- Kategori
- Futbol
''Şahsi fikrini kendine sakla'' Sayın Bakanım...
61. dönem ERDOĞAN hükümetinin iyi niyetli, ard düşünce taşımayan çalışmaları sonucu 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olan ''6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun''; çeşitli ''çıkar gruplarının'' kısa süre sonra ''kafasına dank etmiş'', ''şike'' ve ''şiddet'' suçlarına uygulanan hapis cezaları 1/4 oranına indirildikten sonra 15 Aralık 20112'de TBMM'de yasallaşmıştır.
Son dönemlerde ''kişiye özel hukuk'' uygulamalarına ''kulübe özel hukuk'' uygulaması ile futbolun bir ''rekabet'', ''yarışma'' olduğunu; ve her şeyden önce ''SPOR'' amacıyla yapıldığını genç kuşaklara ve torunlarımıza unutturmaya çalışan ''çıkar gruplarını'' kınıyorum, utansınlar...
Şike soruşturmasında adı geçen Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Sivasspor, Manisaspor, İstanbul Belediyespor, Mersin İdman Yurdu ve Giresunspor kulüplerine Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından uygulanacak yasal yaptırımlar, futbol kamuoyunun gündeminde birinci sırada yerini almıştır.
Bu süreçte, 26 Ocak 2012'de Ankara'da yapılacak olan Olağanüstü Genel Kurul'da Futbol Disiplin Talimatı'nın 58. maddesi ele alınacak, ''şikeye'' adı karışan kulüplerin durumu ile ilgili değişik yasal yaptırım uygulama alternatifleri ve uygulanabilirlik olasılıkları üzerinde çalışılacaktır.
TFF Başkanı Mehmet Ali AYDINLAR, Futbol Disiplin Talimatı'nın 58. maddesinin değişmeyeceğini vurgularken; hukuk adamı olan Gençlik ve Spor Bakanı Suat KILIÇ, ''Şahsi suçlar sebebiyle kulüpleri cezalandırmak doğru değil.'' demiştir. Bakan KILIÇ, ''Kişilerin icraatlarından kulüplerin sorumlu tutulmaması gerektiğine'' dikkat çekmiş ve ''Kişiler sakıncalı eylemler içerisinde yer alırken diğer tarafta 100-150 yıllık köklü kulüpler onların yaptıklarının faturasını ödemekle karşı karşıya. Şahsi suçlar ve eylemler sebebiyle bu kulüpleri cezalandırmak doğru değil.'' ifadesini ''BU BENİM ŞAHSİ FİKRİM'' tümcesiyle bitirmiştir.
Bakan KILIÇ'ın ifadelerinde sık sık kullandığı ''kişi'' ve ''şahsi'' sözcükleri, ''Hukuk Sistemimizde'', ''Medeni Haklardan'' yararlanabilen ''gerçek kişi'' ile örtüşmektedir. ''Gerçek kişilik'', ''ölüm'' ve ''gaiplik'' ile son bulur.
Bakan KILIÇ'ın ''kişi'' diye tanımlamış olduğu kulüp yöneticilerinin ''tüzel kişiliğini'' temsil etmekte oldukları kulüplerine uygulanacak Disiplin Talimatı'nın 58. maddesinin hafifletilmesi önerisi hukuksal bir çelişki oluşturmaktadır.
Çünkü, haklarında ''şike'' veya ''teşvik primi'' suçlamalarıyla özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame hazırlanan kulüplerin başkan ve yöneticilerinin ''varlığı'' ve ''iradesi'' ''kulüplerin organları'' vasıtası ile oluşur, kulüplerin organlarından ''soyutlanamaz''. Bunlar: genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kurulu gibi organlardır.
Bu nedenle, haklarında ''şike'' veya ''teşvik primi'' soruşturması bulunan başkan ve yöneticilerin icraatlarından dernekler yasası ile kurulan 100-150 yıllık kulüpleri sorumlu olacaktır ve yaptıklarının faturasını ödemekle yine kulüpleri yükümlü tutulacaklardır.
Ancak, adı geçen başkan ve yöneticilerin ''tüzel kişilikleri'' ''genel kurul'' kararı ile son bulur ve ''gerçek kişilik'' olur, Sayın Bakanım...