"Adam gibi adam olmak" yetmiyor Aykut Hocam!...

Her ünlü futbolcu ‘profesyonel futbol yaşamına’ noktayı koyduktan sonra ‘teknik direktör’ olmak zorunda değildir.

Türk Futbol Endüstrisi profesyonel futbol yaşamının ikinci aşamasında ‘Teknik Direktörlüğü’ ısrarla denedikten sonra başarılı olamayan ünlüler ile doludur.

İlk akla gelen isimler: Rıdvan DİLMEN, Engin VEREL, Gökmen ÖZDENAK olmuştur.

Şimdi her üçü de ‘Spor Medyasında’ her ne kadar Fenerbahçeli ve Galatasaraylı oldukları bilinmelerine rağmen, olabildikleri kadar ‘objektif’ ve ‘doğru’ yorumları ile ‘başarılı’ olmuşlardır.

Aykut KOCAMAN, 2000 yılında İstanbulspor Kulübünde başladığı ‘teknik direktörlük’ kariyerinde on iki yılını tamamlamıştır.     

2004 yılında yayınlanan Barış TUT’un “Kocaman Bir Adam Sıradışı Bir Teknik Direktörün Portresi” isimli kitabı arka kapağındaki tanıtım yazısında ‘Aykut KOCAMAN, bu ülkenin futbol çölünde bir vahadır.’ tümcesiyle tanıtmıştır.

Büyük Türkçe Sözlükte, “Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yeraltı sularının yarattığı tarım  veya yerleşme bölgesi ‘vaha’ olarak tanımlanır.”

Çölün kontrol edilebilmesi için öncelikle vahaların kontrolü büyük önem taşıyor.

Fenerbahçe Futbol Takımını oluşturan futbolcuları da ‘kontrol’ ve ‘koordine’ etmek, ‘kolektif’ futbol oynatmak ‘becerisini’ gösterebilmek ‘başarıya’ ulaşmada ‘yeşil ışığa’ göz kırpmaktır.

Ancak Aykut KOCAMAN, ‘takım ruhunu’ senkronize edebilme becerisini gösterebilmiş midir?

Peki, Aykut KOCAMAN, Fenerbahçeli futbolcuları nasıl koordine ve kontrol ediyor veya edebiliyor mu?

Modern futbolun ‘olmazsa olmazı’ ‘kolektif futbolu’ takım ‘özümseyebilmiş’ midir, sahaya ve oyuna yansıtabiliyor mu?

Gelelim konuya: Alex de SOUZA ile yaşananlarTürk Futbolu’nun ‘Amiral Gemisi’ Fenerbahçe Kulübü’nün büyüklüğüne gölge düşürmüştür.

Hele Büyük Başkan Aziz YILDIRIM’ın ‘büyüklüğü, ‘Adam gibi Adam’ Teknik Direktör Aykut KOCAMAN’ın ‘adamlığı’ mı kalmıştır?

Çünkü sekiz sezondur, Alex de SOUZA Fenerbahçe’nin sadece ‘futbolcusu,’ ‘takım kaptanı’ değil; aynı zamanda ‘ombudsmanı’ olarak da kulübe ’büyük’ katkısı olmuştur.

Aykut KOCAMAN öncesi ve sonrasında Alex de SOUZA, Aziz Başkan’ın ricasıyla, özellikle ‘Brezilyalıların transfer sorunları, takım içindeki şikayetleri ele alıp değerlendiren ve bunlara her iki taraf içinde tatmin edici çözümler üreten kişi olmuştur.

Ne yazık ki; Alex  kulübü ile arasındaki sorunlarına çözüm üretememiştir . 

Zaman gelmiş Aziz Başkan ‘informel’ ortamlarda geleceğin‘teknik direktörü’ olarak yaklaşmış, hatta umut vermiştir.

Sayın Başkanım; ‘çağdaş,’ ‘demokratik,’ ‘evrensel’ ve‘katılımcı’ bir spor kulübü olan Fenerbahçe’de ‘ ayak ayak üstüne atıyor’ bahanesiyle ‘efsane futbolcu’ Alex de SOUZA’nın ’sekiz yıllık emeğinin üç dakika içinde’ kapı önüne bırakılmasına kulaklarıma inanamıyorum.

Alex de SOUZA’nın Fenerbahçe Spor Kulübü’ndeki başarıları saymakla bitmez.

Aziz Başkan’ım;  Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir “Dünya Markası”ile yollarını bu şekilde ayırması beni çok rahatsız ediyor .

Büyük Başkanım; ‘özür’ ve ‘af etmek’ ‘büyüklükten’ gelir… Haydi göster ‘büyüklüğünü’!..

Sen de lütfen Aykut Hocam,’af edici’ olun… Haydi göster “Adam gibi Adam olduğunu”!..

FENERBAHÇE “FENERBAHÇELİLERİNDİR!..”