19 Mayıs’ın içi boşaltıldı; adı yadigâr kalmasın!

"1919 yılı Mayısı'nın 19'uncu günü Samsun'a çıktım.”

Mustafa Kemal, “Nutuk”a böyle başlıyor. Ardından, ülkenin içinde bulunduğu “genel durum ve manzara”yı çiziyor:

 “1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir:
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...”

Nedir 19 Mayıs?

“... evrensel sömürgecilik, ülkesel tutsaklık ve bağnazlığa karşı yaman bir başkaldırıdır. Sevr’den Lozan’a giden yoldur. Cumhuriyet ve devrim için, halkçı-devletçi bir gelecek adına, ulusalcı ve laik amaçlar uğruna ‘tam bağımsızlık’ adımı o gün atılmıştır. O halde onurlu bir irade; siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel bilinçle 19 Mayıs’lara yılmadan sahip çıkmalıdır.” (Ertuğrul Kazanç Antiemperyalist Bir Direnç, Cumhuriyet, 18 Mayıs 2012)

19 Mayıs 1919, Kurtuluş Savaşı’nın ateşlendiği gündür.

Mustafa Kemal, "1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.” diye başladığı “Nutku”nu nasıl bitiriyor?

“Efendiler, bu nutkumla, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklalini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.

Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”

Mustafa Kemal, Gençlik’ten ne istiyor?

“Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne  temeli budur.”

*****

19 Mayıs neydi, bugün ne oldu?

19 Mayıs, 20 Haziran 1938 tarihli yasayla “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaya başlandı.  12 Eylül darbesinden sonra ad değişikliğine uğradı,“Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı” adını aldı. 1995’te ise, ilk “ve” kaldırıldı. 2012’de ise, Cumhuriyet’in temel felsefesini yansıtan “ulusal bayramlar”dan biri olan

9 Mayıs’ın içi boşaltılıyor.

Nasıl mı?

Önce, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir genelgeyle “içini boşaltma”nın ilk adımı atıldı.

"Kutlama törenlerinin hazırlık döneminin mevsim olarak soğuk bir zamana denk gelmesi nedeniyle sağlık sorunlarına yol açmasına, çalışma süresinin uzun olması nedeniyle öğrencilerin derslere ilgisinin azalmasına, motivasyonlarının düşmesine, gönüllü olmayan öğrenci velilerinin okullarla olan ilişkilerinin bozulmasına sebep olduğu yönünde duyumlar alınmaktadır."

Bahaneye bakar mısınız?

Adında “milli” sözcüğü olan bakanlık ne yapmak istiyor?

Ne yapacak, karşısında Danıştay’ı bulunca,  19 Mayıs’ı  Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devretti. O Bakanlık da 19 Mayıs’ı üçe böldü, “hafta”ya (Gençlik Haftası) dönüştürdü:

“Atatürk’ü Anma”, “Gençlik” ve  “Spor”.

Amaç, bayramları göstermelik törenler/ etkinliklerle geçiştirerek, “milli bayramlar"ı unutturmak...

Bu ne demek?

“Milli bayramlar"ın bir ruhu var/dı. Bu bayramlar, Cumhuriyet”le gelen düşünceleri, Cumhuriyet felsefesini yaşatıyor, geleceğe aktarıyordu. Bu olmasın isteniyor.

Bu gidişle “milli bayramlar"ın sadece adı kalacak;  “milli bayramlar" tarih olur.

Nasıl mı?

Stat gösterilerinin sadece Ankara ile sınırlı tutulacak.

Spor salonları ve alışveriş merkezlerinde kutlama yapılacak.

“Atatürk’ü Anma” etkinlikleri 7 gün içinde sadece 19 Mayıs günü yapılacak; Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın öncülüğünde, Samsun’da, Atatürk’ün doğum günü dolayısıyla büyük bir doğum günü pastası kesilecek.

“Gençlik Haftası” boyunca, Osmanlı askeri spor oyunu matrak, Çin savunma sanatı wushu ve dart yarışmaları, mekanik tabanca atış gösterisi, halkoyunları, boks, vücut geliştirme, güreş, karate, judo,oryantiring yüzme yarışmaları, jimnastik ve izci şenliği, gençlik koşusu gibi etkinlikler düzenlenecek.

İlçelerde bisiklet turu ve bando gösterileri yapılacak.

Başbakan Erdoğan’ın katılımıyla 5 gündür toplantı halinde olan “Gençlik Şûrası”, son kez Ankara Arena Spor Salonu’nda toplanacak ve sonuç bildirgesi açıklayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Mehter Takımı gösteri yapacak.

Daha neler, neler!...

Sözün kısası, bu düzenlemeyle 19 Mayıs’ın içi boşaltıldı; 19 Mayıs, “Mustafa Kemal Atatürk’ten, Kurtuluş Savaşı’ndan, Türk Devrimi”nden koparıldı. Buna izin vermeyeceğini dile getirenler, başta CHP, alanlara çıkacak; içi boşaltılan 19 Mayıs’a sahip çıkacaklar.

*****

Görülüyor ki, 19 Mayıs’ın içi boşaltılıyor, farklı bir içerikle dolduruluyor. Bu gidişle, “milli bayramlar” sadece adlarıyla  kalacak; belki de kaldırılacak.

23 Nisan, yıllardır gölgeleniyor/du.

Bu yıl 19 Mayıs, üç parçaya bölündü:

“Atatürk’ü Anma”, “Gençlik” ve “Spor”.

Bir de ülke birkaç parçaya bölündü mü, seyreyle ...

Neyi mi?

“Üç nokta”, cümleyi sürdürmek, soruya yanıt arayanlar için kondu.



TURGUT ÇELİK/ Mersin