" Beyaz adamın kölesi olmak " : Sonja Akesson

Sonja Akesson (1926-1977)'un şiirlerini okuduğunuzda, konuşur gibi bir tonlamayı, öykülemeyi, ve en önemlisi sert ve cesur eleştirilerini görüyorsunuz...

''Eva'ya'' adlı şiirde, şairin günlük bir akış içinde verdiği çarpıcı sözlere rastlarız: ''Çiçeklerin cinsel organlarını kuşatan/ taç yaprakları ışıldıyor akşamın'', ''Düş kırıklığına uğradın/ aşağılandın, kullanıldın.'', ''Düşünüyorum, sevici olsaydım/ kiminle sevişeceğimi bilmiyorum.'', ''Yarın başlar gene çocuk zırıltısı her zaman/ olduğu gibi/ aşk ve avunma üzerine gevezelikler/ yanlış bir adamdan.''

Erkeklere yönelttiği oklardan kimsenin kurtulamadığı bir şiirdir ''J'ye bir kez'': ''Hey sen! Tohumcu başı./ Yalnızca tohumlarını saçan/ sonra uyuyakalan/ ve horuldayan, / ne olup bittiğini/ neyin geliştiğini bilmeyen/ ve benim başıma ne işler açıldığından/ habersiz adam!// ... haydi nutuk çek bana biraz/ sen ki bu işi çok iyi bilirsin.''...

''Olanaksız'' şiirinde ''Karşılıklı oturuyoruz/ ulaşamadan/ birbirimize.// ... Gözlerin içine/ yansıyor/ ulaşılmaza.'' diyerek iki insan arasındaki yabancılaşmayı açıkça dile getirir...

''Neden bu kadar güzelsin benim için, söyle?''de, aslında soruyu kendisine soran ve cevap arayan bir kadın vardır. ''Eskiden ikiydik'' şiiriniyse şu mısrayla bitirir: ''Eskiden ikiydik, sen!''... ''Beyaz adamın kölesi olmak'' şiirinde, yine dolaysız ve sert bir anlatım vardır: ''Beyaz adam dağınıklığı sevmez, / en çirkin küfürleri savurur/ çoğu kez.//... Ah! Beyaz adamın kölesi olmak.''