Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '12

 
Kategori
Magazin
 

‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’ta maceraya dalmak…

‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’ta maceraya dalmak…
 

‘Yüzüklerin Efendisi’serisinin çıkış noktası ‘The Hobbit’in ilk bölümü olan ‘Beklenmedik Yolculuk’ nihayet beyazperdede boy gösterdi.

İkinci filmi 13 Aralık 2013’te ve üçüncüsü de 2014 yazında vizyona girmesi planlanan üçleme, gerek çekim aşamasındaki ‘hayvan ölümü’ iddialarından dolayı PETA’nın protestolarına maruz kalması, gerekse ‘The Hobbit’ kitabının yazarı J.R.R. Tolkien’in mirasçılarının dava açması gibi nedenlerden dolayı uzun süredir gündemdeydi. İddiaları reddeden ve açılan davalara aldırmadan yolunda ilerleyerek, Yeni Zelanda’da Oscar Ödülleri’ni aratmayan bir gala gerçekleştirip gövde gösterisi yapan film, ABD ile aynı anda Avrupa'nın pek çok ülkesinde ve Türkiye'de eş zamanlı olarak vizyona girdi.

***

IMAX’te 3D olarak gerçekleşen ve tıka basa dolu olan basın gösteriminde izlediğim ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’, gerçekleri anlatırken atlanmış olanların öğrenme vakti geldiğini düşünüp genç Frodo’yu bilgilendirmek üzere anılarını yazmaya koyulan Bilbo Amca’nın, çubuğundan çıkardığı dumanın halkasından 60 yıl öncesine dalmasıyla açılışını yapıyor.

‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesinden 60 yıl önce Orta Dünya’da geçen hikâyenin, dağın derinliklerinde kurulu altın ve elmas zengini Erebor Krallığı’nın refah günlerinden, Ejderha Smaug tarafından yok edilmesine kadar geçen süreci, Bilbo’nun dış ses anlatımıyla masalsı bir havada veriliyor.

Bölgede egemen güç olan Cüceler Krallığı’nın karanlığı kazdıkça daha çok değerli madene ulaşması ve nihayet ‘Dağın Yüreği’nin bulunması, Cüce Kral Thror’un altın tutkusunun aşırıya kaçmasına sebep oluyor. Altın tepecikleri gün güne artarken, bu parlak madene gömülüp uyumak isteyen Ateş Ejderi’nin de dikkati Cüce Krallığı’na çevriliyor ve kıyamet kopuyor. Elflerin Erebor Cüceleri’ne yardım etmediği savaşta zafer Ejderha Smaug’un olunca cücelere de mekânı terk etmek düşüyor.

Nasıl ki bir ejderha, yaşadığı sürece ganimetini korursa, efsanevi savaşçı Thorin de dedesinin krallığını ele geçirme hevesinden bir türlü vazgeçmiyor. İşte bu noktada, havai fişekçi büyücü Gandalf çıkıyor sahneye. Talihin cilvesi ve büyücünün metazori isteğiyle genç Hobbit Bilbo, on üç cüceden oluşan evlere şenlik bir grupla maceraya dalıp, hırsızlık sözleşmesi imzalayarak Cüceler Krallığı’nı Smaug’tan kurtarmak üzere yollara düşüyor.

***

Alametler üzerine başlatılan bu ‘Beklenmedik Yolculuk’, tüm iyi hikâyeler gibi abartıyı hak eden türden!

‘Gerçek cesaret ne zaman bir can alacağını bilmek değil, canını ne zaman koruyacağını bilmektir’ diyen yapımda; koyun yemekten bıkan Troller, savaşta Cüceleri zorlayan Orklar, karınca yuvası benzeri yer altı şehrinde yaşayan iğrenç görünümlü Goblinler, yeşil ormanın yarı çatlak büyücüsünü ve ormandaki sevimli canlıları tehdit eden dev örümcekler, sükûnetli büyücü Saruman ve saklı cennetleriyle fark yaratan Elfler, bilmece oyunu meraklısı ‘kıymetlims’iyle Gollum marifetlerini bir bir döküyorlar ortaya.

Tüm bu çok renkli kişiliklerin yarattığı görsellikte apayrı bir tat bırakan sahne ise dağların, efsane doğrultusunda, devasa taş savaşçılara dönüşerek gerçekleştirdikleri çarpışma. Tek kelimeyle: Olağanüstü! Çekimleriyle göz kamaştıran, kimi zaman da kamera oyunlarıyla baş döndüren ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’taki kostüm, silah ve mekân tasarımları da müthiş. İnceden inceye işlenmiş detaylar, ne denli özenli bir emek harcandığının göstergesi.

***

Baştan sona büyülü bir dünyanın atmosferini yaratan ve uzun sekanslarına rağmen seyirciyi kavramasını bilen bu zengin prodüksiyonda, kurgunun başarısı kadar mekânların sürekli değişmesi de çekiciliği artıran öğelerden… Seyircisine ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesinden daha gelişmiş bir görselliğin içinde kaybolma ortamı sunan ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’, bildik kahramanları da bu şölene katarak tadını katmerlemiş.

Senaryosunu Fran Walsh & Philippa Boyens & Peter Jackson & Guillermo del Toro’nun yazdığı ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’ta; Ian McKellen, ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesindeki Gandalf rolüyle tekrar karşımızda. Martin Freeman, Bilbo Baggins ve Richard Armitage ise Thorin Oakenshield karakterlerini canlandırıyorlar. ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesindeki rolüne devam edenlerin arasında Galadriel rolünde Cate Blanchett, yaşlı Bilbo rolünde Ian Holm, Saruman rolünde Christopher Lee, Elrond rolünde Hugo Weaving, Frodo rolünde Elijah Wood ve Gollum rolünde Andy Serkis yer alıyorlar.

***

‘Kötülük her zaman bu dünyaya tutunmaya çalışır’ vurgusundan yola çıkıp kötülüğü dizginlemekte küçük şeylerin daha başarılı olduğunu Cücelerin çabaları üstünden göstermeye soyunan ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’, iyilikle kötülüğü kesin çizgilerle ayırmamayı tercih ediyor. Bu iç içe geçmişliği özellikle Bilbo ile Gollum’un uzun sohbet sahnesinde yaşamak mümkün. Gollum’un o kocaman gözleri duyguların aynası… Tüm çirkinliğine rağmen, filmde hisleri ondan güzel yansıtan bir karakter daha yok!

Kimi zaman çok sıkıcı bulduğum ‘Yüzüklerin Efendisi’ne oranla hayli keyifli olan ve oradaki olguların bilincine erişme fırsatı sağlayan ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’, nihayetinde cesaretin önemi ve önyargıyla kimseyi küçümsememek gerektiği noktasına dayanmakta.

Kitaba uymak gayretiyle uzun tutulan sürede, alt mesajları görselliğiyle öteleyen ve bana göre 3D uygulaması gereksiz olan ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’ için söylenecek son söz: Hem karakterler bazında nostalji yaşamak, hem de yüzüğün Bilbo’nun eline nasıl geçtiğini gösteren bu epizodik formatın uzun sekanslı fantastik dünyasında kaybolmak isteyenlerin tereddütsüz tercih edeceği bir yapım. Biletlerin gösterime girmeden tükendiğini düşünürsek, çoktan tercih edilmiş bile…

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..