Zuhal Samlı'ya kıymayın beyler!

Partim hakkında buralarda konuşmaktan nefret ediyorum ama ne yapayım ki üst kurullarım ile konuşmak bir türlü mümkün olmuyor. Bende yazılarım ile sesimi duyurmaya çalışıyorum. Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı 22.Aralık 2010 Perşembe günü yapılan CHP parti meçlisi toplantısında tüzük değişikliği önergesine imza atması muhalefetle birlikte hareket ediyor yorumlarına neden olmuş. Basına düşen haberler böyle. Böyle düşünmek Zuhal Hanıma yapılan büyük haksızlıktır. Bu beni ziyadesiyle üzdü.

Bakınız, tüzüğün daha demokratik olması ve parti için demokrasinin işlemesi için örgütlerden taslak istenildiğinde ben de tüzüğün kadınlarla ilgili bölümü için bir şeyler yazmış ve bizzat Kadın Kolları Genel Başkanımız Sn. Zuhal Samlı’ya göndermiştim. Neydi bunlar kısaca bahsedersem Kadın Kollarının bir yan kol olmasından resmi yan kuruluş olması isteği idi.

1980 öncesi tüzüğümüzde;

1---Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları İlçe, İl ve Genel Merkez Yönetim Kurullarında söz ve oy sahibi olarak bulunurlar.

2---Seçilmiş Kadın Kolu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri  İlçe , İl ve Genel Merkez  kongrelerinin doğal üyesidirler.

3---1971 de ki tüzüğümüzde seçilmiş Kadın Kolu ve Gençlik Kolu İl Başkanları kurultayın doğal üyesidirler.

Yani bunlar demek oluyor ki Kadın Kolları ve Gençlik Kollarının ilçelerden genel merkeze kadar kongrelerle doğal süreci olan resmi bir yan kuruluş olmasıdır. Bunun dışında bu her iki kolun da çalışmaları iki dudak arasından çıkacak talimatlara bağlı oluyor ki bu da CHP gibi bir partiye yakışmıyor.

Bizler Kadın Kolları olarak, daha doğrusu partinin kadın örgütü olarak yukarıda kısaca yazdığım taleplerimizin doğrultusunda (Resmi yan kuruluş olması ve dolayısıyla resmi organ sıfatını kazanmak.)Genel Başkanımız Sn. Samlı’ya isteklerimizi ilettik. Sn.Samlı örgütün talebini ciddiye alarak yürekli bir şekilde tüzük değişikliği için imza atmıştır.

Anlayamadığım nokta şudur; aynı toplantıda Örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı Sn. Nihat Matkab’ın; Kadın Kolları Genel başkanının sıkıntılarından haberinin olduğunu MYK da tartışılmasının doğru olmadığını kendisinden istifasını alabileceğini söylemiş olmasıdır.

Ben de şimdi Örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sn. Nihat Matkab’a sormak istiyorum. Bu konuların dile getirileceği yerler MYK ve partinin meşru platformları değil midir? Bu nedenle bir K.Kolları Genel Başkanının örgütünün talepleri üzerine MYK veya Parti Meclisinde konuyu dile getirmesi ve önergeye imza atması kadar doğal ne olabilir? İlle de altında bir şey mi aramak gerekir?

Bu parti AKP değildir. CHP çok sesli bir partidir düşünce ve taleplerimizi rahatça söyleyemeyeceksek o zaman Sarkozy efendinin düşünce özgürlüğüne pranga vurması gibi ondan ne farkımız olacak?

Ben İstanbul İl delegesiyim aynı zamanda. İki yılda birkaç il başkanının değişim şekline de karşı gelmiş aleyhte imza vermiştim. Bu suç olmamalıdır. Çünkü benim itirazım şahıslara endeksli değil, işleyen sistemeydi. Genel Başkanımız Sn. Kılıçdaroğlu’nun parti içi demokrasinin çalışacağını söylemesi yüreklerimize su serpmiş ve bu yoldan giderek kendi özgür ifademi kullanmıştım. Yani eleştiri yapmak mutlaka bir başka oluşum ile birlikte hareket etmek değildir. Ben veya bir başka üye, partimde özgürce düşüncelerimizi söyleyebilmeli hatta üst kurullarımız ile tartışabilmeliyiz. Tabi bu arada eleştirilerin yapıcı olması şartı ile. Sn.Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu bunu her zaman söylüyor zaten.

Ayrıca CHP nin büyümesini istiyorsak mutlaka vefakâr örgütünün sesine kulak vermeliyiz. Unutmayalım ki partide çalışan kadınlar ve gençlerdir. Sn.Zuhal Samlı bir Atatürk kızıdır. Alçak gönüllü ve örgütünün yanında olan bir genel başkandır. Görevden alınması söz konusu olmamalıdır. Daha önceki yazılarımda yazdığım gibi birlik ve beraberlik içinde partimizi iktidara taşımalıyız. Artık lütfen O culuk BU culuk yapmayalım ve çalışan başkanlarımızı görevden almayalım. CHP içindeki karışıklığın sona ermesi ve tüm gücümüzle iktidar olmaya çalışmalıyız. Partinin çizgisini değiştirmeye kalkmak yarardan çok zarar verir.  Bu parti kimsenin babasının çiftliği değildir. Ben genel başkanım Kılıçdaroğlu ile partimle öğünmek istiyorum. Partimde doğrular yapılsın istiyorum CHP ye gönülden bağlı her üye gibi bunları istemek benim hakkımdır. Sorunlar olmasın kendi kendimize sorun yaratmayalım. Ülkenin çıkarları için kişisel çekişmeleri bırakalım. Bakınız iktidar inişe geçiyor, bizim yükselişe geçmemiz gerekliyken bu tartışmalar yüzünden oy kaybediyoruz. Bunun için çok çalışmalı önümüzdeki seçimlerde mutlaka iktidar olmalıyız. Bize gönül verenleri kucaklamalı ve örgütün sesine kulak vermeliyiz.

İşte tüm bunlardan sonra, son söz olarak Kadın Kolları Genel Başkanımız Sn.Zuhal Samlı’nın görevden alınma isteğinin Atatürkçü bir kadın üye olarak büyük bir hata olacağını söylemekteyim. Ben söylemekteyim de, tabi üst kurullarımız ne karar alacaklar bekleyip göreceğiz.

Sevgilerimle…