"saydın35" soruyor...

Cevaplıyorum…

Sözüm ona, bu gün son yazımızı “Anılar” bölümüne yazıp mesai saatimize son vermiştik. Lakin “saydın35” arkadaşımız bir soru sorumuş.

Diyor ki ben anlamadım siz anladınız mı?

Sorusu da şu: Türk Silahlı Kuvvetlerinin Lübnan’a gitmesi konusunda TBMM’den geçirilen bir yıllık süre uzatım “Tezkeresi” neyin nesiymiş. Süresi Ağustos sonunda bitiyormuş, 22 Temmuz günü yapılacak seçim ile işbaşına gelecek olan hükümete bu karar bırakılsa olmaz mıymış? Bu acele nedenmiş…

Ayrıca diyor ki “Amerika, Rhice filan arkalarında”ymış… Yani destek veriyorlarmış. Sırtları yere gelmez filan diyor yani “saydın35” arkadaş…

Arkasından da ekliyor “Ben anlamadım, anlayan var mı” diye…

Ben bu konularda anlayan (!?) biri olarak cevap vereyim istedim…

Efendim, mesele şu…

Bildiğiniz, yaşadığınız ve son günlerde TV kanallarında da izlediğiniz gibi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bundan önce de bir “Tezkere” yazmışlardı TBMM’ne “İzin verin ABD ile birlikte şu şartlarla Irak’a duhul olalım” demişlerdi.

TBMM o gün hükümetin teskeresini “Ret” ettikten sonra, hükümetin teskereye binip hükümetten ayrılmaları ve Türkiye’yi bu günlere getirmemeleri gerekiyordu.

Olmadı, “İnat da bir murattır” dediler ve bu günlere geldiler.

Aradan tam dört yıl geçti.

Bu süre içinde “Hükümet etmek” fiili yerine, kurum ve kuruluşlarla kavgaya tutuştukları gibi, zaman zaman oy aldıkları toplum ile de didişme içine girdiler. İşin içine anamızı filan da karıştırdılar.

Şehitlerimiz kanlarıyla toprağımızı sularken, onlar şehit olduklarının farkına o gün de varamadılar, bu gün de varamadılar. Genç bedenler yerlere serilip “Şehit” olurken onları “Yan gelip yatıyorlar” sandılar ve sanıyorlar da…

Milletten “Oy” talep ederken “Hortumları keseceğiz” dediler…

Tamam, kestiler ama o kestikleri hortumları bir başka yerlere takıp by-pass operasyonu yaptılar. Milletten bunu saklamak için de “Bana mı sordun da paraları verdin…” dediler.

Dahası, yine “Oy” isterken “Milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracağız” dediler, baktılar ki okkanın altına ilk sırada kendileri gidiyorlar, döndüler... İlk yaptıkları icraatların başında, yandaşlarına “Örtülü af” çıkarmak oldu…

Yapamayacaklarını en iyi şekilde bildikleri halde “Türban bizim namusumuz” diyerek inançları kulandılar, onu da yerine getiremediler.

Hükümeti ele geçirmişlerdi. Ama “Devlet” istiyorlardı. Cumhurbaşkanını %34 oyla “Ben seçerim” restleşmesine girdiler. O da olmadı…

Geriye ne kaldı? Hiçbir şey, ama seçim geldi çattı…

İşte onun için TBMM’ne bir tezkere verdiler. Onu geçirdiler, yani "Tezkereyi" aldılar ve arkasından da teskere geliyor, ona da binip gidecekler…

Şimdi bunda anlamayacak ne var da soruyorsun kardeşim.

Bu kadar basit işte…

Fotoğraf: Milliyet arşivi (13 Eylül 2006)