Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '13

 
Kategori
Kitap
 

'Seksen kapıya doksan değnek çalmak' kolay mı?

'Seksen kapıya doksan değnek çalmak' kolay mı?
 

Bir düşünsenize elinize bir sopa ya da bizim oranın deyişiyle uzunca bir 'değnek' alarak kapı kapı dolaşarak, 'of be yoruldum' bile demeden bir şeyler arayacaksınız. Bu yüzden toplumumuzun çoğu kesiminde söylenegeldiği gibi, 'Seksen kapıya doksan değnek çalmak' hiç de kolay değil. Bu gibi bir çabaya girmiş olan bir kişi ya yitirdiği bir şeyi ya da kendisi için çok gerekli gördüğü bir şeyleri arayıp bulmak isteyen yılmak bilmeyen bir kişilik olarak düşünülebilir. Çevresinde dolaşarak bir şeyler arayan dünün kaygılı kişilerini bugünün araştırmalarına da yakıştırabiliriz. Gerçekten hangi araştırmacı doğru bilgilere ulaşmak için kapı kapı dolaşmaz, nice kişiler ile görüşmez ve onlarca kitap okumak zorunda kalmaz?

Düziçi’nde yeni bir araştırmanın doğuşu

Düziçili arkadaşım Bekir İşlek Düziçi’ndeki halk kültürü araştırmalarını ve Düziçi'nde yaşayan halk ozanı ve halk hikâyecisi Âşık Osman Karayiğit konusundaki araştırmalarını, yeri geldiğinde araya araya yorulduğumuzu anlatmaya çalıştığımız 'Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak' adlı kitabında toplamış bulunuyor.

İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu eski avukat yeni Didim Noteri Bekir İşlek 2009'da Düziçi halk kültürü konusundaki Tekeden Teleme Çalmak adlı araştırmasından sonra 2010'da yayınladığı Bir Cerene Av Olmak (2010) Düziçi ile ilgili üçüncü kitabına 'Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak' adını vermiş. 

Bekir İşlek eserine bu adı neden verdiğini anlatırken, 'Atasözleri ve deyimlere ulaşmak, yeniden hatırlamak ve yazıya aktarıp derlemek nasıl olacaktı? Sadece birkaç âşık değil, bütün bölge halkıyla konuşmak zorundaydım' dedikten sonra araştırması için neler yaptığını kısaca 'Ne zaman Düziçi'ne gitsem Merkez Camisi'nin avlusunda, Ahmet Güzel'in kahvesinde 'lafın eyâsine vuran' ihtiyarların yanına sokulup, kedinin ciğere baktığı gibi ağızlarına bakıp, bir atasözü veya deyim tespit edebilmek için saatlerce dinlediğim olur... 'İki çirtim laf etmek' için 'seksen kapıya doksan değnek çaldım' diyerek anlatıyor.

Bekir İşlek Düziçi toplumunun söze dayalı geleneklerini yazabilmek için katlandığı çabaları doğrultusunda altmışa yakın atasözü ve deyimin açıklaması yanında Âşık Karayiğit Osman'ın çalıp

söylediği on altı hikâye derlemesi ile karşımıza çıkıyor. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı gibi Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak iki bölümden oluşuyor. Bir ömür boyu belleğinde taşıdığı nice yakıştırmalar ile onları besleyen davranışları bir bir açıklamak için yola çıkan Bekir İşlek Düziçi Halk Edebiyatını içeren bu üçüncü kitabını bu yılın Ocak ayı sonunda yayınladı. Çatı Kitapları yayın evi

kapsamında kendisinin kurduğu Düziçi Folklor Kitaplarının dördüncü eseri olarak yayınlanan kitap yaklaşık (510) sayfa ile on beş fotoğraftan oluşuyor.

Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak bugüne kadar Düziçi için yazılmışolan en kapsamlı araştırmalardan biri. '2005 yılından beri bir yandan derlemeler yaparken, bir yandan da bu derlemeleri çocukluk anılarım ve bende oluşturduğu duygularla' yazmaya çalışan Bekir İşlek 2009'da
Tekeden Teleme Çalmak 2010'da ise Bir Cerene Av Olmak adlı zengin içerikli eserlerini kazandırdı bize. Kendi anlatımı ile Bekir İşlek: 'Düziçi Pirsultanlı köyünde doğdu, büyüdü. Düldül Dağlarını gördü.
Folklora daldı, yazmaya başladı. Tekeden teleme çaldı. Bir cerene av oldu. Çukurova folklorunun delisi tuttu. Derlemek için seksen kapıya doksan değnek çaldı'

Bekir İşlek kimdir?

Bekir İşlek 1990 yılından beri gurbette bulunan içimizden biri. Pirsultanlı Köyünde 'dokuz kardeşin dördüncüsü olarak' doğmuş 1955'de. 1976'da Düziçi İlköğretmen Okulunu bitirdikten sonra 'kısa
süreli' ilkokul öğretmenliğinin peşinden 1978 ile 1982 yılları arasında İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okur. Bu süre içerisinde İstanbul'da gazetecilik ve yayıncılık işlerinde çalışır. 1985 ile 1990 yılları arasında Düziçi'nde avukat olarak çalışan Bekir İşlek 1990 ile 1994 arasında Denizli'nin Kale ilçesinde başlayan noterlik görevini 1995 yılından bu yana Aydın'ın Didim ilçesinde sürdürmektedir.

Düziçi halk kültürünün ünlü kişileri kimlerdir?

Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak'ın birinci bölümündedelisi tutmak'tan sinsin ateşi'ne, kil ve kül'den kurt ağzı bağlamak'a, eşiğe oturmak'tan kocakarının kışı'na, çocuk belemek'ten itin gördüğü düş'e, ateşle konuşmak'tan ocak ayırmak'a, çomçalı gelin'den somak eşkisi'ne kadar Düziçililerin söz ustalıklarını öğreniyoruz yaklaşık yüz elli konu içerisinde.

Eserde Dede Korkut'tan Kır İsmail'e, Osman Nuri Poyrazoğlu'dan Musa Tolu'ya, Tanyu Karamustafalıoğlu'ndan İspir Onbaşı'ya, İsmail Görkem'den Onur Eker'e, Âşık Köroğlu'ndan Âşık Kalaycı Ahmet'e, Ali Ozanemre'den Bekir Dağsever'e, Burhanettin Akbaş'tan Şefik Dener'e kadar uzanan söz dağarcığı ve nice tespitler eşliğinde Düziçi halk edebiyatının bazı özellikleri anlatılır. Ayrıca yine birinci bölümde bulunan Mustafa Akpınar'dan Kürşat Korkmaz'a, Sevil Hıdırova'dan Âşık Sabri Yokuş'a, Âşık Bayram Denizoğlu'ndan Âşık Temel Turabi'ye kadar uzanan söz dağarcığında Bekir İşlek'in 'horantacak' olduğu kadar kendi anlatım yeteneği ile Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak için nasıl çırpındığını görüyoruz.

Düziçi halk edebiyatı için başucu kitaplarımız arasında yer almaya hak kazandığına inandığım bu eserin nasıl hazırlandığını geçen yıl bir günlük birlikte çalışmamız sırasında görmüş olduğum için
Sevgili Bekir İşlek'i bir kez de burada kutlamak isterim. O gün saat 10: 00'da başlayan en az sekiz 'kapı çalmak' çabamızın gece saat 11:00'de bittiğini söylesem inanır mısınız? O sıcak bahar günü her ikimiz de biliyorduk ki başta devlet olmak üzere kimi kurum ya da kuruluşlar; ülkemizin çoğu alanlarında olduğu gibi Düziçililerin söz dağarcığını derlemek konusunda da yeteri kadar çalışmamışlardı. Biz de
'kaçanı kovalamak' zorundaydık.

Âşık Karayiğit Osman kimdir?

Bekir İşlek kitabının ikinci bölümüne Âşık Karayiğit Osman'dan Halk Hikâyeleri' adını vermiş. Âşık Karayiğit Osman şu an Düziçi'nde yaşayan en ünlü ozan. Bekir İşlek'e göre 'Karayiğit Osman'ı ziyaret etmek aynı zamanda Düldül Dağları'nı ziyaret etmektir. Çünkü evi bu dağın eteklerindedir. Biraz daha yukarı çıkınca Cöbeli'deki Koca Çınar'ı ziyaret eder, dibindeki pınarın oluğundan kana kana su içebilirsiniz.' 

Bekir İşlek'in ileri sürdüğüne göre Âşık Karayiğit Osman; türküleri söyleyişi yönünden 1936 yılının Kasım ayı başında Macar Halk Müziği Araştırmacısı Bela Bartok'un 'Tecirli kışlağına' gelerek türkülerini kaydettiği Kır İsmail'in öğrencisi sayılır. Osman İper 1950'de Çitli Köyünde doğar. Evlerine sık sık gelen âşıklardan etkilenerek on üç yaşında ağabeyi Mehmet'in getirdiği 'üç telli bir damdıra' ile saz çalmaya başlar. 

1964'de Yeni Farsak Köyünde bulunan Âşık Hüseyin'den ilk sazını satın alır. On altı yaşında dayısı kızı ile evlendirilir. Dört kızı ile iki oğlunda toplam on beş torunu vardır. Geçimini duvar ustası olarak sağlamaktadır. '1995 yılına kadar âşıklık devam etti' diyen Osman İper, 'Sonra orkestralı salon düğünleri başladı. Âşıkların işi bitti' diyor yaşanılan değişimi anlatmak için.

Araştırmacı Bekir İşlek'e göre Karayiğit Osman 'uzak bir dağ köyünde genetiği değiştirilmemiş bir tohum' sayılır. 'Âşık Karayiğit Osman ve diğer âşıklarımız kültürümüzün mihenk taşlarıdır.'

Düziçi'nin güçlü sözlü anlatım geleneğinin değişik biçimlerini sunan Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak ülkemizdeki halk kültürü araştırmaları için bir başvuru kaynağı olacaktır.

Eğer Faruk Sümer'den Mehmet Eröz'e, Bela Bartok'tan Volkan Kaya'ya, Yaşar Kemal ile Sabahattin Eyüboğlu'ndan Ruhi Su'ya, Azad Nebiev'den Attila İlhan'a kadar özü bir yolculuğa çıkmak isterseniz Seksen Kapıya Doksan Değnek Çalmak size göredir diyebilirim.

Arkadaşım Bekir İşlek gerçekten çok zor bir alan araştırmasını büyük bir titizlikle gerçekleştirmiş bulunduğu için kendisini ne kadar kutlasam azdır.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..