Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '13

 
Kategori
Anılar
 

Zonguldak Anıları

Eskilerden gelen bir koku duydum birden, Zonguldak kokusu...

Doğduğum şehir, çocukluğumun ve gençlik yıllarımı yaşadığım, O müstesna, unutulmayacak anılarla dolu olan güzel Zonguldak canlandı gözlerimde...

Sekiz Mart bin dokuz yüz elli altı yılı, Kara Elmas mahallesi'nde dünyaya gelmişim.

Daha sonra Fener semtinde, bahçeli bir evde oturduğumuzu anımsıyorum.

Çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdim. Macuncu amcayı, çubuğa sardığı renk renk macunun tadını, Annemin ekmeğimizin üzerine sana yağı sürüp toz şeker ekmesi, kar lapa lapa yağarken, pencereden gece yarısı, ablamla çıkıp, ellerimiz donuncaya kadar oynamamızı, küçük kız kardeşim Gülbin'in daha 1,5 yaşındayken, plaklar arasından Zennube'yi bulup çıkartması ve sevinçle buldum demesi.

Erkek kardeşimin doğumu ile ailemizde bunca kızdan sonra babamın; haberi aldıktan sonra dolmuşla eve geliyordum ki, herkesin bana baktığını gördüm; meğer yüzüm gülüyormuş, fark etmemiştim demesi..

Hatırlayıp içim özlemle doldu. Mutlu geçen çocukluğuma dönmek istedim yeniden.

Daha sonra site yol ayrımına taşındık. Bahçe içinde V şeklinde çıkılan dik merdivenleri vardı. En küçük kız kardeşimiz Şencan ın doğduktan sonra eve gelişini sevinçle karşılamıştık..  Evimiz ne güzeldi. Ablamla ben, açık hava sinemasına gitmek için kız kardeşimiz, Gülbin'i öne sürerdik. Babamın kıyamadığını bilirdik ona. Külah içinde beyaz leblebi ve kabak çekirdeği alırdık. Üç kız kardeşin neşe içinde Öztürk Serengil'in filmlerine kahkaha içinde güldüğümüz, tadına doyulmaz siyah-beyaz Türk filmlerini seyretmeye gidişimiz....

O evden sitede kendinden kuzineli bir eve taşındık sonra. Sitede arkadaşlarımız, dostluklarımız, Annemle Babamın komşu ziyaretleri. İlkokulu beraber okuduğumuz Berrin, Sezgin, ablası Nazan ve küçük kardeşleri. Evimizin tam karşısında otururlardı.. Oynadığımız evcilik, ve Kefeli Dağında Erik çaldığımız, Kazan Lakaplı kişiden ne kadar korksak ta tuza banıp, büyük bir zevkle  ham erikleri yediğimiz yıllar.

Böğürtlen toplarken dikenlerine aldırmadan, daha sonra hepsini kavanozda şekerle ezip, yememizin hazzını yaşadım. Bizim hiç oyuncağımız olmadı. Annem elimize atkı örmemiz için şiş ve yün verirdi. Daha sonra beraberce gazete kağıtlarından yaptığımız kese kağıtlarını bakkal amcaya satmamızın mutluluğu.. Bahçeden yediğimiz Domatesin tadı şimdilerde yok.

Ablamın samimi arkadaşını kıskanırdım, beni de yanlarına almadıkları ve kapıyı kilitledikleri zaman. Evet Emine ÖZBEY bugün bile o kızarttığı biberin mis kokusu hala burnumdadır. Ablam benim için bir idoldü.. Yaptığı kara kalem resimleri aynen yapmaya çalışır, tuttuğu; önceden arajman derdik; Berkant'ın SAMANYOLU ile başlayan Türkçe sözlerini ve SES Dergisi ve HEY dergisinden kestiği ilgili fotoğraflarını şarkının sol yanına yapıştırarak şarkı sözü defterleri cilt cilt, tuttuğu arkadaşlarına yönelik soru defteri olan ANKET Defterini, ben de yapar, Çizgi Romanları TOMMİKS, TEKSAS ve OLİVER TWİST in MACERALARI nı saklardı dolabında.

Bir yolunu bulur kilitli dolabını açar, tekrar tekrar okurduk bir yaş küçüğüm Gülbin ile...

 

 
Toplam blog
: 21
: 476
Kayıt tarihi
: 09.06.10
 
 

8 Mart 1956 Zonguldak doğumluyum. Seyahat etmekten, güzel sanatlardan, resim yapmaktan, şiir yazm..