Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '12

 
Kategori
Magazin
 

‘Fetih 1453’, ‘Muhteşem Yüzyıl’la baş edebilir mi?

‘Fetih 1453’, ‘Muhteşem Yüzyıl’la baş edebilir mi?
 

Tarihi aşka indirgeyen yapımlar...


İlk gösterimini biletli seansta yapan ve böylece vizyona çıkmadan gelebilecek olumsuz eleştirilerden kaçan ‘Fetih 1453’ şimdi de dizi olmaya hazırlanıyormuş. Ajans Press’in verilerine göre, ilk beş günde hakkında çıkan haberlerle 5 milyon TL üzerinde bir değere eşit reklam fırsatı yakalayan yapımın TV’de gösterimi konusunda iki olasılık mevcut… Ya ‘Fetih 1453’ filmi bölümlere ayrılıp ‘mini dizi’ halinde yayınlanacak ya da ‘Muhteşem Yüzyıl’a rakip olarak yeni bir Fetih dizisi çekilecekmiş.

Bu olasılıkların ilkinin gerçekleşmesi halinde, ‘Muhteşem Yüzyıl’la rekabeti bir yana bırakıp filmin ekranda nasıl görüntü vereceğini düşünmek daha doğru olur. Zira sinema perdesinde bile belirgin olan yüzlerdeki gölgelenmelerin ve green box tekniğinin yetersizliğinden meydana gelen görüntü kaynaşmalarının ekranda daha da rahatsız edici boyut kazanması söz konusu! Çözümü, gösterim hakkını alan Show TV’ye bırakıp gelelim İstanbul’un fethinin yeni ve uzun bir dizi şeklinde önümüze çıkartılması ihtimaline…

Bunu değerlendirirken ‘Muhteşem Yüzyıl’ın başarısını neye borçlu olduğuna bakmak ilk iş olmalı. Elbette ki, ‘Muhteşem Yüzyıl’ı muhteşem başarıya taşıyan ‘Hürrem’ karakteri ve onunla birlikte gelişen Harem entrikaları! Yani, Kanuni Sultan Süleyman’ın tarihi kişiliğinin(ki dizide pek değinilmediği kesin) bu başarıdaki yeri en son nokta. Peki, Fatih Sultan Mehmet’in böylesi entrikalarla dolu bir öyküsü var mı? Henüz o devirde Valide Sultanların pek etkinliği görülmediğinden ve dahi Fatih’in seferlerden başını kaşıyıp büyük aşka düşecek vakti bulunmadığından olsa gerek, yok. Zaten ‘Fetih 1453’ filmi de aşk-meşk eksikliğini tamamlamak ve yapıma cazibe katmak için ‘Ulubatlı-Era’ ilişkisini devreye sokmuş. Ki, bu da tıpkı ‘Muhteşem Yüzyıl’ın Hürremleşmesi gibi ‘Fetih 1453’ün de ‘Ulubatlı ve Aşkı’na dönüşmesine sebep olmuş! Tarih kısmı da pek zeki görünmedikleri halde şakır şakır Türkçe konuşan Bizanslılar, düşmanı eski usul abartılı tavırlarla aşağılamalar ve Hollywood yapımlarıyla eşleşen teknik destekli savaş sahneleriyle tamamlanmış. ‘Karadağlar’ ve ‘İffet’ dizileriyle gözde olan İbrahim Çelikkol ise filmin baş çekicisi…

Kısacası, diziye dönüşüm durumunda, sinemanın avantajlarından yoksun olacak yapımın izleyiciyi çekebilmesi ve ‘Muhteşem Yüzyıl’ı geçebilmesi için mutlak surette İstanbul’un fethini gölgede bırakan aşk öyküsü ve kadın kavgası içermesi gerek. Tabi bir de Emre Engin adlı okurun ‘Fetih 1453’ filminde takıldığı ayrıntılara dikkat edilmeli.

‘Bunu sadece bizim milletimiz izleyecekse yeterli olmuş. Ama yabancılar da izleyecekse eğer biraz daha açıklayıcı ve düşündürücü olmalıydı’diyen okurumuz, finali ve gemilerin karadan yürütülme sahnesini çok zayıf bulmuş. Genç Fatih’in 40 yaşında gibi görünmesi, diğer devlet adamlarının duygularının yeterince yansıtılamaması ve Fatih’i ‘Fatih’ yapan özelliklerin(mesela Şahin toplarının çizimi) işlenmemesi filmde görülen eksikliklerden…

‘Muhteşem Yüzyıl’ı Star’a kaptıran Show TV, ekran başındakilerin tarih (gerçekte Harem) merakından yeniden nasiplenmeyi düşünüyorsa, dizinin yapımında bu inceliklere de özen göstermeli. Aksi takdirde, beyazperdede üç boyutlu animasyonlardan, efektlerden ve reklam balonundan havalanan ‘Fetih 1453’ün ekran versiyonunda hayal kırıklığı yaşayabilir. Çünkü bu haliyle senaryo gerçekten çok zayıf ve boşluklarla dolu!

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

www.sinematur.com

 

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..