''Ne ekersen onu biçersin Usta...''

Büyükşehir adayları  belli olunca sular yavaştan ısınmaya başladı. Adaylar peşrev faslını bitirip karşılıklı el ense turuna geçtiler.  Bu arada da çift dalmak için fırsat kolluyorlar. Bu tür mücadeleleri hep gördük. Önemli olan, tarafların kırmadan, dökmeden, centilmence yarışmalarıdır.

İzmir Büyükşehir adayları, Aziz Kocaoğlu ile Binali Yıldırım, şimdiye kadar ayrı kulvarlarda hizmet ettiler.

Sayın Yıldırım, çift şeritli yol imalâtında kariyer sahibi bir isimdir. Ülkeyi bir baştan bir başa asfalt ağlarla örmüştür. Uzmanlık alanı bu. Kendisine lâfımız yok ama ‘’35 İzmir 35 Proje’’sinde çuvalladı. Geçen günkü yazımda da sıraladığım gibi vaat ettiği projeler(!)den yüzde 99’u yapılmadı. Hizmet, İzmir’den esirgendi. Elbette bunda amaç, İzmirli yöneticileri beceriksiz konuma düşürmektir. İzmir halkının gözünde başkanları küçük düşürmektir. Ama bu çirkin politika sergilenirken İzmirliler de cezalandırılmış oluyor.

AKP İzmir örgütü, koskoca teşkilât içinde bir büyükşehir adayı bulamayınca Binali Bey’i körfezin serin sularına itiverdiler. Her gün medyada lâf ebeliği yapanlar bir kenara çekildi, meydan İzmir’in yabancısı sayılabilecek birine teslim edildi.

Binali Bey, İzmir’de işinin çok zor olduğunu biliyor. Ama yine de yılmadan çalışıyor. Bir ara, ‘’bacanak’’tan tampon yedi ama yine de direksiyonu çabuk toparladı. Her gün flâş bir gelişmenin yaşandığı ülkemizde, önümüzdeki günler ne gösterir bilinmez. Bekleyip göreceğiz.

Aziz Kocaoğlu’na gelince. Bildiğimiz kararlı, kendinden emin duruşuyla yoluna devam ediyor. Binali Bey’in el enselerini savuştururken tok sesiyle gürlüyor:

‘’İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri  4 yıl önce, ‘’Biz metro yapamıyoruz,’’ diyerek şımarık, mirasyedi çocuklar gibi mızıldanmaya başladılar. Ulaştırma Bakanı, öz evlatları üzülmesin diye iki belediyenin yarım kalan metro inşaatını devraldı.

Ankara metrosu için bütçeye, 300 milyar 800 milyon TL.

İstanbul metrosu için, 4 milyar 500 milyon lira para kondu.

İzmir metrosunu devralmak için bize de geldiler ama yarım kalan işimizi tamamlamak için kabul etmedik. Ulaştırma Bakanı’na ricada bulunduk: Biz yarım kalan işimizi tamamlayacak güce sahibiz. Siz metroda projeleri hazır olan, Üçkuyular-Narlıdere; Üçyol-Buca(Tınaztepe); Halkapınar-Otogar hatlarını yapın, dedik.

Ulaştırma Bakanlığı aylarca düşündükten sonra  Otogar ile Basmane Garı arasındaki hızlı tren geçişi için sadece 17 milyon lira ödenek tahsis etti.’’

Bitmedi, Aziz Bey gürlemeye devam ediyor. İşte son bombası:

‘’Binali Bey her fırsatta, beraber yaptık diyerek övündüğü Aliağa-Menderes Raylı Sistem projesinin maliyetinin yüzde 90’ını, yani 700 milyon lirayı İzmir Büyükşehir Belediyesi, yani İzmirliler cebinden ödemiştir. Ortaklık böyle mi olur? Maalesef İzmir’e yatırım dendiğinde Binali Bey’in uykuları kaçıyordu.’’

Aziz Kocaoğlu bu sözlerinde yerden göğe kadar haklı. ‘’İzmir’’ denince nedense birilerinin tüyleri diken diken oluyor.  ‘’Has evlat’’ gördükleri belediye başkanlarına yağdırırken, İzmir için Moliere’in Cimri’sini sahneye koyuyorlar.  Gerçekler ortada:  2013 Aralık ayında Maliye bakanlığı İstanbul’a  570 milyon;  İzmir’e ise 141 milyon ödenek göndermiş.  Hükümetin 11 yılda İzmir’e yaptığı yatırımın toplamı, 5 milyar 300 milyon; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 11 yıllık yatırımı ise 6 milyar lirayı geçmiş durumda.

İzmirlilerin büyük bir çoğunluğu bu gerçekleri biliyor. Bazı hataları olsa da Sayın Kocaoğlu’na  güveniyor ve onu destekliyor.