Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '11

 
Kategori
Futbol
 

"Arma namusumuz, forma kefenimiz, alnımızın teri bizim şerefimiz” pankartı nasıl 'sakıncalı' oldu

"Arma namusumuz, forma kefenimiz, alnımızın teri bizim şerefimiz” pankartı nasıl 'sakıncalı' oldu
 

Fenerbahçe’nin bu hafta sonu (Cuma) Gaziantepspor ile Gaziantep’te oynadığı maçı televizyondan izledim. Kendim maça gidemesem de, Adana’da oturan arkadaşım Ali maçı canlı izledi.(Ali Fenerbahçe derneği üyesidir.)

Maçtan sonra yaptığımız telefon konuşmasında; maça girmeden başına gelenleri bir bir anlattı.

Ali ve arkadaşları maça girmeden bir pankart hazırlarlar: Pankartta “Arma namusumuz, forma kefenimiz, alnımızın teri bizim şerefimiz” yazmaktadır.

Pankart ile Kamil Ocak Stadyumuna gelirler. Kapıdan girecekleri sırada, polis pankartı açtırır. Ve “Arma namusumuz, forma kefenimiz, alnımızın teri bizim şerefimiz” yazısını okur okumaz, hemen pankartı toplar ve pankartı ‘sakıncalı ’ görüp içeriye almaz...

Pankartı getiren Fenerbahçeliler polise itiraz edecek falan olurlar, polis pankartı getirenleri ‘gözaltına almakla’ tehdit edip, maça almak istemez. Ali ve arkadaşları başka bir kapıdan maça girerler.

Pankart ‘sakıncalı’ olduğu için polisin elinde kalır!

Ali ve arkadaşları maç boyunca pankartı tartışırlar. İçlerinden birisi; ‘iyi ki polis bizi gözaltına almadı, eğer gözaltına alınsaydık, Aziz Yıldırım’ın yanında soluğu almıştık! Bu ülkede; yazılmamış kitap taslakları toplatılıp imha edilerek, yazanlar, yazmaya kalkanlar içeri tıkılıyor!’ diyerek durumun vahametini gözler önüne serer.

Bu pankart olayı üzerine yorum yapmaya gerek var mı?

Buradan sormak gerek, polisteki bu neyin öcüdür, nasıl bir mantıktır, Fenerbahçe düşmanlığının boyutu ne, ne tür bir kindir?

Arkadaşım bunları anlattıktan sonra, derin bir düşünceye dalıp, Fenerbahçe, Aziz Yıldırım ve diğer yöneticileri düşündüm. Soruşturma kapsamında adları geçen diğer takımları göz önüne getirdim.

Onca takımın soruşturmada adı geçmesine rağmen, sadece Fenerbahçe üzerinden soruşturmanın nasıl yürütüldüğünü düşündüm. Fenerbahçe Avrupa kupalarından men edilirken, aynı soruşturmada adı geçen Trabzonspor ve Beşiktaş’ın nasıl yollarına devam ettiklerine kafa yordum.

Kendilerinin temiz, Fenerbahçe’nin kirli olduğunu düşünenlerin, geçen yıl maçlarını bir bir kazanırken, aynı takımlarla bu yıl oynadıkları maçları niye kaybettiklerine kafayı taktım. (Trabzonspor’un Manisaspor ve İBB maçı)

Lig düzenlemesi gözlerimin önüne geldi. 11 günde 4 maç yapacak Fenerbahçe’nin, 23.9.2011 tarihinde oynayacağı Kayserispor maçından sonra 2.10.2011 tarihine kadar maç yapmamasına bir anlam veremedim.

Bursaspor’un 5 maçlık cezasından 2 maçlık bölümünü çektikten sonra geri kalan 3 maçlık cezasının affedilmesini anlamadım!

Fenerbahçe’ye verilen 2 maçlık seyircisiz oynama cezasının, 1 maçlık bölümünü çektikten sonra, geriye kalan 1 maçlık cezasının bayanlar ve çocuklar için bozulmasının ne anlama geldiğini pek anlayamasam da, Federasyonun Fenerbahçe üzerinden pirim yapmaya çalıştığı kanaatine vardım.

Ya TFF’nin Fenerbahçe üzerinde oynadığı oyunlar?

Pazartesi maç yapmış bir takımın, ikinci maçını deplasmanda ve Cuma günü oynaması tasarlanmış, kurgulanmış tesadüfler zincirinin bir başka halkası mı diye düşündüm.

Yoruma gerek var mı?

Ya Kulüpler Birliği üyesi bazı kulüplerin, şike ve teşvik teşebbüsüne dahi küme düşme cezası öngören talimatname (eski 55 yeni 58. madde) maddesinin kaldırılması için imza toplamalarına ne demeli?

Ya bazı kulüplerin Fenerbahçe’yi kurtarma(!) girişimine, Metris’ten gelen itiraz?

Desenize dünya tersine döndü!

Herkes Fenerbahçe’yi kurtarmaya çalışırken, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe yönetimi yargılanmayı istiyor!

Sizce Fenerbahçe hala kirli mi?

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..