Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '14

 
Kategori
Deneme
 

''Kızlar arasındaki fark'' Galata Kulesi ve Süleymaniye Camii arasındaki farka benzer...

''Kızlar arasındaki fark'' Galata Kulesi ve Süleymaniye Camii arasındaki farka benzer...
 

'Hepsini bir yerde görmek dilersen' ille de Süleymaniye'ye çıkarsın...


İnsanlık tarihinde varlığını ölümünden sonra da devam ettirmiş, hayatıyla ve eserleriyle arkasında güzel izler bırakmış pek çok büyük insan vardır.

Kimi, kahramanlığı, kimi adaleti, kimi hakka hizmeti, kimi engin düşünce dünyası ile birer yıldız gibi parlamış olan bu kişiler, insanlığın gelişiminde birer rehber ve kilometre taşı olmuşlardır.

İşte bunlardan biride Mimar Sinan’dır ki, insanda derin saygı uyandıran Osmanlı saltanatının en büyük şahsiyetlerinden biridir. Onun eserlerinde gördüğüm en belirgin özelliği, taşıdığı mükemmellik dışında, birde eserin yapıldığı çevrenin de güzel olmasıydı.

Mimar Sinan; küçük çaplı, zarif ve sanat yönü ağır basan eserlerinin çevresine büyük ağaçlar diktirerek eseri esrarlı bir güzellikle kaplarken. Büyük hacimli eserlerinin çevresine çiçekler ve küçük boylu ağaçlar diktirerek eserinin görüş ufkunu genişletti ve onlarda mekâna hükmeden bir etki meydana getirdi...

Bunlardan biride inşaa sırları hala çözülememiş ‘’Süleymaniye Camii’dir.’’

Ve ben simdi sizlere;Süleymaniye Camii ile ilgili benimde gördüklerimle, buradan çok güzel bir benzetme yapmak istiyorum

Eğer, akşam üzeri sizde; Kadıköy’den vapurla, karşıya geçtiğiniz bir vakit, vapur Eminönü’ne yaklaşırken... Sizde görün derim? Şimdi…  

De ki gördüğün nedir?

1 Işık Galata Kulesin de, Bir ışık Süleymaniye Camii'nde!

Peki, gördüklerin  nedir?

Galata göz gibi; Süleymaniye gönül gibi bakıyor...

Evet…

Galata Kulesin de ışık dışa yansıyor, Ne vakit gözümü rahatsız eden, O ışıltısıyla Galata’ya baksam… Aklıma dünya geliyor...

 

Süleymaniye de ise, Işık içe kapanmış, baktığın zaman ne gözü yoruyor, ne de gözü rahatsız ediyor... Bir nebze nur, bir nebze huzur... Işık Süleymaniye'yi efsunlu kılıyor… Efendim...

 

İşte öyle kızlar var ki; Çok abartılı makyajlarıyla olsun, kendilerini çok büyük bilmiş tavırlarıyla olsun, tabiri caizse kabak çiçeği gibi açılan bedenleriyle olsun,  Onları o halde görünce...   Dışarıya yansıyan, gözü yoran, gözü rahatsız eden o ışığı ile onları Galata Kulesine benzetiyorum.

 

Öyle de; sade, zarif ve naif  kızlar var ki,  Abartısız giyinmeleriyle kuşanmalarıyla olsun, yolda yürürken, etraflarında bıraktıkları, gözleri öne eğdiren, o ağırlıklarıyla olsun, Gözleriyle, gülüşleriyle olsun ve  o masumane sadakat dolu bakışlarıyla;  Gördüğüm zaman onları ben.  Gözü rahatsız etmeyen ve o gözü asla yormayan, o ışığın gizemiyle onları Süleymaniye Camii'ne benzetiyorum...

 

Öyle bir vakit! Süleymaniye Camii’ne sizlerinde bakmanızı gerçekten isterim ki! 

Gerçekten kubbesi altında sakladığı o ışığı ile göz yormayan, gözü rahatsız etmeyen o üslubu fark edecek ve bu söylediklerimi hatırlayacaksınız. Işığında sakladığı efsunuyla o kadar naif ve o kadar güzel görünüyor ki.

 

Şimdi; ’’Bazen görmek için örtmek, örtünmek gerekirmiş’’ diyorum!

 

Geriye son kez şu cümleler kalıyor.

Öyle ya! Bu devirde Sinan gibi mimar. Süleymaniye gibi eser nerede. Mimar buldum desen, Sinan bulamazsın. Sinan bulsan, Süleyman bulamazsın. Hepsini bir yerde görmek dilersen' ille de Süleymaniye'ye çıkarsın...

 

Abdullah Ümit Yıldız

2020’ye Dolunaya doğru…

 
Toplam blog
: 67
: 4037
Kayıt tarihi
: 24.04.07
 
 

17 Şubat 1986'da: Soğuk karlı bir Şubat gecesi Koca Karı olan ebenin ellerine ''bilim otoritelerinc..