Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '08

 
Kategori
Mizah
 

''MB cennet mahallesi''(8.)- Korkunç bir gün -

''MB cennet mahallesi''(8.)- Korkunç bir gün -
 

Davetsiz misafir...


''Mesutcuğum günaydın !...Nedir bu talaş?.. Hayırdır !...Rengin de sapsarı !...Yoksa hasta mısın ?..''

''Yok abiciğim !...Duymadınız mı?..Mahallemize UFO inmiş !...Uzaylılar gelmiş !...Haydin cenke hazır olun !..''

Talip Bölükbaşı, istifini bozmadan şınav çekmeye devam ederek,

''Yok yahu daha neler ?..Şimdi bir uzaylımız eksikti !...Kiiih kiiihh !...''

Anlaşılan bunlar, Ermest Abiyi hiç okumamışlardı...Galaksilerde neler oluyordu da haberleri yoktu !..Ohannis Abi de beni pek umursamayarak aldı sözü:

''Mesut Kardeş, hazır gelmişken şu denize bir dalıver !...Uykun açılır ha !...Sen aşk sarhoşu olmuşsun!...Kih...Kihhh!

Anlaşılan bu ekibin beni anlaması olanaksızdı.Onlar beni, halen ''hayal aleminde yüzüyorum ''sanıyorlardı...

Ortalıkta ne dümenler dönüyordu da bunların haberi yoktu...Koşar adımlarla oradan uzaklaşıp Armatör Metin Abinin YAT'ının olduğu koya gelivermiştim.

Okan Tınmaz ve Kankam Murat, sahil kıyısındaki ormanın içlerine doğru uzanan serinliklerde, kamıştan yaptıkları şezlonglarında uyuyakalmışlardı.Okan Abi, son yakaladığı dev orkinosu kendine yastık yapmıştı; Murat Kardeşim de askerden getirdiği, kıyıp da atamadığı botlarına sarılmış uyuyordu.

Ağacın altında , 1223 adet viski vb. bilumum meşrubat şişesi tepeleme duruyordu.Botun bağcıklarından;orkinosun da kuyruğundan çekince ikisi de ''Kimseye Kaptırmam !..'' Diye feryatla uyanmışlardı.UFO olayını hemen oracıkta , tüm ayrıntısıyla anlatınca Okan Abi ne dese iyiydi:

''Mesut Gardaş!...-Arkadaş için çiğ tavuk yenir- dedik ve senin dünür gecesi hatırın için Fener Bayrağını bile salladık !...Gel , kıyma bize, biraz uyuyalım !..Hem UFO'dakiler de iyi çocuklardır !..Kimseye zararları dokunmaz !..''

Kankam da beni umursamadan tekrar uykuya yönelince hemen kükreyivermiştim :

''O zaman, ben de tek başına mahallenin namusunu kurtarmaya gidiyorum...Hakkınızı helal edin !..''

Oracıkta bağlı duran siyah eşeğe atlayıp elime de bir meşe odunu alarak ''Dıgıdık...Dıgıdık...Mahallenin yolunu tutmuştum.Sokaklarda ''İn-cin top oynuyordu...''Rüzgarın uğultusuna yerde uçuşan kuru yaprakların hışırtıları karışıyordu...Kendimi Clint Eastwoot gibi hissettim...Fonda, ''Bir Avuç Dolar Müziği'' duyulur gibiydi...

Yazlıkçılar, derin bir uykudaydı;horlamalarını karşı köy duyuyordu... Evciler Köyünden gelen köpek sesleri , korkunç sessizliği delip geçiyordu...

Tam, Emel Dedeoğlu'nun bakkal dükkanının olduğu sokağa girecektim ki acı ve cayırtılı bir ses duymuştum.Kendimi hemen ilk sipere attıp mevziye yerleşivermiştim ...

''Cıayııırrrttt !..'' Bu ses !...Evet... Bu ses, uzaydan gelen canavarın sesiydi...Karşıki elektrik direğinin altındaydı ve haşmetli yapısıyla kulaklarındaki ışıkları 'sinirinden' yakıp söndürüyordu.Diğer canavar da bakkal dükkanını inceliyordu.Demek çok acıkmışlardı...Bunca insanı yemek varken bakkalı açıp ''ekmek arası sucuk'' yapabilirlerdi.

Ya beni farkederlerse ne olacaktı ?..Nişanlıma doymadan bu dünyayı terk-i diyar edecektim ha !..''Nayır ve de Nolamazdı...''Kaçmak, erkekliğin onda dokuzunda vardı...

Ya kaçarken görülürsem !..Benim karizma ne olacaktı ?..En iyisi saldırmaktı !..Hemen mevziden çıkıp gözlerimi kısarak ve Allaah... Allaahh !..diyerek elimdeki meşe odununu havada Ulubatlı Hasan gibi savurarak düşmanın üzerine doğru koşmaya başlamıştım.

Karanlık sokakta uzaylıları net olarak görmek kabil değildi.Rast gele değneğimi savururken karşımdakilerden garip sesler çıkmaya başlamıştı...Çıplak vücuda vuruyor gibiydim !..Hem de Öz Türkçe haykırıyorlardı...

''Ah anaammm !..Dur !..Mesut !...Ne yapıyorsun ?..Öldüreceksin bizi yahu !..''

Bu ses !..Evet !..Bu sesler...Bizim Okan'la Kankam Murat'ın sesleriydi...Gözümü açınca onları farketmiştim.

''Yahu...pardon !..Ne işiniz var burada ?..''

''Biz, hemen senin peşine düşmüştük !..Kerdeşimizin yanında yer alalım diye ...Senin şu yaptığın oldu mu şimdi?...''

''Peki neydi o cayırtı sesi ?..Uzaylı orada yok mu ?..''

''Ne uzaylısı kardeşim !..Emel Abla, akşam bakkalın çelik kepenkini kapatmayı unutmuş;biz de kapatıvermiştik !..''

Durumu anlamıştım;ama geç olmuştu !..Demek canavardan çıktığını sandığım ışıklar da garibanların elindeki el fenerleriymiş !..Şimdi daha da cesaretlenmiştim.Okan Abi, mayosunun beline Alman Barabellumunu takmıştı...

Bir eli de tetikteydi...Kankam da Metin Abinin YAT tekerini sökmekte kullandığı levyeyi eline almıştı...Onlar da UFO gerçeğini cep telefonlarına gelen mesajlardan öğrenmişlerdi.Henüz mahalle uyanmadan bu uzaylıyı bulmalıydık...

Sessizce ilerleyerek Ahmet Balcı'nın , Murat Ertaş Hoca'nın, Kuaför Özgün Kaplama'nın ve muhtar vekili İsmail Yıldırım Amcanın camlarını sessizce tıkırdatarak uyandırmaya başlamıştık.

Cep telefonlarımızla da Halide, Esma Kahraman, Alyosa, Serap İnce, Yağmur Zamanı, Yolun Diğer Yarısı, Özlem Akaydın Ablalarımızı da uyandırıp Erol Aslan Abimiz komutasında mahallenin Kuzey Cephesini oluşturmalarını bildirmiştik...

Sevda Işıklı, Emoş, Şekerpınarı, September Özlem, Moonlight 1, Meral Yağcıoğlu gibi genç kızlarımızı da korkmasınlar diye MB Camisinin yanındaki , GÜM(Güldürü ve Fikir Üretim Merkezi) Binasında toplanmalarını ve başlarında da Müteahhit Ahmet Balcı Abimizin yer almasını tembihlemiştik.

Her zamanki gibi (A-B-C ) planlarımız tamamdı.Yalnız, halen ortalarda Necip Köni, Ohannis, Talip Abiler görünmüyordu.Benden günah gitmişti...Uzaylı onları ''Ham yaparsa'' bizim elimizden birşey gelmezdi...Ayrıca, daha önce sürüden ayrılanları da kurt kapabilidi !..

Metin Abi de denizden gelecek saldırılara karşı, Yaşam Çiçekleri, Cansın Erol, Dilek Ç.Ablalarımızla ''Teyakkuz '' durumunda olacaklardı...Süleyman Ekim Abimiz de boş zamanlarında kaptan köşkünde ''Günü Yorumlayacaktı...''

Sabiş Abla da her ekibe yetişmek için çaba sarfedecekti...Telefon zinciri tamamdı !..Yekruseha, Zeynep Gülay, Mine Sevinçoğlu, Ayrıntıda Gezinmek de muhaberat işlerine bakacaklardı...

Tam bunları planlarken karşı sokağın başında , gök gürültüsüne benzeyen bir sesle kendimizi siperlere atıvermiştik...Ardından patlayan bir flaş gibi göz kamaştıran yeşil bir ışığın dönerek bize doğru geldiğine tanık olmuştuk !..

Evet !..İşte davetsiz misafirimiz, bütün azametiyle yeri göğü inleterek ve de garip sesler çıkararak bize saldırıya geçmişti...Gün bu gündü!..Analarımız bizleri bu günler için doğurmamış mıydı?..

Vatan aşkına , mahallenin namusu aşkına, benim de içinde bulunduğum ''Öncü Kuvvetler, Allah !..Allah !..Nidalarıyla '' Düşman üzerine şimşekler gibi yağmaya başlamıştık!..

...........

(Bu durumda devam eder tabii...)
 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..