Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

"Duran Adam" değil "Duran İnsan"

"Duran Adam" değil "Duran İnsan"
 

"En az 3 ağaç, 3 park, 3 tweet, 3 barikat, 3 sevgili" Fotoğraf: SELİN ARUTAN


Taksim Gezi Parkı direnişi günlerdir pasif direniş ‘duran adam’ eylemi ile ayakta kalmaya çalışıyor. Bu direnişe yurt genelinden çok sayıda kadının, erkeğin, avukatın, doktorun, gazetecinin, öğrencinin katılmasına rağmen eylemin adı hala ‘duran adam’.

Bu duruma karşı itirazımı dile getirdiğimde ötekileştirmekle suçlanıyorum. Anlam veremiyorum, benim ‘duran insan’ kelimemin ötekileştirme olarak algılanıp ‘duran adam’ söylemine bağlanmanın mantığını. “Eylem koreograf Erdem Gündüz ile başladı olur mu öyle şey tabiî ki de duran adam” diyenlere cevabım net, ‘yıllarca bilim insanı’ demedik mi? Yeni yeni anlamadık mı bu cümlelerin erkek egemen sistemin bir parçası olduğunu. Meslek gruplarından birinin ev hanımı olup ev erkeği kelimesi ile hiç karşılaşmama sebebimizi düşünmedik mi? Duran adamla başlayan bu eylem duran insanlarla devam etti. Gazın suyun bittiği anda bu eylemi başlatan Gündüz’ü tebrik etmek tabiî ki de boynumuzun borcu ama bunu devam ettirirken artık duran insan kelimesini kullanmamız da topluma alt alttan itilen o erkek egemen yapının yeni kelimelerinin yaratılmasını engelleyeceğimizi unutmamalıyız.

Kadın da çocuk da duruyor dün de feminist kadınlar durdu…

Taksim Meydanı’nda yüzlerini Gezi Parkı’na dönen onlarca feminist kadın  1 saatlik durma eylemine dün akşamüstü saat 18.00’da başladı. 50’den fazla feminist kadın üzerlerine ‘En az 3 tweet’, ‘En az 3 penguen’, ‘En az 3 ağaç’ ‘En az 3 sevgili’ gibi mesajlar yazan tişörtler giydi. Eylem anında kimi hiç kıpırdamamaya özen gösterirken kimi ise sadece okudukları dergilerin ve kitapların sayfalarını çevirmek için hareket etti. Feminist kadınlar 1 saatlik 'duran insan' eylemlerini alkışlar eşliğinde sonlandırdı. Bakın duran duruyor!!

Günlerdir giremediğim Gezi Parkı’na kadın bağıra bağıra girdi, HELAL!

İşin komedi kısmı ise feminist kadınların basın mensupları tarafından ilgi çekmesine bozulan AKP’li kadın kardeşimizdi. Üzerine Türk bayrağı bağlayan başörtülü bu kadın yüzleri gezi parkına dönen feminist kadınların önüne geçerek durmaya başladı. Kadın, basın mensuplarına  "Bu kadınları çekiyorsanız beni de çekin" diye seslenerek, feminist kadınların eylemini “AKP’liyim ama ben de Atatürk çocuğuyum. Hiçbirimizin farkı yok, kendinizi farklı mı sanıyorsunuz. Beğenmiyorsanız oy vermeyin” sözleri ile eleştirdi. Feminist kadınlardan birinin yanındaki suyu “Onun da eylemine saygı duyuyoruz” diyerek kadına uzatması önemliydi. Ama asıl olay polisin bu kadına yaptığı muameleme idi. Çok sayıda polis bağırarak düşüncelerini söyleyen bu kadının yanına o kadar kibar o kadar beyefendi davranışlar ve cümleler ile yaklaştı ki artık işin sırrının cümleye ‘AKP’lyim’ diye başlamak olduğunu tamamen idrak ettim. Polisler “Teyzecim sakin ol. Hadi parka çıkalım, dinlenirsin” diyerek, kadını sakinleştirmeye çalıştı. Yüksek sesle bağırmaya devam eden kadını gülümseyen yüzlerle bir 15-20 dakika izleyen polisler cümlelerini bitiren kadını parka çıkarttı.

O anki sinir bozukluğumu kelimeler ile tarif edebilmem mümkün değil. Sarı basın kartı olmayan bir muhabir olarak günlerdir gezi parkına giremiyorum. Bu kadının sakinleştirmek için parka çıkarttılar. Mantık ile çözülemeyecek polis hareketlerine, çifte standarda şahit oluyoruz.

Sonuç olarak Feminist kadınların durma eylemini kıskanan başörtülü kadın kıskanılacak hale geldi… Tek dileğim psikolojimin tüm bunları kaldırabilmesi.

 
Toplam blog
: 17
: 364
Kayıt tarihi
: 31.07.12
 
 

Milliyet gazetesi haber araştırma servisinde muhabirlik yapıyor. 'Mağdurun yanında Damla' esp..