''Türkiye Defteri'' /Cumhuriyet'ini kaybedenlerden misiniz?...

Başbakanımız doğru konuşuyor!... Çünkü bu ülkede; su çürüdü, tuz koktu... Bizi kurtarmak; onda... Niçin geri adım atsın ki? O, bizi ileriye taşımak, milli gelirimizi (borçla da olsa...) daha da yükseltmek, sosyal güvenlik, hukuk, sağlık ve eğitimde reformlar yapıp, bizi Batı'yla daha da kucaklaştırmak misyonunu yüklenmiş... Sağolsun!..

Otuzbeş yaşında genç emekliliğe alışmış genç babaların çocukları, biraz şaşkın da olsa, birazcık geç de olsa, altmışbeş yaşında mezarda emekliliğe alışacaklar... Şapka ve kıyafet devrimlerini, türbanla taçlandıracağız, eğitimi iyice özelleştireceğiz, hukuku gene siyasallaştıracağız, borç sarmalı içinde çevre ve tarımı bitirip ulusal sanayimizi eriteceğiz ve Pax Americana'nın Büyük Ortadoğu ölçekli, Avrasya planlı stratejilerine, ayrılmaya yatkın mozaiklerimizin gölgesinde Afganistan yastığına, İran yastığının katkı sunmasına bizde bölgesel katkı sunacağız; o kadar işte... Sayın %47'de dahil, hemen hemen çoğunluk, karanlığa dönen, ''Köşeyi Dönenlerin Şarkısı'na'', hem fon olup, hem figüran olup, hem de oyunculuğa soyununca, işler bu hale geldi... Ulusal bilinç, kendini yukarıda ki büyükleri gibi, (her ne kadar onlar toptancı olduklarını iddia etseler de...) çoğunlukla günlük perakendeci, benden sonra tufancı işlere vurdu... Bu yüzden en yeni kurtarıcılarımızın; ülkeyi bir şekilde, eli süpürgeli Batı, bağlantılı olarak 1938'lerden beri yürüten, seçkinci finans-oligarşimizin gelişimine kendilerince katkı sunup, kan verip, '' bal kaşığını alıp biraz da biz ölelim'' demesi niye yadırgansın ki, niye geriye gidilsin ki?...Haksızlık bu...

Yaşamı hep savaşmakla geçen Mustafa Kemal Atatürk'ün, böylesi koşullarda 4000'den fazla kitap okuduğunu biliyor musunuz?... Dehayı pekiştiren bu altyapıyı kazanmış, Türkiye'de başka bir lider biliyor musunuz?...

Ergenokon'un körüğü tersine çalıştırılıyor!...Ülkede kamplaşma ve iç çatışmanın yeni dinamiklerinin üretilmesine başlanıyor...Aymazlık, rüşvetle, parayla değil ya; kapanın elinde kalıyor!...Bu durum, Tanzimat geleneğinin, AB sürecinde devamı...Ve gemi , su alarak gidiyor, 2010 Oscar adaylığımız, hep yenilenerek devam ediyor...Ve AP Türkiye Raportörü, Türkiye'de herkesin güveneceği yargı olmadığından söz ediyor... Bu sözler, demokrasi ve hukuku da bağlayan sözler!...

Balık olup da, deryayı bilmemek, anlamamak ;ne kadar dehşet verici bir şey!... Cumhuriyeti ve bu güzel ülkeyi kaybetmenin eşiğinde, yurtsever, demokrat, namuslu tüm insanlarımızın ve kuruluşlarımızın; demokrasimizin, hukuk ve yargımızın geliştirilmesi, ulusal birliğimizi sağlayıcı, görece bağımsızlığımızı güçlendirici sosyal, ekonomik ve siyasi politikaların üretilmesine katkı sunacak oluşumların yaratılması için var güçleriyle çalışıp çabalaması, ''II.Yokoluş Sürecimizi '' engellemeye, büyük faydalar sunacaktır...