısa olsaydı o, zirve olamazdı. Herkesin ulaşabileceği küçük bir tepecik olurdu.

Uzun ve meşakkatli yol bir solukta çıkılmaz. Zaman zaman oturup dinlenmek gerekir. Bezen beklemek. Bezen de kararan gecenin sabah olması için hiç adım atmadan yatıp uyumak ve sabahı beklemek. Evet, zirveye çıkabilmek için yürümek, adım atmak gerekir ama bazen de o adımları beslemek ve güçlendirmek ve daha hızlı yürüyebilmek için dinlenmek gerekir. Demiri döverken ona darbeler indirmek için demirin üzerindeki çekici geri çekmek ondan vazgeçmek anlamına gelmez. Yumruk atarken yumruğunuzu geriye çekmek vazgeçmek anlamına gelmez.

Bezen de girdiğiniz güzergâhı değiştirmek gerekir. Çünkü  “gidilen yol önemli değildir, gidilecek olan yer önemlidir“ diyor bir düşünür de. Ne kadar güzel söylemiş. Çünkü yollar sizin istediğiniz gibi çizilmemiştir! Sizler çizilen yolları yürümek zorundasınız. Yolları çizenler başkalarıdır.

“sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” derler ya. İşte bedeniniz yorgun olduğunda kendinizi güçsüz hissedersiniz. O sebeple bedeniniz yorgun olduğunda geleceğe ait planlarınızı asla düşünmeyiniz. Çünkü o anda kafanız da yorgundur. Sadece dinlenmeye bakın.

Bir düşünür; “ büyük başarılar için büyük güçlükleri yenmek gerekir” der. O başarı için başkaları daha az gayret sarf edebilir ve siz daha fazla gayret sarf etmeniz gerekir. Bu sizi başarıdan asla alıkoymamalıdır. Çünkü herkesin gücü farklıdır, yaratılışı farklı ve kaderi de farklı. Ama başarı oradadır. Size gücünüz kadar uzaktır. Sadece zindan karanlığın sabahını beklemek gerekir.

“Taşı delen suyun ağırlığı değil, devamlılığıdır. “ Ne güzel de söylemiş düşünür. Bunda, başarıya ulaşmak için ne büyük enerji saklıdır.