‘Ankara’da endişe ve dikkat’, hayra alamet

Milliyet’ten, Aslı Aydıntaçbaş bugünkü yazısında(8 Ekim) diyor ki; “Akçakale’ye dün düşen top mermisi, aslında geçen hafta 5 vatandaşımızın ölmesine neden olan sınırdan 13 kilometre içerdeki top bataryasından geliyordu. Dün bir yetkiliye, Türkiye’nin günlerdir OBÜS’lerle dövmesine karşın, nasıl olup da doğrudan topraklarını hedef alan bu bataryayı ‘susturamadığını’ sordum. Aslında daha Akçakale’deki ölümlerden bir hafta önce, hükümet TSK’ya bu bataryanın ‘nötralize edilmesi’ talimatını vermiş. Ama nasılsa olmamış.
‘Esad’ın ordusu kağıttan kaplan’ deniyor, ‘Ülkesinin %60’ını kontrol edemiyor’ deniyor ama nasılsa o perişan ordu Türkiye’ye top sallamaya devam ediyor! (Hani insanın dili varmıyor ama, bu durum biraz da Bülent Arınç’ın ‘İyi ki bu orduyla...’ sözlerini anımsatmaya başlıyor.)”

İNSAF!

Bunun böyle olduğuna, “bir batarya”yı, haftalardır susturamadığımıza nasıl inanırsınız?

x   x   x

İŞİN ASLI... DIŞ KAYNAKLAR ISRARLA ‘HAVAN TOPU’ DİYOR

Türk Topçusu için, “13 kilometre” menzildeki bir hasım bataryanın susturulması birkaç saatlik iştir.

O “batarya” susturulmuştur.

Ama size ateş eden ağır silah o “OBÜS bataryası” değilse,

Ateşin kaynağı olan“silah-birlik” başka yerdeyse,

“Hedef şaşırtıyorlar”sa, elinizden ne gelir?

Nitekim, dış kaynaklar ısrarla “havan topu”ndan bahsediyor.

Ne fark var?

1. Daha kısa menzilli... Yani sınırlarımıza daha yakın konuşlanabilir.

2. “Muhalifler” kolayca ele geçirebilir, kullanabilir... Ve  kullanıyorlar.

Belki de ateş onlardan geliyor, gelmeye devam ediyor. Türkiye bir an evvel “içeri girsin” diye!

Bu niye hiç hesaba katılmıyor?

x   x   x

GERÇEKLER DIŞARIDAN DAHA NET GÖRÜLÜYOR

Ortadoğu’nun 20 yıllık tecrübeli gazetecisi Barnaby Phillips, El Cezire’nin internet sitesindede şunları yazıyor (7 Ekim):

“Ankara’da iktidarla, muhalefetle ve çarşı-pazardaki vatandaşlarla görüştüm. Kimse savaş istemiyor. İktidar koridorlarında kabadayılık ve abartı değil, endişe ve dikkat olduğunu hissettim.”

Bu güzel bir gözlem.  

Endişe ve dikkat!

Hayra alamet!

Umuyoruz, kimsenin savaş istemediğini ülkenin iktidarı da fark edecek ve halkın bu "isteksizliği"ne saygı gösterecektir.

x   x   x

ŞEMS-İ TEBRİZİ’NİN 40 KURALI

15. Allah içte ve dışta her an, hepimizi tamama erdirmekle meşguldür.

Tek tek her birimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz.

Yaşadığımız her hadise,atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır.

Aktaran Nevzat Dağlı... Devam edecek...