‘Behzat Ç.’ Van’ı desteklerken kendi mi yıkılsın?

Şu ‘sosyal medya’ denen şey başa bela doğrusu. Neden mi? Onun yüzünden hiçbir şey gizli kalmıyor ve sosyal medyada dile düşen yanıyor da ondan! Şimdi mesela ‘Twitter’ denen şey olmasaydı, Serdar Akar’ın yönettiği ve 28 Ekim’de gösterime giren ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ filminin Van depremzedelerine hangi seansın gelirini yollayacağı bu kadar konu edilir miydi? ‘Modern dedikodu’ diyebileceğimiz twit’ler sayesinde, filmin Twitter sayfasında yayınlanan açıklama tefe kondu.

İstinye Park’taki galada, filmin ilk günkü gelirlerinin Van’a bağışlanacağı, ‘Behzat Ç.’yi canlandıran oyuncu Erdal Beşikçioğlu’nun ağzından medyaya yansımıştı. ‘Adam Film, üzerine düşeni yapacaktır’ diyen Beşikçioğlu, Van’daki depremde zarar görenleri izledikçe içinde bir şeylerin eridiğini belirtip yapacakları yardımdan söz etmiş; ellerinden geldiğince oradaki yarayı sarmaya uğraşacaklarını dile getirmişti.

‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’gösterime girdi ve ardından da bağışla ilgili bir açıklama geldi. Filmin Twitter sayfasında yazılan ve Adam Film tarafından da doğrulanan beyana göre bağış sadece ‘ilk seans’ geliriyle sınırlıydı! Bu durum, beraberinde tepki twitlerini de getirdi. Kimi, ‘Behzat Ç. Fena yamuk yaptı’ dedi… Kimi, bu değişimi ‘yağmacılık’ olarak gördü… Kimisi de ‘Behzat Ç. de kapitalizme yenik düştü’ yorumunu getirdi… Öyle ya, ‘ilk gün’ geliri farklıydı ‘ilk seans’ geliri farklı. Öğlen seansında, yani saat 12.00’de, üstelik de iş gününde sinema salonlarında kaç kişi bulunabilirdi ki gelir elde edilsin! Bu tepkileri yapanlar belki bir ölçüde, kendilerince haklıydı. Çünkü TV’de kaba sabalığına karşın harbiliği ve gerçekçiliğiyle sevilen ‘Behzat Ç.’nin ikili konuşmasını sindirememişlerdi. Ama bu düz bakış, onlara yorumları yaparken olayın diğer yönlerini görmeyi unutturmuştu.  

Öncelikle ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’, ticari amaçla ortaya konulan bir işti! Dolayısıyla bu yapımın geliri ekip için gerekliydi. Türk filmlerinin gişe durumu meydandayken ve de yerli filmler vizyona girdikleri tarihten kısa bir süre sonra TV ekranlarında boy gösterirken, bunların sinemada seyirci toplaması zaten zordu. Bunun için, gişe gelirlerinin büyük kısmının vizyona girdiği gün elde edileceği gerçeğinde, Adam Film’in ‘ilk gün’ hâsılatının tamamını bağışlaması filmi yapanları zora düşürürdü!

Üstünde durulması gereken ikinci ayrıntıya gelince… Yıllarca ‘Deprem Vergisi’ adı altında toplanan ve duble yollara, oraya-buraya harcanan paraların hesabı yapılmazken ‘Vurun abalıya’ misali ‘Behzat Ç.’yi kınamak büyük hata. Kimi çok değerli(!) köşe yazarları ‘Devlet, vergileri yememiş ya… Yol yapmış’ cevherlerini üretseler de özel vergi olan ‘Deprem Vergisi’nin kendi amacı dışında harcanması asıl sorgulanması gereken nokta. Ama bu zor olduğundan, en kolay kahramanlık ‘Behzat Ç.’yi twitlemek.

Ancak‘Behzat Ç.’ ve ekibinde de taktik hatası var. Kalkıp, galada açıklama yapacağınıza TV’de cem-i cümle ‘Tek Yürek’ olmuş şovla karışık yardım icra ederken, gösterecektiniz gövdenizi. O vakit gözleri yaşartır, alkışı toplardınız. Alelacele verilen beyanatı ve üç beş gün sonrasında gelen açıklamayla da tepki çekmezdiniz.

Bunca sözün üstüne gelelim twit severlere… Sizleri de, ‘insaf’a davet ediyorum. Kalbe gömülen ‘Behzat Ç.’nin eti ne ki budu ne olsun. Yarısı bile dolmayan küçücük salonlardan ne gelir elde edecek ki, bunun aslan payını gözden çıkartsın. Ne yani, Van depremine destek olacağım derken kendi mi yıkılsın? Baksanıza, sinemamız zaten sallantıda… Gitti, gider sonra!

EKSTRA SORU:Acaba düzenlenen kampanyalarda ekranlardan açıklanan bağışların ne kadarı gerçeğe dönüşüyor; gerçek bağışların ne kadarı ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor? Hadi hep birlikte bunu sorgulayın!

Anibal Güleroğlu- www.sinematur.com