Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '13

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Düşlerim Seni Hep, Yağmur Tanesi Yalnızlığımla

 Düşlerim Seni Hep, Yağmur Tanesi Yalnızlığımla
 

Deniz feneri dalgalarla sevişir


 

 

 

 

Deniz fenerleri, oldum olası gizemlidir. Onlara, 'Gizli' bir hayranlık duyarız... Beğenimiz; O'nun denize duyduğu ''İlahi'' aşk'tır. Ve bu aşka biz, saygı gösteririz...

Deniz fenerlerini, bir sevgiliye de benzetebiliriz. Geceli, gündüzlü, fırtınalı, kasırgalı, şimşekli her ortamda ''Aşkını'' yaşar. Hem de sere serpe!  Rüyaları bile, hülyaları bile, bakışları bile mavidir... Masmavi... Rengini, sevgilisi ''Deniz'' vermiştir ona...

Her birinin sevgilisi, müşterektir: ''Engin denizler!'' Denizle, fenerin ara ara  “seviştiklerini” bilir miydiniz ? Alenen  ve de sesli sesli! Deniz, canı çektiğinde, rüzgarın kulağına fısıldar. Sekiz oktavlıktır  sesi. Pavarotti bile başedemez! İşi hırlaştırmaya da vardırırlar.

Denizle  rüzgar el ele verir. İlkten, iri  iri dalgalarla başlarlar. Deniz yatağından sökülürcesine ayağa kalkar, dizleri üzerinde kayalıklara ak köpüklerle yaslanır ilkten, sonra da büyük bir kükreme ile, deniz fenerinin başının üstünden aşar... Bu kükreyiş, bu çılgınlıkta bir yok oluş vardır. Bu bir erişmedir. “Bu bir boşalış, bir orgazm'dır.”

Sonra? Sonrası iyilik sağlık. Deniz sakinleşir. Ay ışığına sarılarak deniz fenerinin ayakları dibinde, hazdan yumulu gözlerle yakamozlanır. Oynak oynak ışıklanır... Bu haller, taaaa İskenderiye Feneri kuruldu kulalı böyle devam ede gelmiştir hep!

Ya Bodrumdaki fenerler? Biz Akyarlar’daki fenere takıldık. Adil Çürük’ün babası Mustafa Bey, doğumundan ölümüne kadar bu deniz feneri ile uğraşmış. Şimdiki oğullarından Adil Çürük de  fenere devam diyenlerden. Dibine de bir restoran oturtmuş. Adını da “Fener” koymuş. Şimdi ailecek fenerle yatıp, fenerle kalkıyorlar. Bu fener, 1931 yılında Fransızlar yapmış. Şimdi pek işlevleri yok. İlk zamanlar  güneş ışığı ile sonra tüp gaz ile çalışmış. Şimdi ise elektrikle..

Ülkemizde 427 fener var. Deniz ülkesiyiz, gemimiz yok! Fener üretkeni değiliz. Osmanlıdan kalma ile idare ediyoruz. Teknoloji, cebimizde, yakamızda. Ama, fenerlerimize bu alemde yer yok!

Evet! Ne diyorduk? Deniz fenerleri. Onlar, bizim de sevgililerimiz! Sevin onları... Sık sık ziyaret edin onları...

Eğer aşıksanız, Eğer yüreğiniz sevgisizliğin burgusunda kıvranıyorsa, gidin ona. Mavi mavi bakışı ile. Bulut bulut sevdalı başı ile dinleyecektir  sizi. Yol gösterecektir...

Eğer, çarelerinizi yitirdiğiniz an. Bir seher vakti, süt beyaz nefesiyle sisleniyorsa deniz. Ağaran gün ışığı ile rüzgar, içinde sevdiğinizin tütsüsü olan bir sabah duası getiriyorsa pencereye ve henüz uyanmamışsan, iliklerine dolan bu sıcaklıkla hafiflemişsen eğer, bunun sırrını sor o deniz fenerinden...

Mavi mavi bakışlarıyle, bulut bulut sevdalı başı ile dinleyecek sizi, yol gösterecektir...

Geceleri bir bulut görsen, bir parça ağlamış. Bulutlar da ağlar hani! Çisil çisil yağan yağmurda, bir şarkı duyuyorsan uzaklardan. Ve ruhundan bir tel kopuyorsa''Çıt'' diye, uzaklara dalan yüreğinle, sislere bulanan gözlerinle ağlıyorsan, sebebini git sor deniz fenerinden. Bulut bulut sevdalı başıyle, size yol gösterecektir.

O benim meleğim...O benim rüyam diyorsan,

“Sevgimsin, özlemlerle anılan...

Şiirimsin, hecelerde var olan

Çiçeğimsin, kalbimde solmayan

 Yağmurumsun, içime damlayan,

Kandilimsin, kendiliğinden yanan.

 Arzumsun, buram buran tüten

Rüzgarımsın, başımda esen,  

diyorsan...Ve...Düşlerinde bile çimenler yeşilliğini koruyorsa...Sakın ola ki, deniz fenerinin yanına gitme!...

O'nu, ağlatırsın !

O, bu kadar sevilmedi çünkü. O zaman sen, sırılsıklam aşıksın. Yeter ki umutlar ağlaşmasın. Ümitler  hep ''Yeşil'' kalsın!

Oldu olacak, bir şiirimizi de ekleyelim. Fener severleri sevindirelim:

“Sen o kıyılarda / Ben bu kıyılarda / Akşam kararanda / Seni düşlerim / Deniz feneri yalnızlığımlaDün geceydi / Bilmem ki niye / Ufkumdan, hüzün yüklü tekneler geçti / Alın dedim, götürün beni / Yeryüzünün bütün deniz fenerleri / Karardı bir bir sanki / İçim gibi.Sen öte yanda, / Ben bu kıyılarda, / Seni düşlerim / Yağmur tanesi yalnızlığımla / Sen içimin bir tanesi/ Yüreğimin sesi, /Tükenmeyen nefesi / Sönmesin o deniz fenerleri / Işık ışık,/  çizgi çizgi / Kaplamışsın içimi / İçimdeki ışıksın / Yolum seninle aydınlık/ Yüreğim seninle parlak / Hülyalar seninle ak/

Yeryüzünün bütün deniz fenerleri / Bir anda suskunlaşsa bil ki / Ben ölmüşüm / Geçmesin hüzün tekneleri / Kararmasın deniz fenerleri / Sevginle ışıt beni / Sev beni / Ateşinle yak beni / Sev beni, unutma beni”

İŞTE DENİZ FENERİ. ARTIK İŞE YARAMIYOR EMEKLİ OLMUŞ. ALT KISMI DA RESTORAN OLMUŞ.

( ALTTA )  b o d r u m  AKYARLAR'DAN BİR GÜN BATIMI

FENERİN OLDUĞU YERDE BİR KIR SOFRASI  ( ÜSTTE) kÖRFEZDE AKŞAM SOFRASI (Altta)

DENİZ FENERİ, DALGALARI YEDİKÇE ORGAZM OLUR. GÖZÜ HİÇ BİR ŞEYİ GÖRMEZ.

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..