“Kutlu Doğum Haftası'nı” Kutlamak mı, anlamak mı?

Geleneksel hale gelen Kutlu Doğum Haftası, bu yı lda kutlanmaya başlandı. Mübarek olsun, hayırlara vesile olsun inşallah!

“Peygamberimizin dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i Nebevî (Hicri Rebiulevvel ayının 12. gecesi), asırlardır milletimiz tarafından "Mevlid Kandili" olarak kutlanmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, yüzyıllar önce bir ilim ve kültür bayramı şeklinde kutlanan Mevlid geleneğini canlandırmayı amaçlamış, bu düşünce ile de Peygamberimizin doğum gününü içine alan haftayı, "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilân etmiştir.”

Her Kutlu Doğum Haftası'nda, çeşitli merasimler, pilavlar, sakalı şerif törenleri, övgüler, dualar, ilahiler, konferanslar, sempozyumlar, ödüllü yarışmalar, açık oturumlar, şiir ve müzik şölenleri, gibi etkinlikler yapılır.

Bütün bu etkinliklerin yer aldığı Kutlu Doğum Haftası, bu yıl da Sahabi Hz. Safvan Bin Muattal türbesinde kutlandı.

Bazıları, Kutlu Doğum Haftası'nda yapılanların pek doğru olmadığını savunsalar da, Diyanetin aldığı karar gereğince;  gelenekleşen bu hafta, her yıl Nisan ayının 13-20 tarihleri arasında kutlanmaya devam etmektedir.

Kutlamalar, Peygamberi anlayışı kalplere, gönüllere yerleştirme dışında bir düşünceyi taşımadığı sürece, zararlı olmamaktadır. Günahı ve vebalı olamaz. Ancak işi, şirke vardırırcasına, Allah’a ortak koşma noktasına taşındığı, Hristiyanlaşma eğilimi olduğu takdirde, elbette hem dine, hem Peygambere zarar verecektir.

Kutlu Doğum Haftası'nda neyi kutladığını, nasıl kutladığı iyi bilmek, bu bilinçte olmak gerekir.

Kutlamaktan ziyade, Peygamberi ve onun sünnetlerini, insanlığa verdiği mesajı iyi anlamak ve hayatını ona göre idame etmek gerekir. Kutlamak mı, anlamak mı? İyice düşünüp, kararını verebilmeliyiz.

Türk Milleti inançlıdır, hoş görülüdür, dinî inançlarını bir kavga konusu olarak değil, barış ve huzur kaynağı olarak görmüştür. İşte bu Kutlu Doğum haftalarında da birlik ve beraberlik örneği sergilenerek pekiştirilmektedir. Her geçen yıl, daha da güçlü ve gönüllerde dipdiri olarak kutlanması, insanı umutlandırmaktadır.

İnsanlık için en güzel rehber, bütün güzellikleri bünyesinde toplayan ve güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamberin sunduğu en güzel model, Peygamberimizin insanlığa sunduğu model olduğuna göre; elbette bu haftada yapmamız gereken bir takım görev ve sorumluluklarımızın olması gerekir

Bazılarını yaptığı gibi, yapılan programlarda kişiler ve gruplar yerine, Hz. Muhammed (s.a.v.) tanıtılmalıdır.

Kuran ahlâkıyla donanmış Hz. Muhammed (s.a.v.)'in güzel ahlakı, yaşama biçimi olarak benimsetilmelidir.

En güzel rehber, en güzel model olan Hz. Muhammed (s.a.v)'in tebliğ ettiği vahiy ve hadisleri ile bu hadislerin evrensel mesajları öğretilmelidir. Onun getirdiği mesajı iyi okumalıyız.

En başta çocukların ve gençlerin Peygamber sevgisi ile yetişmeleri sağlanmalıdır.

Sevgili Peygamberimiz, tam bir anarşi ve kargaşa ortamında, insanlık için bir güneş olmuş, çirkinlikleri güzelliklere tebdil etmiştir. İnsanlık O’nun getirdiği yüce değerler ve prensipler doğrultusunda büyük medeniyetler kurmuştur. İnsanlık kaybedilen haklarına kavuşmuş, fıtratında var olan yüce değerlerin farkına varmıştır. İslam inancına göre, kadın-erkek Allah’ın ve cemiyetin huzurunda eşit olmanın hazzını tatmıştır.

İşte ihdas Kutlu Doğum Haftasında, Hz. Peygamberin sünnetleri, evrensel ilkeler, hak ve ilmi anlayış gibi, hikmet ve adalet, ilim ve irfan, iman ve ibadetler gibi ilişkileri yerli yerince yapılmasını sağlayan taraflarının insanlara anlatılması ve benimsetilmesi gerekir.

Ve Yunus Emre’den iki kıta:

Adı Güzel, Kendi Güzel Muhammed

Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
Şefâat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

Mü'min olanların çoktur cefâsı,
Ahirette olur zevk-u sefâsı,
On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
…

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com