"Kan Uykusu" destanı!

Aramızdan birçok kişi izlememiştir. 1990'lı yıllarda PKK ile mücadele eden, savaşan, destanlar yazan komutanların ağzından, yaşananları gün ışığına çıkarmış müthiş bir belgesel yapım "Kan Uykusu Belgeseli". Yaklaşık iki saatlik bir çekim.

Belgeselin ana kahramanı Kurmay Albay olduğu dönemde Hakkari Komando Tugayına komutan olarak atanan ve PKK'ya karşı gayri nizami harp taktiklerini ilk kez uygulayarak başarılar kazanan Osman Pamukoğlu. Şahsi kanaatim kendisi askeri taktikler açısından bir deha. Belgeseli izlediğiniz zaman bunu daha iyi anlayacaksınız. Ordumuzda Pamukoğlu gibi daha bir çok deha olduğundan da eminim. Kamuoyu Pamukoğlu'nu Ali Kırca'nın "Siyaset Meydanı" programında tanıdı. Belgeselden de parçalar sergilendi. Ancak sadece bu programda kaldı.

Bu belgesel izlenmeli, izlettirilmeli. Bu ülkeyi korumak için askerlerimizin hangi şartlarda, nasıl cesurca çarpıştıkları anlatılmalı. Ben henüz bugün internet üzerinden izledim. İzledikçe ibret aldım. (http://www.videoloji.net/game/3350/Kan-Uykusu-Belgeseli-Full.html)

PKK lehine aleni siyasetler yapılabildiği günümüz Türkiye'sinde, bu gibi belgesellere ihtiyacımız var kanısındayım. Heleki bundan önceki sınır ötesi operasyonlarda hiç bir başarı sağlanamadığı iddeaları TV'lerde boy gösterirken, nasıl başarılar sağlandığı öğrenilmeli. Aşk, entrika dizilerinin her gün gece yarılarına kadar yer aldığı hiçbir ulusal TV kanalımızın, böyle bir belgeseli, özellikle insanların izleyebileceği bir saatte yayınlamamasına anlam veremiyorum. Biri dışında tabi; SKYTurk kanalı. Ancak uydu üzerinden izlenilebildiği için genel bilinen ulusal kanalların ilgisini bekliyorum.

Belgeselde neler var? Aklımda yer eden bir kaç konuyu kısaca aşağıda yazacağım. Daha çok konu var ama yazmaya kalksam sayfalar almaz. Belgeselin izlenmesi daha yerinde olacaktır. Konusu hakkında fikir edinmeniz açısından bazılarını yazıyorum;

1- Büyük darbeler alan PKK, 1991 yılında ateşkes ilan ediyor ve Türkiye'de bu kararda kalıyor. Taa ki, PKK toparlanıp 1993 yılında ilk eylemini yapana kadar. Hemde tüm savaş kanunlarını hiçe sayan alçakça bir eylem. Bingöl'de izinden dönen, silahsız, üniformasız 33 askerimiz, otobüslerden indirilerek kurşuna diziliyor. Bakın silahsız diyorum. Bu eylemin ardından Osman Pamukoğlu Hakkari'ye atanıyor.

2- PKK'ya karşı bilinen savaş taktikleri değil, gayrinizami harp taktikleri uygulanıyor. Ordumuz savunma yerine saldırıya geçiyor ve belirli aralıklarla sınır içi ve sınır dışında bir çok PKK kampı yerle bir ediliyor. Örgüt büyük kayıplar veriyor.

3- Operasyonda yaralı bir terörist bulunuyor. Elinden yaralı terörist arkadaşlarınca bırakılmış. Yanına 2 ekmek, biraz peynir ve 2 soğan ile 2 adet el bombası bırakılmış. Tüfeğini de almışlar. "Asker seni bulursa öldürür. İyisimi sen el bombalarını kendinle beraber patlat, yanında da asker öldürürsün" diyorlar. Ama öyle olmuyor. Teröristi 1-2 saat önce mermi sıktığı asker tedavi ediyor. Hatta başka yaralı arkadaşın varsa yerini söyle ilgilenelim diyorlar. Askerin bu tutumu karşısında teröristin gözlerindeki şaşkın ifade görülmeye değer.

4- Asker hiç durmadan yürüyor. 16 saat dinlenmeden yürüyor. Durursa vurulacağını biliyor. Bir an önce teröristle karşılaşmak ve çatışmaya girmek istiyor. Çünkü çatışma anı asker için dinlenmek anlamına geliyor. Komutanlarda aynı şartlarda. 7 günde 4 saat uyku uyuyan bir binbaşı, hala uyumayı düşünemiyor.

5- Operasyon var. Kar kalınlığı 7-8 mt. Asker vadi içinde, teperde teröristler var. 3 günlük yiyeceği olan asker, 5 gün aç, -30 derece soğuk altında kalıyor. Çığ tehlikesinden dolayı ateş edemiyorlar. Tulumu içinde yatan Nizamettin Asteğmen, uyandığında kalkamadığını hissediyor. Öldüğünü ve mezarda olduğunu düşünüyor. Tulumu açınca üzerinde 35-40 cm. kar yığıldığını anlıyor. Tüm timde aynı şekilde. Ama yılmıyorlar. Tepeleri teröristten temizleyip ele geçiriyorlar.

6- Görev yapan bir asteğmen, gördüğü binlerce asker içinde hiç ölmekten korkana rastlamadığını söylüyor. İşte Atatürk'ün bahsettiği millet özelliği bu diyor. Başka bir asteğmen, 150 mt. düz araziyi, ateşe karşı timiyle birlikte koşuyor. Ölüme koşuyor. Hemde hiç tereddüt etmeden.

7- Sınır ötesi operasyon başarıyla sürerken, kamplar dağılmak üzereyken, operasyonu bir süre durdurma emri geliyor. Emrin sebebi, İncirlikten kalkan 2 ABD jetinin yanlışlıkla 2 AB helikopterini vurması ve yine yanlışlıkla (!) Türk askerini de vurabileceği. Ve bu jetler İncirlikten, Türkiye'den kalkıyor. Operasyon 2 gün duruyor ve sonra devam ediyor. Nizamettin Asteğmen, can dostu arkadaşı Ahmet asteğmenin roket ile vurulduğunu gözleriyle görüyor ve tek şeyi düşünüyor. Şehit ailesine bu durumu nasıl anlatacaklar.

8- Türkiye'nin yaptırdığı ve silahlarıyla teslim ettiği Barzani Karakolundan Türk askerine ateş açılıyor. Pamukoğlu Paşa karakolu vurun emri veriyor. Karakoldan PKK'lılar çıkıyor. Peki Barzani peşmergeleri nerede, bilen yok. Operasyonda beklenenin altında terörist çıkıyor. Nedeni 2 ay sonra anlaşılıyor. Yakalanan 14 yaşlarında 2 PKK'lı kadın terörist, operasyonun yapılacağının Barzani Ankara temsilcisi tarafından örgüte bildirildiğini ve asıl grubun kampı terkettiğini anlatıyor.

9- İran içinde 350 terörist tespit ediliyor. Saldırı olasılıkları yüksek. Mükemmel bir operasyon planlanıyor, asker daha onay çıkmamışken sınıra yürüyüşe geçiyor. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller operasyona onay verirken, koalisyon ortağı Hikmet Çetin İran'dan dolayı karşı çıkıyor. Konu MGK'ya gidiyor ve sonuçta dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, İran ile aramızda sorun çıkabileceği dolayısıyla operasyonu onaylamıyor. Teröristleri çembere alan asker geri çekiliyor. Buradan dağılan terörist gruptan 150'si, 2 ay sonra karakol basıp 15 askerimizi şehit ediyor.

10- Belgeselin sonunda emekli bir komutanın verdiği mesaj manidar; 1 teröristin ülkemize maliyeti 1 trilyon lira. Bundan kimlerin rant sağladığı düşünülürse, terörün neden bitmediği anlaşılır.