Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

"Çok ağır bir yazı"

"Çok ağır bir yazı"
 

Ordunun duruşu...


Bu başlık The Economist dergisinin ordu ve hükümetin son olaylarda ki durumunu belirlemek için kaleme alınan ve “Türkiye Generalleri, lanetli planlar” alt başlığı ile yayınlanan yazıdan alınmıştır. (Kaynak Vatan Gazetesi internet sayfası)

Yazıda “AKP iktidara geldikten 7 yıl sonra ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar halen mevcut.”

“1960’dan beri 4 hükümet deviren ordu” gibi mesajlar var.

İfade özgürlüğünü kısıtlayan yasaların kaldırılması ve düşüncelerin özgürce ifade edilmesinin önünün açılmasını istemek gibi kimsenin itiraz edemeyeceği bu düşüncenin altında yatan: The Economist’in sözcülüğünde ABD emperyalizminin vurucu gücü olan tekellerin ülkemizde daha rahat ve sorunsuz bir şekilde cirit atmalarının önünün daha da açılması ve ABD’nin BOP planına karşı çıkabilecek seslerin kısılması isteği gibi düşünülebilir. Ve bu doğru bir düşünce olur.

Düşünce özgürlüğü kavramı içersinde ;

-İşçilerin haklarının teslim edilmesi,

-Memurlara grevli sözleşmeli sendikal hak,

-Tüm Sivil Toplum Örgütlerinin özgürce demokratik bir şekilde örgütlenebilmeleri ve yönetim hakkında söz sahibi olabilmeleri,

-Açlığın ve yoksulluğun diz boyu olduğu ülkemizde insanların daha onurlu bir yaşama kavuşturulması,

-Sadaka ekonomisine son verilerek herkese aş ve iş sisteminin hayata geçirilmesi, -Kahvehanelerde çürüyen binlerce gencimizin onurlu bir işe kavuşturulması,

-Ülkemizin bağımsız ve onurlu bir dış politikasının olması,

-Her türlü hırsızlık ve yolsuzluğun son bulması, dokunulmazlıkların kaldırılması,

-Bağımsız yargı denetiminde her kurumun görevini dik ve onurlu bir şekilde yapması v.s. gibi değerlerin bulunması gerekmez mi?. Adında Ekonomi sözcüğü olan bir derginin “Düşünce Özgürlüğü” feryadının alt başlıklarının bu sıraladığım maddeler olması gerekmez mi?.

Fakat bu Emperyalistler ve yerli işbirlikçileri “Düşünce Özgürlüğü” ve “Demokrasi” hezeyanlarında bunlardan hiç bahsetmezler. Hiç duydunuz mu?.

The Economist’in sözcülüğünü yaptığı bu dünyanın baş belaları; Sadece bölgedeki sinsi planlarını gerçekleştirmek ve tabiî ki ceplerini doldurmak için bu değerleri kullanırlar.

****

Son iki yıldır devamlı, Ordu-Hükümet-Yargı-YÖK-Emniyet-MİT çekişmelerini izliyoruz. Bu kurumlar arasında resmen ilan edilmemiş bir savaş var. Gündem bu çekişmelerle dop dolu. AKP’nin önünde engel olarak gördüğü kurumları sindirmek, ezmek için ortaya koyduğu tüm alavere-dalavereler kimden destek buluyor?.

İşte ABD’den ve sözcüsü olan The Economist gibi dergilerden.

****

1960’lardan beri 4 hükümet deviren ordu eleştiriliyor. Sanki 1980 darbesinden sonra “Bizim Our Boys’lar” darbe yapmışlar diye sevinçten göbek atıp, şampanya içen bu ikiyüzlüler değiller.

Sanki Nato’cu generallere gaz verip muhtıralar ve darbeler ile istedikleri uşaklarını hükümete getiren bunlar değil. Bu ikiyüzlülüklerini göremeyecek kadar aptal zannediyorlar halkımızı.

****

The Economist’in bu feryadının altında, çevrilen tüm dolaplara rağmen bir korku var ve bu korku yerli işbirlikçilerine de yansımış durumda. Bu korku son günlerdeki gelişmelere bakılarak daha rahat anlaşılabilir.

-Ergenekon Davası’nda görüleceği üzere, uzun zamandır yeni bir tutuklama, yeni bir iddianame yok. Davanın hakimleri kendi aralarında çelişki içinde.

Mahkeme Başkanı, Balbay, Özkan, Özbek gibi isimlerin tahliyesini istiyor, diğer iki hakim reddediyor.

Yani Ergenekon masalı bitiyor. Bir şey çıkmayacağı çok açık, gün gibi ortada.

-Dursun Çiçek Albay olayı ne oldu?. Koskoca bir fiyasko..

-Son Bülent Arınç olayı diye ortaya atılan hikayede ise gün geçtikçe bu çirkin kurmacanın ayrıntıları ortaya çıkıyor.Tezgah çatırdıyor.. Oradan ne çıktı ?. Koskoca bir fiyasko..

-AKP’nin Kürt Meselesindeki “Açılımı” ne oldu?. Koskoca bir fiyasko..

-AKP’nin “demokratikleşme” diye çark ettiği “Açılımı” ne oldu?. Abdi İpekçi Parkının havuzuna gömüldü..

-AKP’nin IMF “direnişi” ne oldu?. Teslimiyet..

-AKP’nin işçi memur zamları ne oldu?. 4-8 lira..

-AKP’nin Ergenekon ve TSK içindeki darbe planları “mücadelesi” ne oldu?. Koskoca bir fiyasko..

Artık gözü dönmüşlük ve boş çıkan hayaller ile yukarının emrettiklerini yapamamanın ezikliği AKP’yi kendi yavrularını yeme noktasına getirdi. Bu korkudur, paranoya dır.

İstifa eden ve AKP politikalarına karşı dik duran milletvekilleri görüyoruz, daha da göreceğiz.

En yakın kalemleri bile yüksek hapis cezası istemleri ile mahkemelerde sürünüyor.

Emperyalistlerin sözcülüğünü yapan “dergi” lerdeki hezeyanlarında AKP’ye bir faydası olmayacak artık.

****

-Prof. Yalçın Küçük hoca bas bas bağırıyor: “Seferberlik Tetkik Kurulu’nu inceleyen hakim neden iki gün sonra belirlendi?. Askerler gözaltına alınır alınmaz görevli oldukları yere yani STK’na hemen bir hakim gitmesi gerekmez miydi?. Niye sonradan gitti?.Tezgahın devam etmesi için uygun hakim mi arandı?.”

Bunları ben sormuyorum Yalçın Küçük hoca soruyor.

STK’ndaki çok önemli belgeleri herhalde Fetullah’da merak ediyordur. O da okuyacak emininim. Tabi ABD ve İsrail’liler de. 1991’den sonra ABD ve tüm “müttefik “ güçlere kapatılan (onlar kurduğu halde) STK’yı çok merak ediyorlardı. Şimdi öğrenecekler. Yani Arınç’a suikast mavalının ardında bu plan vardı ve tıkır tıkır işliyor. Bunları da Yalçın Küçük hoca söylüyor.

***

Bir de Genelkurmay’ın; Tüm bu orduyu yıpratma kampanyalarına ve hükümetin düşmanca tutumuna karşı olan tavrından bahsetmek istiyorum. Tüm AKP, yandaş medya, ABD ve Soros çocukları kalemlere bir ders niteliğindedir bu tavır. Gerçek bir demokrasi ve demokrasiye bağlılık dersidir. Tüm planları bozmuştur ve def etmiştir.

Saygılar

31.12.2009

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..