Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '08

 
Kategori
Eğitim
 

"Öğretmen Adaylarına Bir Çift Sözüm Var"

"Öğretmen Adaylarına Bir Çift Sözüm Var"
 

Hatundere Köyü Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu Siverek-Şanlıurfa(İlk Görev Yerim)


Bilindiği gibi önümüzdeki Çarşamba günü, yani 5 Kasım’da öğretmenliğe ilk adımı atacak 13 bin aday için çok önemli bir gün.Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak kura çekimi sonucu 13 bin gencecik yürek, güzel yurdumun dağına,taşına; kentine,kasabasına;en ücra köyüne varana dek savrulacaklar dört bir yana…

Günü gelecek, her biri en sevdiklerinden ayrılacak, daha bir gür daha umutlu dönmek için yepyeni hayallere yelken açacak.Anadolu’nun uzak köylerinde bağlarda,bahçelerde gonca güller misali çiçek açacak,çorak topraklarda nehirler akıtacaklar belki.İşte o zaman ilgiye, sevgiye ve en önemlisi de bilgiye aç çakmak çakmak gözlerde parlayan birer ışık olacaklardır.

Ama gelin görün ki şu anda bu satırları yazarken bile kaç gündür öğretmen açığı bulunan okulumuza atanmak için gerek okul müdürümüze ve gerekse bana gelen telefonlarda okul hakkında sorulan ilk soru hepimizi umutsuzluğa sevk etmektedir.Bizler buralarda,bu ülkenin çocuklarına tüm imkanları kullanarak nasıl faydalı olabilirsizin hesabı,uğraşı içindeyken, öğretmen adayı onlarca genç yürek,okulumuzu tercih etmek için ortaya koydukları kriter müthiş hayal kırıklığı yaşatmaktadır.

Günün her hangi bir vaktinde gelen onca telefonun öteki ucundaki seslerde nedense biraz ürkeklik,biraz umutsuzluk ve tedirginlik vardır.Hemen hemen her telefon görüşmesinde yaşanan diyaloglar aynıdır..Şöyle ki;

-Aloo hocam ben okulunuzdaki sınıf öğretmenliği(yada branş kadrosu) için tercih yapacaktım.Bir sorum olacaktı.Mümkün mü acaba?

Bu sesi duyan hangimiz olursak olalım içimizde bir heyecan depreşir,”bizi tercih edip,bu uzak yerlere gelmeyi düşünen ne kadar çok çiçeği burnunda öğretmen adayı var” diye kendimizi avutuyoruz.Öğretmen adayımıza okul hakkında bilgileri nefessiz kalarak heyecanla ardı ardına sıralarken ne yazık ki gelen ikinci soruyla birden sarsılıyoruz.

-“Hocam ben asıl şey (biraz ürkekçe) ilçeye geliş-gidiş var mı acaba,bunu soracaktım?” diye bizi yaralayan o bilindik soru yankılanır hem kulağımızda ,hem de yüreğimizin derinliklerinde.

İşte tam da bu noktada dönüp kendimize şu soruları sormak zorundayız diyorum….

Atandığımız yerde kalmayarak,okulunun bulunduğu köyde yaşayan insanların çocuklarını eğitirken ,mesai biter bitmez bir telaş içinde hemen kaçıp gitmeyi düşündüğümüz sürece ,öğrencilerimizi nasıl tanıyacağız? Kim öksüz,kim garip,kim yoksul,kim okuldan sonra neyle uğraşır,kim nasıl bir evde,hangi koşullarda kalır bunu nasıl öğreneceğiz? Yaşadıkları çevreyi,köyü tanımadan, kültürünü,geleneğini,yaşam tarzını bilmeden; düğünlerinde, bayramlarında,cenazelerinde onların yanında olmasak işimiz düştüğünde nasıl yüzlerine bakacağız? Dertleriyle dertlenmeyip, sevinçleriyle coşkuyu yaşamadığımız zaman okulu,sınıfı o köy için nasıl kültür merkezi haline getiriceğiz? Her şeyden önce nasıl başarılı olmayı düşünüyoruz? Nasıl başarılı bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz? Yoksa bizim “başarılı olmak” gibi bir kaygımız,bir hedefimiz yok mu? Tamam şunu anlıyorum,bulunduğu yerde koşulların elverişsizliği nedeniyle ilçeye,ile geliş-gidiş yapmak zorunda kalan öğretmenlerimiz elbette vardır.Geçerli bir mazereti olup da bunu yapan öğretmenimize saygım sonuzdur.Ama dokuz yıllık köy öğretmenliği yaşamım boyunca geçerli bir mazeretten dolayı geliş-gidiş yapan öğretmeni çok az gördüm nedense.Nedense köylüden kaçtığımız sürece köylü çocuğu eğitemeyeceğimiz gerçeğini hiç düşünmedik,düşünmüyoruz.Hele hele yurdumun bu doğu yerinde öğretmen olarak yaşadığımız bu sert ,bu yoksul bu gerçek öğretmene muhtaç coğrafyada,zahmete katlanmadan,zorluk çekmeden,bazı riskleri ,bazı olumsuzlukları göze almadan başarılı olma ihtimalimiz yok denecek kadar azdır.

Belki aç,belki susuz,belki yolumuz kapanacak,herkesten habersiz bir başımıza kalacağız.Kim bilir belki de kışın sonu gelmez zifiri karanlıklarda korkunç yalnızlıklar yaşayacağız.Ama yüreğimizde daha güzel,daha iyi,daha mutlu ve daha başarılı aydınlık dolu günler için usulca beslediğimiz dev gibi düşlerimiz hep dipdiri,hep taptaze kalacaktır….

Bu vesile ile tekrar öğretmen adayı tüm arkadaşlarıma bol şans diliyor,gönüllerine göre bir yere atanmalarını temenni ediyorum.

02.11.2008

İbrahim KAYA

Akıncılar İ.Ö.Okulu Müd.Yrd

Kâhta Adıyaman

E-Posta Adresi kayaibrahim559@hotmail.com

Elektronik Ağ: www.idealistogretmenler.com

 
Toplam blog
: 61
: 1168
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1974 yılında  Erzurum’ un Karayazı ilçesinde doğdum.İlköğrenimimi Erzurum'da,Ortaöğrenimimi Şan..