Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?" (*)

"Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?" (*)
 

Radovan Karadziç


İnsan olmaktan, yaşamaktan, bu dünyanın havasını solumaktan yıldığınız anlar oldu mu? Ya da yere göğe koyamadığınız kendi acılarınızdan utandınız mı hiç? Yıllar önce okuduğum bu tek cümlenin bana yaşattığı tam olarak buydu. Boğazımda düğümlenen, beynimin unutmaya çalıştığı Srebrenica katliamı sırasında vurulan 4 yaşındaki bir kız çocuğunun son sözleri bugün yine bir gazete başlığında boğazıma sarıldı.

4 yaşındaki çocuğun ve ondan küçük veya büyük 11 bin insanın ölüm fermanını imzalayan adam uzamış bembeyaz saçı ve sakalıyla gazete manşetlerini süslüyordu. Birine benziyordu bu haliyle ama kime? Tamam buldum! Alp Dede! Hani “Heidi”nin dedesi. Alpler’de yaşayan, tonton, şefkatli, zaman zaman biraz otoriter olsa da bunu sadece Heidi ve arkadaşı Peter’i korumak için yapan, benim dedeme benzeyen Alp Dede.

Bizim kuşak pek severdi Heidi’nin maceralarını. 5-6 yaşındaydım, siyah-beyaz televizyonda haftada 1 çizgi filmi oynardı. Alp Dede’nin olmadığı bölümleri sevmezdim. Bu yüzden çizgi filminden çok, çizgi romanını severdim. Orada istediğim kadar Alp Dede’yi görebilirdim.

Yıllar geçti, “Voltran”, “He-Man” derken büyüdüm. Sonra koca kaslı, kılıçlı adama inat, “Gölgelerin gücüne” baş kaldıranlara sevdalandım. Yolun yarısına yaklaştığım günlerde, bir sabah, işim fena halde gücümdeyken Alp Dede’yle bu kez ellerinde kanla karşılaştım.

Pisi pisine yakalanmışlığın verdiği acı akıyordu yüzünden. Benim Alp Dede’yi tanıdığım yaşlarda katlettiği bir çocuğun son sözlerini duymuş muydu acaba? Duysa ne yapardı? Güler miydi? Vuranı ödüllendirir miydi? Biri daha gitti diye sevinir miydi?

4 yaşındaki kız kurtulsaydı ne düşünürdü acaba? Yaralıyken annesine sorduğu soruyu hatırlar mıydı? Peki ya anne? O zaman kızına ne cevap vermişti? Evlat acısına dayanabildi mi, yaşıyor mu, yaşıyorsa ne hissetti elleri kan kelepçeliyi o halde görünce? Daha mı çok acıdı canı, ağladı mı, küçücük de olsa sevindi mi? O(nlar)a yaşattığı acının bir bedeli, cezası olabilir mi?

Peki kızın sorduğu soru ne olacak? Kimse cevaplamayacak mı? Şu an karşıma dikilip bana sorsa “çocukları küçük kurşunla mı öldürürler” diye; verdiğim cevap yeter mi o’na?

Küçüğüm, ister büyük ister çocuk olalım; Bosna, Irak, Afganistan ya da ‘Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan’ bir coğrafyada yaşayalım; pazarda, sokakta ya da derme çatma bir kulübede yakalanalım; hep aynı adamlar, hep aynı boy kurşunla vururlar bizi.

* http://www.milliyet.com.tr/2006/08/03/yazar/bila.html

 
Toplam blog
: 34
: 1630
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Merhaba, Yazmak kimimiz için kendini ifade etme biçimi, kimimiz için ekmek kapısı, kimimiz içinse öy..