Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '11

 
Kategori
Öykü
 

Zıt kutuplar: Ayşe ve Gizem 2

(Bu öyküyü anlayabilmek için bundan bir önceki yazımı -Zıt Kutuplar: Ayşe ve Gizem 1- okuyunuz). 

Lise bitip de üniversiteye başlayınca en samimi iki arkadaşım, Ayşe ve Gizem'le yollarımız ayrıldı. Ayşe, Tıp Fakültesini kazandı, Gizem Mimarlığı, ben de İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı. Ayşe’nin babası, kızının üniversiteyi kazandığını öğrenemeden iş kazasında vefat etmişti. Ayşe, babasına üniversiteyi kazanmayı beklemediğini söylediğine pişmandı. Nerden bilebilirdi Tıbbı kazanacağını? Gizem’se ellerinde sorun olduğu halde özel bir üniversitenin Mimarlık bölümünü kazanmış, sağlık problemini altetmişti. İlaçlarını düzenli kullandığı sürece problem yoktu. Sonra ikisinin de izlerini kaybettim. Evlendiler mi, ne iş yapıyorlar, bulamadım. 

Yakınlarda Gizem’e Facebook’tan ulaştım. Soyadı değişmemişti. Ya hiç evlenmemişti, ya da belki boşanmıştı. Soramadım. Bir süre mimarlık yaptığını, mimarlık üzerine doktora düzeyinde eğitim aldığını yazdı. Şimdi mimarlığı da doktorayı da bırakmıştı. Reiki üzerine eğitim almış ve Reiki eğitmeni olmuştu. Neden mimarlığı bıraktığını da soramadım. Mutlu olduğunu, Reiki’nin kendisini çok rahatlattığını yazdı nette. Buluşma ve telefonlaşma isteğime bir türlü olumlu yanıt vermedi. Yoğun olduğunu, zaten internete de pek giremediğini söyledi. Lisedeki en iyi dostum benimle görüşmekten neden kaçınıyordu? Çok merak ediyordum. Yoksa sağlık sorunları artmış mıydı? Soramadım… Şimdi ikisi de mazide kaldı. Ama hayalimde hala unutulmaz hatıraların sahibi kişiler olarak kalacaklar. 

Şimdi ikisinden hangisi daha bahtsızdı, siz karar verin. İkisi de mi bahtsızdı, yoksa ikisi de mi şanslıydı? Bana kalırsa, Gizem daha şanssızdı. Belki Ayşe evlendi, çoluk çocuk sahibi oldu, iyi bir doktor oldu, maddi durumunu düzeltti. Ama Gizem’se hayatının tüm görünen parıltısına rağmen yalnız kaldı. İşinden ayrıldı, belki sevgilisi ya da eşi de yok. Umarım ikisi de mutludur ve hak ettikleri hayata kavuşmuşlardır. 

Not: Burada anlattıklarımda en ufak bir abartma ya da çarpıtma yoktur. İsimler hariç, her şey gerçektir. Gerçek hayatın Türk filmleri gibi acıklı olabileceğini öyküleştirmek istedim. Ayrıca, parlak gibi görünen her hayat tarzının içinde bir dram olabileceğine dair güzel bir örnek de vermek istedim. 

 
Toplam blog
: 111
: 670
Kayıt tarihi
: 01.02.11
 
 

ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. İlgi alanlarım edebiyat, sinema, tiyatro, TV..