"İkramiye kazandınız" spam mesajı gibi...

Ölçüsüz vaatlerde bulunan siyasi partiler... Atmaya vergi, "yalandan ölüm" yok! misali, birbirini sanki taklit ederek, söz vermedik bir tek cenneti bırakırcasına seçim sahnesindeler. Bazen e-maillerimize "büyük ikramiyeyi kazandınız" mesajları geliyor ya... Ve bu tuzakla birlikte şu banka hesabınızı bir verin diyorlar ya. Bir "verdiniz mi yandınız!" Bilgisayarınıza girip özel verilerinizi almaları ve şifrenizi kırmaları işten bile değil. Bilenler söylüyor, ben onların yalancısı olayım...

Ölçüsüz vaatlerde sanki biraz öyle. Pazarlanan umutların karşılığında "oy" isteniyor. Bir verdiniz mi ne olur bilemem. Ancak 2007 seçim kampanyasının tarihe vaat yarışı şeklinde geçeceğini şimdiden söyleyebilirim.

Vaat (söz verim) elbette olacak. Olacak da, siyasi partiler ülke yönetmeye taliptir. Ülkeyi yönetmek ise ciddi bir iş olsa gerekir. Bu büyük sorumluluğa adanırken, vaatlerinin karşılığında kaynak göstermeleri ve eylem planlarını bir zaman çizelgesine bağlayarak kendi takvimlerini ortaya koymaları gerekirdi. Yanı sıra, öyle birkaç medyatik dolgu adayla da değil gerçekten kadrolarını oluşturup olgunlaştırmaları beklenirdi.

Neyi, neden, neyle, kimle ve ne zamanda yapacağını açıklamak gibi! Yani TV'ci diliyle belki "3N, 1K, 1Z" başlığını atmaları uygun olurdu...

Başarıları rastlantılara kalmış bireylerin toplumunda, ekonomik zorluklarıyla günü birlik yaşayan bir halkın hafızasının kırıklığına güvenerek, ölçüsüz vaat yarışına girenlerin, yarın o vaatlerinin altında ezilmeleri ihtimali bir yandadır..

Sergilenen bilimsellikten uzak, ülke gereklerinden, dünya gerçeklerinden kopuk yapılanmalarla, siyaset kurumuna olan güven duygusunun alabildiğine zedelendiği ise bir başka acı gerçektir.

Tutarlılığı tutturamayanların ortamında seçim tahminlerini tutturmak da ayrı bir zorluktur. Anketler bile bu ortamdan etkilenmekte gibidir.

Ne diyelim: "At martini Debreli Hassan... İnşallah pişman olmaz sana oy basan"!